KTÜ Rektör Yardımcısı ve Akil İnsanlar Karadeniz Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez 15 gün önce Başbakan’a sunulan raporu değerlendirdi. Başbakan’ın kendilerine çok sayıda özel sorular yönelttiğini ve önemli bir toplantı gerçekleştirildiğini kaydeden Hakyemez, “Karadeniz’de insanlar sürece olumlu bakıyor. Toplum sağduyulu, mantıklı ve pratik düşünüyor” dedi.
KTÜ Rektör Yardımcısı, Akil İnsanlar Karadeniz Komisyonu Karadeniz Heyeti Başkanı Prof.Dr.Yusuf Şevki Hakyemez 15 gün önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sundukları rapora ilişkin açıklamalarda bulundu. Hakyemez, “Başbakana 15 gün önce raporumuzu sunduk. Kendisinin özel sorularına cevap verdik. Karadeniz’de insanlar bu sürece olumlu bakıyor. Toplum sağduyulu, mantıklı, pratik düşünüyor. Çünkü birlikte yaşamak durumundayız” dedi.
Hakyemez açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Gündem çok sık değişiyor. Gezi Parkı olayları gündemi çabuk değiştirdi. Ama biz 31 Mayıs’ta faaliyetimizi bitirmiştik, rapor yazıyorduk. 63 kişilik heyetin görevi bölgelerde insanların nabzını tutmaktı. Karadeniz illerinde sürece yönelik bakış açısı olumluydu. Yarısından çoğu bu sürece olumlu bakıyor. Ama bu durum hiçbir endişe taşımadığı anlamına gelmiyor. Akan kanın durmasını herkes istiyor. Fakat yöntemle ilgili görüşler var. Yöntemi halkın çoğunluğu destekliyor. Bir anketle bunu tespit etmek mümkündür. İnsanlar sürece olumlu bakıyor. Toplum sağduyulu, mantıklı, pratik düşünüyor. çünkü birlikte yaşamak durumundayız Türkiye’de terör örgütü bunu engellemeye çalışıyor. Terör örgütünün eline koz vermemek gerekiyor. Kardeşlik hukukunu tesis etmek gerekiyor. Bunun yanı sıra elbette Karadeniz insanının endişeleri var ama genelde destekliyor. Benim de endişelerim var. Bölünmez bütünlük noktasında taviz vermemek gerekiyor. Zaten hükümetin duyarlılığı bizden daha fazla. Tek devlet, tek bayrak, tek devlet Karadeniz insanının endişeleridir. Öcalan’ın salıverilmesi noktasında endişeler var. Bizim bölgenin raporuyla başka raporlar benzer durumlar ortaya koyuyor. Tüm bölgelerdeki endişeler aslında benzeşiyor. Gelen tepkiler de demokratik düzeydeydi. Saygıyla karşıladık. Tepki verenlerin slogandan başka sermayesi yok. Oturup biz de onlara sloganla karşılık veremezdik.”