ABD'nin IŞİD'e karşı askeri harekat gerçekleştirecek bir koalisyon oluşturmak için dün devam eden çabalarına özellikle İran ve Suriye'nin askeri operasyonda rolünün ne olacağı konusunda anlaşamayan ve yüzyıllardır Ortadoğu'da bölünme sebebi olan mezhepçilik damgasını vurdu.
Aralarında ABD, Suudi Arabistan ve Rusya'nın da olduğu 26 ülkeden oluşan bir grup IŞİD'e karşı "uygun askeri yardım da dahil olmak üzere ne gerekiyorsa" yapmak için söz verdi.
Fakat ABD'nin Arap ülkelerinin hava saldırılarına katılma konusunda görüş birliğine vardığını açıklamasının hemen bir gün sonrasında Arap ülkeler askeri bir harekata katılmaya hazır olmadıklarının sinyallerini verdiler. ABD aynı zamanda Suriye'nin askeri operasyonlarda işbirliği içerisine katılmasını isteyen Rusya'dan da eleştiri aldı.
Uluslararası toplantının sonlanmasının hemen ardından ABD dün yaptığı bir açıklamada geçtiğimiz hafta duyurulan genişletilmiş Irak harekatı çerçevesinde ilk hava saldırısının yapıldığını duyurdu. Yetkililer harekatın IŞİD'in konuşlandığı bir bölgeyi hedef aldığını belirtti.
ABD ordusunun harekatı daha önce insani yardım ve Irak'ın altyapısını korumakla sınırlandırılmıştı.
Görüşmelere katılan ABD'li ve Arap yetkililerin açıklamalarına göre Ortadoğu'nun önemli Sünni ülkelerinin operasyona destek vermekten kaçınmasının ana nedeni böylesine bir operasyonun bölgedeki İran ve Suriye gibi Şii ağırlıklı nüfusu olan ülkelerin yararına olacağını düşünmeleri.
Bu tartışma IŞİD'e karşı uluslararası bir koalisyona liderlik etmeyi planlayan Obama hükümetin nasıl bölgedeki mezhepçilik anlaşmazlıklarının derinlerine çekildiğini de gösteriyor.
İranlı liderlerle özel görüşmeler gerçekleştirildiğini kabul eden ABD'li yetkililer, Sünni ülkelerin hassasiyetini göz önünde bulundurarak IŞİD'e karşı Tahran ve Şam ile işbirliği içinde olunmayacağını açıkladı.
Böylesine bir durum İranlı liderlerin veya Beşar Esad'ın bölgedeki ABD operasyonlarını sabote etme riskini doğururken, aynı olay Irak'ta Saddam'ın devrilmesinin ardından görülmüştü.
Son günlerde Tahran'a yakınlığıyla bilinen Şii milisler Washington'a ABD askerinin IŞİD'e karşı operasyona girişmesi durumunda hedef alınabileceği konusunda açık uyarılarda bulundu.
Milislerin radikal isimlerinde Mukteda El Sadr dün televizyonda yayınlanan bir röportajında ABD'ye yönelik olarak "Eğer siz geri gelirseniz biz de geri geleceğiz" dedi.
İran Lideri Ayetullah Ali Hamaney ise yaptığı bir açıklamada hükümetinin Washington'dan gelen operasyona dahil olmaları konusunda birkaç öneriyi reddettiklerini duyurdu.
Irak'ın yeni liderleri ise ABD ve müttefiklerine İran'ı Paris'te gerçekleştirilen görüşmelere çağırmadıkları için serzenişte bulundu.
Irak Dışişleri Bakanı İbrahim El Caferi Paris'ten yaptığı bir açıklamada "İran'ın orada olması için ısrarcı olmuştuk ve olmamalarından dolayı üzgünüz" diyerek Tahran'ın IŞİD'e karşı savaşta Irak hükümetine ciddi yardımları olduğunu söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise İran ile özel görüşmelerin gerçekleştiğini kabul ederek ABD'nin ileride bu görüşmelere devam etmeye hazır olduğunu ve bunun da önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler zirvesinde yapılabileceği konuşuluyor.
Fakat ABD'li diplomat yine de Irak veya Suriye konusunda İran ile işbirliği veya istihbarat paylaşımının söz konusu olmadığının altını çizdi. Kerry ayrıca İran'ı Paris'teki konferansa çağırmamasının nedeninin kısmen Sünni ülkelerden gelen boykot tehdidi yüzünden olduğunu da belirtti.
Kerry dün yaptığı bir açıklamada "İran ile işbirliği yapmıyoruz ama dediğim gibi bir noktada yapıcı bir şeyler inşa edebilmek için diyalog içerisinde olmaya hazırız" ifadelerini kullandı.
Esad hükümetinin IŞİD ile yapılacak çatışmalarda alacağı rol de Obama hükümetini düşündüren bir başka konu.
ABD'li yetkililer Suriyelilerin IŞİD'e karşı gerçekleştirilecek askeri saldırıları koordine etmeye dair yaklaşımlarını reddetti.
Fakat Rusya başta olmak üzere Esad'ın müttefikleri dün yaptıkları bir açıklamada Suriye'yi dışlamanın bölgede şiddetin daha da artmasına neden olacağını belirttiler.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Paris'te yaptığı bir açıklamada "Suriye hükümetiyle işbirliği gerçekleştirmeden açık açık Suriye'deki IŞİD noktalarına saldırılacağının söylenmesinden endişe duymamak mümkün değil. İran gibi Suriye de bizim bu mücadelede doğal müttefikimizdir" ifadesini kullandı.