1946'dan 2023'e önce Arap - İsrail sonra Filistin - İsrail sonra da Hamas - İsrail savaşlarına uzanan süreç...Bu süreçte İsrail coğrafyasının genişlemesi ve bugün geldiği nokta. Hamas saldırısı ile yıkılmaz dedikleri Demir Kubbe delik deşik oldu. İsrail için bir ihmal mi, yoksa bir komplo mu ? Yoksa Ortadoğu'nun yeniden şekillendirilmesi için bir adım mı ? Tüm bu sorulara cevap ararken ABD ve diğer devletlerin İsrail yanında koşulsuz destekleri. Neden ?
ABDnin İsrail'i destekleme adı altında dünyanın en büyük nükleer reaktörle çalışan uçak gemisi ve eşliğinde filosu Doğu Akdeniz'de... Ardından yeni uçak gemisi ve filosu bölgeye yola çıkmış, yetmiyormuş gibi İngilte Kraliyet Donanması bölgeye gönderiliyor. Fransa'sı, Almanya'sı, Hindistan'ı, velhasıl devletlerin büyük kısmı İsrail yanında olduğunu açıkladı.
Sormak lâzım: İsrail'in gücü Gazze veya Filistin'e yetmez mi ? Yetmesi bir yana bölgedeki Arap ülkelerini hallaç pamuğu gibi atacak güçte...
O zaman ABD ve diğer devletlerin bölgeye askeri güç göndermeleri ve İsrail'i koşulsuz destekleri niye ?
Biraz dünya tarihi bilgisi, biraz strateji bilgisi, biraz dış ve iç siyaset bilgisi, biraz Ortadoğu bilgisi, İsrail -Arap siyaseti ve kültürleri hakkında bilgisi, biraz gündem takibi olan ve tarihe siyasete stratejiye uluslararası politikaya vesaire ilgisi olan ve araştıran bir kişinin bu meseleyi anlaması çok zor değil.
Bir tarihçi olarak belittiğim alanlarda bir nebze de olsa bilgisi ilgisi ve öngörüsü olan bu kardeşinizin çerçevesinden; GAZZE, FİLİSTİN özelinde İsrail, ABD ve avanelerinin düşünce, plan ve projelerine, stratejilerine beraber bir göz atalım. Birlikte değerlendirme yaparak ilginizi çekecek fikirler ortaya koyup ORTADOĞU - AVRASYA'nın fotoğrafını çekelim.
İsrail başbakanı Netenyahu ne diyor: " Bu bir savaş " diyor. Halbuki savaş devletle yapılır . Karşında bir örgüt var.
Netenyahu ne diyor ? "Ortadoğu'yu değiştireceğiz. " diyor. İsrail hükümeti ne diyor: " 24 saatte Gazze'yi boşaltın " diyor. İsrail hükümeti ve yetkilileri bu vb. açıklamalar yapıyor. Bir taftan da Gazze, havadan- karadan- denizden abluka altına alınmış, aralıksız bombalanıyor. Her an karadan süpürme harekatını başlatmak için hazırlıklar devam ediyor. Ama Gazze'yi asker sivil demeden bombardıman altına tutmayada devam ediyor. Dışarı ile tüm bağlantısını kesti. Ortaçağ savaş zihniyeti ile şehri ölüme yok olmaya mahkum etti.
Evet ! Neden ?
Çünkü hedefi şu:
Gazze İsrail toprağı olacak . Ardından Filistin'in Ramallah, Nablus gibi şehirlerinde inşa edilen İsrail yerleşkeleri sonrası bu alanları tamamen İsrail toprağı yapmak. Tüm dünyanın gözü önünde bunu nasıl yapacak. ? Başarabilecek mi ? Göreceğiz.
İsrail; " BM'nin 51. maddesinde yer alan ülke güvenliği sözkonusu olduğunda ülke meşru olarak kendini savunma hakkına sahiptir " ilkesi gereği saldırı hakkı olduğunu meşru görerek elde etmeye çalışıyor. Yani İsrail diyor ki; meşru savunma hakkımı kullanıyorum. Doğal olarak buradan hareketle ABD ve diğerleri İsrail'in bu saldırısını meşru müdafaa görüp yanında durmaya yönelik açıklamalar ve yardımlar yapıyorlar. Bu yolla İsrail kararlı durmaya ve sonunu getirmeye çalışıyor.
İsrail'in tutumu karşısında Filistin Mahmet Abbas yönetimi ne yapıyor ?
Grip olmuş insanın sesi kısılır misali Mahmut Abbas ve yönetiminin sesi kısık, doğrudan dış destek alamıyor, uluslararası platformda kendisini kıstırılmış hissediyor, ne yapacağını bilemiyor.
