Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, şu anda tüm bankacılık sisteminin riskleri iyi ölçemeye ve doğru kredi tahsis etmeye çalıştığını belirterek, ''Bankaların bu anlamda sorumlu davrandıklarını, yani limitlerin serbest rekabet ortamı içinde belirlenmesinin doğru olacağını düşünüyorum'' dedi.
Kalkan, 2011 değerlendirmesi ve 2012 beklentilerine ilişkin düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, özellikle Avrupa'daki krize işaret ederek, Türkiye'nin karamsar tablolar içinde çok iyi performans gösteren bir ülke olduğunu vurguladı.
Dünya açısından 2012'nin ilk 3 ayının kritik önem taşıdığının altını çizen Kalkan, şöyle devam etti:
''Avrupa'daki sorun, bu süre içinde öyle ya da böyle çözülmek durumunda. Türkiye'de evet çok güçlü bir bankacılık sektörü, finans sektörü var. Bunu her ortamda gururla söylüyoruz. Dünyadaki tüm bozulmaya rağmen ülkenin makroekonomik verileri çok iyi. Ama dışardaki rüzgar o kadar büyük ki bundan etkilenmemek mümkün değil. Son dönemde Türkiye ekonomisinde görülen hareketliliğin temelinde de bu var. Ben, önünde sonunda Avrupa'nın o çözümü yaratacağına inanıyorum. Genelde yıl başlarında daha karamsar bir tablo çiziyoruz. Ama yılın ikinci yarısında çok daha iyi sonuçlarla karşılaşıyoruz. Ben Türkiye ekonomisinin geneli itibariyle görece yüksek performansı sürdüreceğine inanıyorum. Dolayısıyla karamsar olmaya çok gerek yok. Biraz çok kısa vadeli baktığımızda karamsar bir tablo ortaya çıkıyor. Ancak Türkiye'nin hedefleri çok büyük. Çok uzun vadeli bakıyoruz. Biraz uzun vadeli baktığımızda manzaranın hiç de fena olmadığını söyleyebilirim. Ümitliyim. Özellikle ilk 3 ayın atlatılmasından sonra, en geç ilk yarıdan sonra çok daha iyi manzaranın ortaya çıkacağını ümit ediyorum.''
"BANKALAR SON DERECE İHTİYATLI"
Soruları da yanıtlayan Kalkan, kredi kartlarına tek limit uygulamasına ilişkin sorular üzerine, bankacılık sektörünün aslında risk yönetimi olduğunu, riski yönetmeye ve ölçmeye çalıştığını, kredi verirken de son derece ihtiyatlı davrandığını söyledi.
Kredi kartı limiti belirlenirken de kişinin gerçek durumunun, potansiyelinin anlaşılmaya çalışıldığını ve ona göre kredi limitinin tahsis edildiğini belirten Kalkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Türk bankacılığı 2001 krizinden sonra çok iyi performans gösterdi. Şu anda da tüm bankacılık sistemi, riskleri iyi ölçmeye ve doğru kredi tahsis etmeye çalışıyor. Bankaların bu anlamda sorumlu davrandıklarını, yani limitlerin serbest rekabet ortamı içinde belirlenmesinin doğru olacağını düşünüyorum. Oradaki temel endişe aslında şu; hane halkı borçluluk oranlarının giderek artması veya insanların aşırı borçlanmasının önüne geçilmesi... Çıkış noktası çok doğru, kabul ediyoruz. Ama zaten yapılan birtakım düzenlemeler, bu konuda getirilmiş bazı sınırlamalar var. Bu çerçevede değerlendirilmesi lazım.''
Süleyman Kalkan, böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesi halinde sonuçlarının ne olacağı yönündeki soruya ''Bu, konunun nasıl şekilleneceğine çok bağlı. Tek limit nasıl uygulanacak, nasıl belirlenecek konusuyla ilgili bir şey. Ama çok sıkarsanız kredi kartındaki gecikmiş alacak oranını bir miktar artırması ihtimali var'' yanıtını verdi.
Tek limitin nasıl uygulanacağı ve çerçevesinin çok önemli olduğunu ifade eden Kalkan, ''O limit, o çerçeve ortaya çıksın ondan sonra bir şey söylemek lazım. Ama çok katı bir düzenleme sıkıntı yaratabilir diye düşünüyoruz'' yorumunu yaptı.