Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV), muhalefetin 2 lideri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Başkanı aleyhinde 100'er bin TL'lik manevi tazminat davası açtı
TÜRGEV adına vakıf yetkilisi Ali Çevik, Avukatı Selma Yıldız aracılığıyla İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 12 sayfalık dilekçe sundu. Dilekçede Kılıçdaroğlu'na, TÜRGEV'in kendisi aleyhine açtığı davaların basın tarafından sorulduğu, bunun üzerine Kılıçdaroğlu'nun açıklama yaptığı belirtildi. Dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun vakıf hakkında, “TÜRGEV rüşvetin merkezidir. Devletten ihale alanlar, ihale almadan önce TÜRGEV'e para veriyorlar, bunun adı nüfuz ticaretidir. TÜRGEV'in yetkililerinden rica ediyorum, kim size ne kadar bağış yaptı, gelir gider tablolarınız nedir, neden bunları saklıyorsunuz? TÜRGEV istediği kadar dava açabilir. Adımın Kemal olduğunu bildiğim kadar TÜRGEV'in rüşvetin merkezi olduğunu biliyorum, bunu da yargıda ortaya çıkartacağım...." şeklinde beyanda bulunduğu ifade edildi.
"DAVALI AÇIKCA RÜŞVETÇİ DEMEKTEDİR"
Dilekçede, "Davalı açıklamalarında müvekkil vakfa açıkça "devletten ihale alanların rüşvet yatırdıkları yer" “rüşvetin merkezi" ve "rüşvetle beslenen bir yapının olduğu vakıf" demektedir yani açıkça "Rüşvetçi" “Nüfuz ticareti yapan vakıf" demektedir ancak bunu gerçekliği ortaya çıkmış olaylara dayanarak değil, kasıtlı olarak tamamen faraziyelerle, eksik ve yanlış bilgilerle kamuoyuna aktarmakta, müvekkil vakfı iktidara saldırmak için kullanmaktadır. Bunu yaparken kamuoyunda müvekkil vakıf üzerinden hükümet, hükümet üzerinden ise müvekkil vakıf hakkında olumsuz bir algı yaratmayı amaçlamaktadır" ifadelerine yer verildi.
"GERÇEKLİKTEN UZAK AÇIKLAMALAR"
"Davalının açıklamaları gerçeklikten uzak, asılsız ve dayanaksız ifadeler barındırmaktadır" denilen dilekçede, "Sırf dönemin Başbakan'ı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Sayın Bilal Erdoğan'ın müvekkil vakfın yönetim kurulunda olması, davalının müvekkil vakfı çirkin sözlerle anmasının ve kamuoyuna haksız ve gerçek dışı olgularla yansıtmasının sebebi olmuştur. Müvekkile yapmış olduğu rüşvet yakıştırmalarıyla asıl görevi kamuoyunu aydınlatmak ve bilgilendirmek olan davalı, müvekkili rüşvetçi bir vakıf gibi göstermiş, müvekkilin toplumdaki onur ve saygınlığının zedelenmesine sebebiyet vermiş ve müvekkil vakfı zan altında bırakmıştır."
"DAVALI İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRLARINI AŞMIŞTIR"
"Davalı ifade özgürlüğü, eleştiri ve yorum sınırlarını aşmıştır" denilen dilekçede, "Davalının müvekkilimin itibarına, onur, şeref ve saygınlığına tahkir niteliğindeki ifadeleri nedeniyle, 100.000 TL manevi tazminatın açıklamaların basında yer aldığı 6 Aralık 2014 tarihinden itibaren işletilecek olan yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ederim" ifadeleri kullanıldı.
BAHÇELİ'YE DE 100 BİN TL'LİK TAZMİNAT DAVASI
28 Temmuz'da Ankara Arena Spor Salonu'nda, "Soygun paralarını TÜRGEV'e saklayan çocukların mahkeme önüne çıkması sağlanmalıdır" diyerek Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı'na (TÜRGEV) iftira ve hakaret ettiği gerekçesiyle MHP Genel Başkanı Devlet Başkanı aleyhinde de 100 bin Tl'lik manevi tazminat davası açıldı.