İran destekli Lübnan'ın güneyinde İsrail sınırında yer alan Hizbullah bu durumda ortalığı toza dumana katması gerekirdi. Neredeler ? Ufak tefek hamleler hariç başka bir hareket yok. Neden ?
Golan Tepeleri, İsrail tarafından işgale uğramış bitik paramparça olmuş Suriye nerede ? İsrail Şam ve Halep hava alanlarını havadan vurdu, ses var mı? Siz söyleyin.
Arap ligi ne yapıyor ? Her zaman olduğu gibi göstermelik tepkiler. Başta Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri zaten İsrail ile yakınlaşma sürecinde işbirliği, içerisinde idi. Diğerleri şu ortamda yaşayacakları sorunları ve korkularını savuşturma derdinde.
İRAN ! Ona ayrı bir başlık açmak gerekir. Ama henüz ôn plana çıkmıyor , itidalli hareket ediyor. Halbuki işin tam ortasında İRAN var. Niye ? Birazdan...
Türkiye'nin tavrı ortada. Bir an önce çatışmanın durdurulması, müzakere masasına oturulması, esir değişimi olması konusunda girişimleri, insani yardımlara koridor açılması konusunda ve iki tarafı itidalli olmaya yönelik çağrılarda, girişimlerde bulunuyor. Hem Cumhurbaşkanlığı nezdinde hem dışişleri bakanlığı ve ilgili birimler mekik diplomasisi yürütüyor. Barışa yönelik tüm yolları açık tutmak için gece gündüz uğraşıyor. Ki yapması gereken de bu. Niçin ? Birazdan... Okudukça anlayacaksınız.
Rusya, Suriye'de üssü olmasına rağmen pasif. Cılız, ufak tefek tepkiler veriyor. Çünkü kuyruğunu kaptırmış durumda. Ukrayna savaşı var. Mücadele sahasını ve hacmini genişletip daha da zor duruma düşmemek için uğraşıyor. Demek ki, bu savaşa çok gafil yakalandı. Birileri için büyük fırsat. Birazdan...
Sevgili Okurlarım !
Bölgedeki durumun fotoğrafını basit bir şekilde çektik. İsrail'in hedefi kendi adına belli. İsrail kendi gücüyle hedefini gerçekleştirip bölgenin bütününü İsrail toprağı haline getirmek ve kendi adına Filistin gerçeğini ortadan kaldırıp meşru İsrail devletini bölgedeki tüm unsurlara kabul ettirmek ve ulusal güvenliğini güvence altına almaktır. Arkasına malum devletleri alarak gerekli hazırlık ve adımları atmaya başladı. Ne Filistin ne Arap Ligi bunu engelleyecek durumda değil. Ne güçleri ne de siyasetleri buna yetmez. Bunu herkes biliyor.
Şimdi şu soruyu soralım !
O ki İsrail istediğini yapabilecek güçte, ABD uçak gemilerinin ve filolarının, İngiltere kraliyet donanmasının İsrail'e destek adı altında Doğu Akdeniz'de ne işi var ? Çünkü mesele büyük... Ortadoğu'da yeni düzen, yeni harita, yeni ekonomik durum ve yeni strateji oluşturmak. Nasıl mı ? Şöyle...
ABD İsraile destek bahanesi ile Doğu Akdeniz'e tam yerleşmek... Bölgede son dönemde kaybettiği itibarı telafi etmek, AVRASYA ülkeleri üzerinde yeniden ağırlığını hissettirmek, başta ekonomik ve enerji krizi olmak üzere kendisi için bir çok yeni çözümler bulmak. Yeni düzen, yeni harita, yeni stratejiler ve ve ve...
Unutmayın, bölgeye nükleer reaktörle çalışan GERALD FORD uçak gemisi geldi. Yani geminin yakıt ikmal sorunu yok. Kendi enerjisini kendi üretiyor. Bir nevi gemi ve filo askeri üs gibi. Geminin 80 - 90 civarında savaş uçağı taşıdığı söyleniyor. Refakatinde de ayrıca savaş gemileri. Ardından bölgeye gönderilen yeni uçak gemisi ve beraberinde yola çıkan savaş gemileri...Tabi bunların taşıdığı askerler, füzeler, silahlar, mühimmatlar vs. Yani DOĞU AKDENİZ''de; denizden denize, denizden havaya , denizden karaya saldırı alanı ve hakimiyeti sağlayacak askeri üs oluşturuluyor anlamına geliyor. Kuzeyde TÜRKİYE - RUSYA, doğusunda Arap ülkeleri ve son nokta İRAN, güneyinde Kuzey Afrika ve sorun LİBYA ve Kızıldeniz SUDAN hattı... Yani bahsedilen yer AVRASYA ...
