Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa'ya çalışmaya giden vatandaşların "sadece para gönderen makine" olarak görüldüğünü belirterek, "Türkiye'nin bu konuda ciddi bir muhasebe yapmak zorunda olduğunu" söyledi.
Avrupa'ya işgücü göçünün 50. yıldönümünü değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti 50 yıllık göçün faturasını çıkarmak zorundadır. Bu insanlara yıllar yılı sahip çıkmadık. Onları sadece Türkiye'ye para gönderen makine olarak gördük. İnsan olarak bile görmedik orada. Onlar dişleriyle, tırnaklarıyla ağır bedeller ödediler" dedi.
Yurt dışındaki insanların ciddi sosyal problemleri olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Ama bugün gelinen noktada artık orada ciddi bir Türk varlığı var. İşadamı olarak var, sanatçı olarak var, öğrenci olarak var, hayatın her alanında varlar. Dolayısıyla var olan varlığı o topluma entegre etmek, orada ciddi bir Türkiye lobisi oluşturmak, Türkiye'nin sorunlarını daha yakından izleyen, irdeleyen çözüm üreten bir yapıya kavuşturmak önemli. Türkiye bu konuda ciddi bir muhasebe yapmak zorundadır" dedi.
VİZE SORUNU VE ÇİFTE VATANDAŞLIK
Kılıçdaroğlu, Türkiye ile özellikle Avrupa ülkeleri arasında yıllardır devam eden vize sorunu hakkında da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) başvuran Türk vatandaşları hakkında önemli kararlar verdiğine işaret etti.
"AİHM'ye Almanya'da yaşayan vatandaşlarımız çok rahat başvuramıyor. Aynı sorunu Türkiye'deki vatandaşlar da yaşıyor. Bu hukuk yolunun biraz zorlanması lazım" diyen CHP Genel Başkanı, vize verilmemesinin temelinde Türkiye'den ciddi bir göç dalgasının yaşanacağı endişesinin bulunduğuna dikkati çekti. Kılıçdaroğlu, "Ama önümüzdeki süreç gösterdi ki bu, sağlıklı bir görüş değil. Çünkü orada zaten işsizlik yüksekse, Türkiye'den de oraya göç olmaz" diye konuştu.
Yurt dışında yaşayan vatandaşların sorunlarına çözüm bulunmasını isteyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye uzun yıllar çifte vatandaşlık konusunu ihmal etti. Görmemezlikten geldi. Şimdi yeni yeni bir şeyler yapılıyor, ama o da çok sınırlı" dedi.
Çifte vatandaşlık sorununu tek başına bir ülkenin çözmesinin zorluğuna işaret eden CHP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim açımızdan bir engel yok, ama Türk kökenli vatandaşların çalıştığı ülkedeki yasalardan da kaynaklanan sorunlar var. Belki ikili diyalogla bu sorun çözülebilir. Almanya'nın yasaları çifte vatandaşlığı kabul etmiyor. Dışişleri bakanlarının görüşerek, konuşarak, var olan bu sorunu aşmak için ortak çaba göstermesi gerekiyor. Eğer samimi olarak bu olayın üzerine eğilinirse, sorun çözümlenir. Almanya'da bulunan Türk vatandaşları aslında iki ülke arasında bir elçi. İki ülke arasındaki ilişkilerin sağlıklı bir zemine oturması açısından katkı veriyor, güç veriyor. O nedenle çifte vatandaşlıktan korkmamak gerekiyor."
"NİTELİKLİ İŞGÜCÜNÜN DÖNMESİNİ İSTERİZ"
Alman kamuoyunda özellikle son zamanlarda nitelikli Türk işgücünün geri dönüşünün tartışıldığına dikkati çeken CHP Genel Başkanı, "Almanya'da bana bir konferansta, 'Buraya geldiler, çocukları okudu, yetişti, mimar oldu, mühendis oldu. Ve Türkiye'ye dönmek istiyorlar. Biz bundan rahatsısız' dediler. Ben de onlara, 'Biz bundan son derece memnunuz. Nitelikli işgücünün Türkiye'ye gelmesini biz de isteriz. Her ülke ister' diye yanıt verdim. Biz nitelikli işgücü gelsin isteriz" dedi.
Kılıçdaroğlu, Türk vatandaşlığından çıkarak yabancı ülke vatandaşlığına geçenlere Mavi Kart verilmesi uygulamasıyla ilgili olarak da mevcut sorunun önce bürokratlar arasında, sonra da siyasi zeminde tartışılarak aşılabileceğini söyledi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, uzun yıllar Almanya'da yaşayan Türk kökenli vatandaşlara seçme ve seçilme hakkının tanınmamasını da eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Kişiler 30 yıl, 40 yıl bir yerde yaşıyorsa, artık onun Alman vatandaşı olup olmamasına bakılmaksızın, orada en azından yerel seçimlerde oy vermesine olanak tanımak gerekiyor. Orada çalışıyor, vergi veriyor, çocukları orada oturuyor. yerel yönetim hizmetlerinden yararlanıyor. O zaman onun da orada söz hakkı olması lazım" dedi.
"ASİMİLASYONU KİMSE SAVUNMUYOR"
Almanya'da yaşayan Türklerin uyum konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, "asimilasyonu savunmadıklarını, bunu dünyada da kimsenin savunamayacağını" vurgulayarak, şunları söyledi:
"Ama insanlar bulunduğu toplumda kendi kültürünü ve değerlerini de koruyarak o topluma sağlıklı entegre olmaları gerekiyor. Eğer siz entegrasyonu sağlıklı yapamazsanız, içinde yaşadığınız topluma yabancılaşırsınız. Toplum sizi dışarıya itmiş olur. Oysa bizim amacımız toplumda itilmek değil, tam tersine entegre olmaktır. Oraya giden yurttaşlarımız kendi kültürlerini elbette yaşayacaklardır. Kültürleri aynı zamanda Almanya'nın kültürünü de etkileyecektir. Almanya'da yaşayan yurttaşlarımız Alman kültürünü de etkiliyorlar. Bizim kültürümüz Almanları da etkiliyor. Örneğin, Almanlarda döner kültürü yoktu. Türkler gittikten sonra artık bir döner kültürü var. Bu kültür sadece bizim kültürümüz değil, artık Almanların da bir kültürüdür."
Türkiye-AB ilişkilerinde son dönemde bir durgunluk yaşandığına işaret eden Kılıçdaroğlu, müzakerelere hız verilmesi ve yeni başlıklar açılması gerektiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, "Türkiye ile AB ilişkileri donma noktasında. Bir durgunluk var. Türkiye üzerine düşen görevleri yeteri kadar yerine getirmedi. Yeni başlıkların açılması lazım. Müzakerelerin sürdürülmesi lazım. AKP bu konuda maalesef ciddi bir beceriksiz politika izledi" diye konuştu.