YİNE 12 SAYFALIK DİLEKÇE
TÜRGEV adına vakıf yetkilisi Ali Çevik'in Avukatı Selma Yıldız aracılığıyla İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilen 12 sayfalık dilekçede, "Davalı Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanlığı seçim turlarının yapıldığı dönemde, partilileri ile bayramlaşmak için gittiği Ankara Arena Spor Salonu'nda, müvekkil vakıf hakkında gerçeklikle ilgisi olmayan, hakaret ve iftira içeren, hiçbir şekilde eleştiri ve yorum sınırları çerçevesinde değerlendirilemeyecek açıklamalarda bulunarak müvekkil vakfın manevi olarak yıpranmasına sebebiyet vermiştir" denildi. Dilekçede, "Davalı açıklamalarında genel olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı için gerekli vasıfları taşımadığını sert bir üslupla dile getirmiştir. Ancak davalı bu konuşmanın bir bölümünde ise sırf dönemin Başbakan'ı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Sayın Bilal Erdoğan'ın müvekkil vakfın yönetim kurulunda olmasından yola çıkarak müvekkil vakfa karşı iftira ve hakaret içeren sözler kullanmış, siyasi rant amacıyla davacı vakfı kullanarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a saldırmış, kamuoyunda kasıtlı olarak müvekkil vakıf hakkında olumsuz bir algı yaratmıştır" denildi.
"DAVALI SOYGUN PARALARINI SAKLAYAN, SUÇ İŞLEYEN BİR KURULUŞ OLDUĞUNU SÖYLEMEKTEDİR"
Dilekçede Bahçeli'nin açıklamalarına değinilen dilekçede şu ifadeler kullanıldı: “…17-25 Aralık itibariyle taşan rüşvet ve yolsuzluk seli kurumadan, Çankaya'nın kapıları Erdoğan'a kapalıdır. Aday Erdoğan oğluyla birlikte villalarda eritemediği milyar dolarların hesabını vermelidir. Şarlatanın önüne yatan bakanlarının, evlere Halk Bankası'nın ayakkabı kutusu şubesi açan, yatak odalarında para madenleri işleten, babacığım babacığım diyerek soygun paralarını TÜRGEV'e saklayan çocukların mahkeme önüne çıkmasını sağlamalıdır…" ifadelerini kullanmıştır. Davalının açıklamaları gerçeklikten uzak, asılsız ve dayanaksız ifadeler barındırmaktadır. Davalı açıklamalarında açıkça davacı vakfın “soygun paralarını saklayan, suç işleyen bir kuruluş" olduğunu söylemektedir" ifadelerine yer verildi.
"AÇIKCA VAKFA HIRSIZ DEMİŞTİR"
Vakfın zor durumdaki öğrencilere yardım eden bir vakıf olduğu vurgulanan dilekçede, "Bağış yapanlar ve vakfın yaptıkları tüm kayıtlarıyla açıktır ve kayıtlarının tümü Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde mevcuttur. Davalı açıklamasında, müvekkil vakfın kuruluş amacına uygun bir şekilde edindiği bağışları “soygun parası" olarak nitelendirmiş ve açıkça müvekkil vakfa “hırsız" demiştir" denildi.
"AÇIKLAMALAR ELEŞTİRİ VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞİRLENDİRİLEMEZ"
Davalı Bahçeli'nin açıklamalarının eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği vurgulanan dilekçede, "Müvekkil vakfın bu açıklamalar nedeniyle onur ve saygınlığı zedelenmiş ve manevi olarak yıpranmıştır. Davalının müvekkilimin itibarına, onur, şeref ve saygınlığına tahkir niteliğindeki ifadeleri nedeniyle, 100.000 TL manevi tazminatın açıklamaların yapıldığı 28 Temmuz 2014 tarihinden itibaren işletilecek olan yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ederim" denildi.