ABD'nin gönderdiği bu unsurlara bakıldığında Doğu Akdeniz'de tam bir üs merkezi oluşturulmuş oluyor. Yanında İngiltere Kraliyet Donanması'da olduğunu düşünün. Zaten AVRASYA ülkelerinin çoğunda askeri üsleri var. Öyleyse niye bu askeri unsurların Doğu Akdeniz'e gönderildiği yavaş yavaş anlaşılıyor.
Nükleer enerji ile çalışan dünyanın en büyük uçak gemisini ve filosu ile bu üslere her türlü desteği vermek, askeri ve stratejik koordinasyonu sağlamak, bölgeyi tam abluka altına almak, bu merkezden bölgeyi tehdit altında tutmak. Muhtemel bütünlüğü oluşturulmak istenen İsrail'i savunma güvencesi altına almak. Bölgedeki enerji unsurlarını ve enerji koridorlarını denetim altına almak ve bu noktada yeni açılımlar yapmak, başta Rusya kaynaklı oluşan dünya gıda krizine çözüm bulmak. Doğu'ya doğru açılımda yeni kapılar oluşturmak, Kafkasya kapısı gibi. İsrail ABD ve avaneleri önünde bu açılımda engel olarak kim veya kimler görülüyor. Birazdan...Daha da teferruatlı izahatlar yapılabilir.
Şimdi ABD'nin hedefini kısa bir sekilde AVRASYA ülkeleri özelinde özetleyelim.
1 - Suriye'de üssu olan, Şam yönetimini koruma altına alan Rusya'yı, Ukrayna Savaşı'ndaki zor durumdan yararlanıp Rusya'nın bölgedeki etki alanlarını ve caydırıcılığını ortadan kaldırmak. Rusya'yı yeniden kuzeydeki Rusya sahasına hapsetmek. Rusya'yı kendi coğrafyasında sıkıştırıp gücünü kırmak, küresel aktör olmaktan çıkarmak, Rusya'nın Avrupa üzerindeki baskı ve tehditlerini sonlandırmak. Yarattığı enerji ve ekonomik krize son vermek. Bu konuda Avrupa'lı devletlerin ABD yanında tavır almasını bakınız.
2 - Suriye'deki bölünmüş yapıyı devam ettirmek ve etkisiz Şam yönetimini ele geçirmek. Suriye'deki enerji potansiyelini kontrollerine almak. Bu bölgedeki PKK, PYD, YPG gibi terör ôrgutlerine yerinde lojistik destek sağlamak ve bölgedeki istikrarsız yapıyı devam ettirmek. Bu bağlamda özellikle TÜRKİYE ve İRAN'ı terör tehdidi altında tutmak, bu sahada kendi insiyatifinde olacak siyasi yapıların oluşmasını sağlamak. Bu manada bölgede yaşananları gözönüne getiriniz. Rahatlıkla anlayacaksınız.
2 - Irak'ta zaten durum ortada. Irak Suriyeleştirilmiş durumda... Parçalanmışlık, enerji, teröre, kaosa, mezhepsel çatışmalara teslim olmuş durumda. Komşusu Türkiye ve İran'ın tedbirleri, uygulamaları, mücadeleleri ortada ...
3 - Mısır'daki SİSİ yönetiminin batı ile bağlarını güçlü kılmak ve Mısır - İsrail yakınlanmasını kuvvetlendirmek. İsrail devletinin güvenliğine güç katmak. Birlik olmaktan öteye gidemeyen Arap Ligini tamamen parçalamak ve etkisizleştirmek. Komşu Libya'yı doğudan siyasi ve askeri açıdan abluka altına almak. Batı'nın Süveyş kanalı ticaretini güvenceye kavuşturmak. Ayrıca Doğu Akdeniz'de TÜRKİYE'nin deniz yetki sahası konusundaki adımlarına Batı'nın ve Mısır 'ın verdiği karşılığı anımsayınız.
4 - Libya'daki parçalanmış yapıyı ve iç çatışmayı körüklemek. Bu ortamda batı yanlısı bir yönetimi iş başında tutmak. Libya siyasetini, ekonomisini, enerjisini kontrol altına tutmak. TÜRKİYE'nin son dönemde Libya'daki varlığı ve deniz yetki alanlarındaki işbirliğine yönelik adımlarını boşa çıkarmak. Bu konuda TURKİYE'nin attığı adımları, girişimleri ve yaptığı antlaşmaları ve malum devletlerin verdiği tepkileri hatırlayınız.
