İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Bize, cesareti ve şerefi üç gramdan ibaret olanlar lazım değildir. Bu parti 'siyasetçiyim' diye poz kesmeye çalışanların fotoğraf stüdyosu sayılmamalıdır." dedi.
Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, Türkiye'nin zor şartlardan geçtiğini, iktidarın vatandaşa karşı hiçbir vaadini yerine getirmediğini ve sorunlara karşı sessiz kaldığını savundu.
Bugün yaşanılanların bir "paradigma" veya "yeni" olmadığını ifade eden Dervişoğlu, "Şimdi içine biraz yeni paradigma, biraz Misakımilli, yettiği kadar Kürt sorunu, çözüm ve terörle mücadele laflarını koymaktadırlar." diye konuştu.
Hiç kimsenin Kürtlere bir vatandaş ve fert olarak "Nasılsın, derdin nedir?" diye sormadığını iddia eden Dervişoğlu, şunları söyledi:
"Çünkü onlar için herhangi bir vatandaşın sorunu ne kadar önemliyse Kürdün sorunları da ancak o kadar önemliydi. Çünkü bu ülkede yaşayan herkes ancak bir aparat olarak kullanılabilirse iktidarın takdirine mazhar olabilirdi. Kimse onlara, 'Karnın tok, sırtın pek mi? İşin gücün var mı? Çocuğun okula gidebiliyor mu? Sağlık hizmeti alabiliyor musun? Gelecekten ne istiyorsun, ne bekliyorsun?' diye sormadı. Elbette sormazlardı, dinlemezlerdi ve hatta görmezlerdi. Çünkü zaten kimseye sormuyorlar, kimseyi dinlemiyorlar, kimseyi görmüyorlar. Kimsenin hayat derdini çözmüyorlardı. Hayat derdini çözmedikleri, çözemedikleri ve asla da çözmeyecekleri için kimlik sorunlarını her gruba havuç diye gösteriyorlardı. Her grubun havucu ayrı, sopası ayrıydı. Sopayı tutan ellerse hep aynıydı. Şimdilerde birbirine uzanan, birbirini sahneye davet eden eller de işte o ellerdir."
DEM Parti heyetinin ziyaretlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, "Diyorlar ki süreç Meclisten yürütülecekmiş. TBMM'nin hangi yetkisiyle, hangi süreç yönetilecektir?" sorusunu yöneltti.
Milletin yoksullukla, işsizlikle, hayat şartlarıyla, adaletsizlikle savaştığını ve ayakta kalmaya çalıştığını ileri süren Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siz, hanginiz, kimle barışacaksınız? Neyin savaşını, kimler vermiştir de şimdi hangi barış yapılacaktır? Öldürülen asker, polis, öğretmen, mühendis, Kürt, Türk, Alevi, sağcı, Sünni, savaşta mı ölmüşlerdir? Teröre 'savaş' adını koymaya çalışanlar mı Türkiye'ye barış getirecek? Millete akılsız muamelesi yapmayın. Bugün demokrasinin 'd'si yoktur. Demokrasinin hiçbir kurumunun kalmadığı, kimsenin ağzını açamadığı, sivil toplumun köküne kibrit suyu ekilmiş Türkiye'de kimler, neyin müzakeresini, ne amaçla yapacağını bilemez hale gelmiştir. Bugün, hukukun 'h'si yoktur. Bu halde adını bile koyamadıkları bir sürece hangi hukuka dayanarak, neyle müdahale edeceksiniz? Başlattığınız bu süreci hangi hukuki zeminde sürdüreceksiniz? Bunu anlamak mümkün değil."
Müsavat Dervişoğlu, "açılım", "demokrasi" veya "anayasa" adına ne denirse denilsin, "millet ve Cumhuriyet düşmanlarıyla" kapalı kapılar ardında hiçbir görüşme ya da müzakere yapmayacaklarını belirtti.
- "Hak etmeyenlere nezaket ve saygı göstermeyeceğim"
Bundan sonra hak etmeyen insanlara nezaket ve saygı göstermeyeceğini dile getiren Dervişoğlu, "Saygısızlara ve nezaketsizlere saygı ve nezaket göstermek, aldığımız aile terbiyesinin gereğidir, ailelerimizden böyle öğrendik ama kendisine gösterilen nezaketi suiistimal edenler de var. Aldığımız aile terbiyesi ve geçmişimize olan saygımızdan ötürü sergilediğimiz hassasiyeti istismar ederek bunu fırsatçılığa çevirmekten utanmayanlar var. Benim saygım sana değil, oturduğun koltuğadır. Çünkü ben o koltuğun ilk ve gerçek sahibini tanıyorum, ona hizmet etmenin bahtiyarlığını yaşıyorum." ifadesini kullandı.
Milletvekillerinin, vatandaşlara olduğu kadar seçmene karşı da sorumluluklarının bulunduğuna dikkati çeken Dervişoğlu, "Bunun hilafına bir hareket planı olan, başka türlü hesapları olan veya İYİ Parti seçmeni dışında hesap verdiği başka bir makamı olan varsa, bilsin ki onun aramızda bu saatten sonra yeri yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
Milli mücadele verdiklerini ve milli mücadele zamanlarında ihanete merhamet olmayacağını belirten Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Kendisini seçen oyların ne manaya geldiğini hala bilmeyen varsa o seçmenlerin verdiği Meclis vazifesinin neyi gerektirdiğini anlamayan yahut bu mücadeleyi vermek yerine, bundan kaçmayı tercih edenler varsa, size açık olan kapıların nereler olduğu tarafımızdan malumdur. O kapılarda yakasında taşıdığı milletvekili rozetinin ağırlığını, kuyumcu tartısındaki rakamdan ibaret görenlere, aynı tartıyla gramajı yüksek rozetler takmak isteyenler de vardır. Bize, cesareti ve şerefi üç gramdan ibaret olanlar lazım değildir. Bu parti 'siyasetçiyim' diye poz kesmeye çalışanların fotoğraf stüdyosu sayılmamalıdır. Kimse kendisini, bu büyük vefanın ve alın terinin üzerinde görme cüretine kapılmasın. Bilinsin ki kimler İYİ Parti içinde beyhude sorunlar yaratmak istiyorsa, onlar Türk milletine sorun diye bakıp sorun yaratanlarla bir ve aynı kişiliklerdir."
Dervişoğlu, artık sabrının sonuna geldiğini, bunları hoşgörüyle karşılamaya tahammülünün olmadığını vurguladı.