5 - Suudi Arabistan yönetiminin ABD'yle işbirliği herkesin malumu. Son dönemde Mısır gibi Suudilerin de İsrail yönetimi ile yakın ilişki kurması ve normalleşme adımları ortada. Yani Suudilerin GAZZE, FİLİSTİN gibi bir dertleri yok görünüyor. Dostlar alışverişte görsün misali ufak tefek göz boyama tepkileri ortada.
6 - Birleşik Arap Emirliklerinin tutumu ortada. ABD güdümlü her yönüyle... Türkiye - Katar yakınlaşmasına darbe vurup, Katar"ı, Suudi ve Birleşik Arap Emirlikleri eksenine kaydırmak. Yani TÜRKİYE'nin bu sahadaki etki alanını daraltmak.
7 - SUDAN ! terörü destekliyor bahanesiyle kabile ve mezhepsel çatışma alanına döndürmek. Bu sayede hem stratejik hem enerji sahasına sahip olmak, Kızıldeniz havzasında ticari, ulaşım, stratejik, lojistik güvenliği sağlamak . İsrail için güneyden ileride gelebilecek tehdit sahalarını bertaraf etmek. TÜRKİYE'nin Sudan'daki tarım, askeri ve siyasi alanlarda yatırımlarını göz önünde bulundurmak gerekir.
# Fotoğrafa yukarıdan bakıldığında, şu sonuca varmak zor olmasa gerek. Hedeflerden biri TÜRKİYE...
# İRAN; Yenem'de, Suriye'de, Lübnan'da, Gazze, Filistin'de, Irak'ta yürüttüğü çatışmacı siyaseti ile Hamas, Hizbullah gibi grupları sürekli destekleyip kışkırtması, bölgede mezhepsel temelli çatışma alanları oluşturması, bölgede ne kadar etkili olduğunu gostermektedir. Bölge barışına İSRAİL, ABD'den sonra en çok darbe vuran devlet durumundadır İran. İRAN'ın mezhepsel temel üzerinden Ortadoğu'da hakim güç, aktör olma gayretini kaybetmeme arzusu malum bu devletleri bir araya getirmektedir.
Yaşanan Gazze felaketinde, bir adım sonra hedefin bölge aktörü olmak isteyen İRAN'ın olduğu açık seçik belli. Bu durumu gören İRAN henüz sahne almış değil . ABD'li yetkililer ne diyor: " Hamas - İsrail çatışmasında İRAN'ın dahli olup olmadığına dair somut delilere rastlanmadı. " Bu aslında hedefin bir sonraki adımını göstermektedir. Oyunu gören İRAN beklemede, ihtiyatlı...
Öyleyse İran için ABD ve İsrail'in hedefi ne ?
- İran'ı Suriyeleştirmektir.
- Ardından hedef yukarıda öz şekilde bahsettiğimiz TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'ni Anadolu'ya hapsetmek, bölgesel aktör olmasını engellemek ve siyasi, askeri açıdan etkisizleştirmek.
- Sonrasında RUSYA'yı kuzeyde kendi coğrafyasına hapsedip her sahada dalını budağını kırmak, küresel aktör olmaktan çıkarmak.
SONUÇ: Güvenliği sağlanmış İsrail, Ortadoğu 'da yeniden ağırlığını koyan ABD ve kolluk kuvveti Nato'ya yeniden hayat sahası kazandırmak. Rusya merkezli başlayan enerji krizine yeni çözümler üretmek. RUSYA - TÜRKİYE - İRAN pazifize edilmesi yoluyla ABD'nin ve avanelerinin Kafkasya ve üzerinden Orta- Asya coğrafyasına yeni kapı açmak.
Yani kısaca ne diyebiliriz ? YENİ DÜNYA DÜZENİ için cehennemin kapılarını açtılar. GAZZE SAVAŞI Ortadoğu'nun 11 EYLÜL 'ü müdür, yaşayıp göreceğiz Gidişatı gören devletimiz yukarıda belirttiğim gibi olması gereken dış politikayı yürütüyor. Hepimiz hakkında hayırlısı olur inşallah.
Savaş baronları hedefleri için kan gözyaşı savaş her yola başvururken çocuk, yaşlı, kadın, masum demeden herkesi katledebiliyor. Onlar; amaçları uğruna masum kendi insanlarina bile rahatlıkla kıyabiliyor. Musevi, Hıristiyan, Müslüman olmuş, onlar için hiç bir anlamı, hükmü, hukuku yok.