Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Başörtüsü sorununu ben çözdüm" şeklindeki sözlerine yanıt vererek, "Çıkmış utanmadan ‘bu işi ben hallettim’ diyor. Kargalar bile güler. Yalan olur da bu kadarı olmaz” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen “Kadın ve Demokrasi Buluşması”nda kadınlara seslendi. Konuşmasına dünya kadınlarına selam göndererek başlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Günlerce aç kalmayı göze alıp, bulduğu bir parça birinci evladına yediren Somali’nin kadınlarını tekrar selamlıyorum. Acı ile yaşamayı öğrenmiş, dünyanın ilgisizliğine kahreden, Türkiye’nin desteği ile umutları can bulan Myanmar’ın mazlum kadınların selamlıyorum. Batı’da istismar edilen emeği bedeni duyguları alınıp satılan tüm mazlum kadınları selamlıyorum. İnsanlık tarihine en büyük katliamına sahne olan Suriye’de 160 bini bulan ölüleriyle evladına eşine anne babasına siper olan, evi ve ailesi için analık cesaretini ortaya koyan Suriye’li kadınları selamlamayıp da ne yapacağız diye soruyorum. Batının güçlü devletlerin zenginleri sırtlarını döndüğü isimleri anılmayan tüm Suriyeli kadınlara sesleniyorum. Türkiye hep yanınızda oldu ve olacak” dedi.
EŞİ VE KIZLARINI DA UNUTMADI
Eşi ve kızlarının da Dünya Kadınları Günü’nü kutlayan Başbakan Erdoğan, “Çünkü onlar da bu yolda hiçbir zaman beni yalnız koymadılar. Çok ayrı kaldığımız gecelerimiz oldu. Çok sıkıntılı gecelerimiz oldu. Çocuklarımızın bizleri göremediği günler çok oldu ama hep bunlara sabrettiler. Ben de onlara hep şunu söyledim. Sabrettik ve neticesi de güzel oldu” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan 8 Mart denince akla Mersin Arslanköy kadınlarının geldiğini anlatarak, “Yıl 1947 Türkiye’de yerel seçimler yapılmış. Halk akın akın demokrat parti adaylarına oy vermiş. Ancak sandığa demokrat parti oyları atılırken tasnifte her şey değişiyor. Demokrat parti değil CHP kazanmış gibi gösteriliyor. Sandıklar çalınarak çıkan sonuçlar değiştirilerek idare fırkasının kazanması sağlanıyor. Bu oyunu Mersin Arslanköy’de de oynamak istiyorlar. Oylar kullanılıyor sonra sayılıyor. Sonuç CHP adayı 54, Demokrat Parti adayına 566 ay çıkıyor. Tabii CHP bunu kabullenemiyor. Yeniden seçim yapılacak deniliyor. Vatandaştan sandığı istiyorlar. O zaman Arsalanköy’ün kahraman kadınları devreye giriyor ‘Sandık namusumuzdur’ diyorlar. Sandığı teslim etmiyorlar. Köye güvenlik güçleri yığıyorlar. Adeta kuşatma yapıyorlar. Hamile kadınlara, çocuklu kadınlara eziyet ediyorlar. Sandığı gasp ediyor ve istediği sonuçları çıkarıyorlar. 92 kişi sandığa sahip çıktıları için gözaltına alınıyor. Bazı çocuklu kadınlar 8 ay hapiste kalıyorlar çocuklarıyla. Arslanköy’ün kadınları destan yazıyorlar. ‘Sandık namustur’ diyerek demokrasiye giden cesaret yolunu açıyor. 1950’de CHP artık demokrat parti karşısında direnemiyor seçimi kaybediyor iktidarı devrediyor. Sandık namustur” şeklinde konuştu.
1947’DEN ÖRNEK VERDİ
Kadınlarına sandığa sahip çıkma çağrısında bulunan Başbakan Erdoğan, “67 yıl önce olduğu gibi bugün de sandığı gasp etmek isteyenler var. Bugün de sandığı ortadan kaldırmak isteyenler var. Sandıktan umudunu kesip sandık dışı yollara başvuranlar var. Bunların karşısında hamın kardeşlerimin duracağına inancım var. Sandığa özellikle hanım kardeşlerimin iradesiyle demokrasiye ama en başta kendi geleceğine hamın kardeşlerim sahip çıkacaktır. Merhum Menderes’e ne yaptılarsa bugün de bize aynısını yapmak istiyorlar. Sandıkta yenemedikleri, milletin yüreğinden söküp atamadıkları Menderes’i zorbalıkla alt etmek istemişlerdi. Ona ağır iftiralar attılar bugün bize de aynısını yapıyorlar. Ailesine dil uzatacak kadar şereflerini yitirmişlerdi, bugün bize de aynısını yapıyorlar. Merhum Menderes’i düşürmek için sokakları hareketlendirdiler bugün de aynısını yapıyorlar. O gün hangi manşetleri attılarsa bugün de tıpatıp aynısını yapıyorlar. Beyhude çaba içindeler. Hiçbir şey elde edemeyecekler. Bugün bu millet Menderes’i kalbine gömdü, başını tacı yaptı. Bu millet bir kez daha artık sandığı vermez, iradesini çaldırmaz. Bir kez daha başbakanını bakanlarını sahipsiz bırakmaz. O gün zorbalıkla, silahla, hapisle, sıkı yönetimle milleti sindirdiler ama bugün bu millet demokrasiden, milli iradeden asla taviz vermez. İhaneti asla cevapsız bırakmaz” ifadelerini kullandı.
"MEYDANLAR HER ZAMANKİNDEN COŞKULU"
3 haftadır çeşitli şehirlerde miting yaptığını ve meydanları her zamankinden daha coşkulu gördüğünü söyleyen Başbakan Erdoğan, “Gittiğimiz her şehirde adeta tarih yazılıyor. Halk gözyaşlarıyla bizleri sahipleniyor. Bunu gölgelemek için muhalefet partileri ve medya 40 dereden su getiriyorlar. Ne diyorlar meydanları görünce ‘montaj’. CHP’nin Genel Başkanı ‘taşıma’ diyor. Bunlar miller iradesini hiçbir zaman kabullenemediler ve kabullenemeyecekler. Milleti hiçbir zaman anlamadılar” dedi.
"KARGALAR BİLE GÜLER"
Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi;
“İşte dün CHP Genel Başkanı bir ifade kullandı. ‘Başörtüsü sorununu ben çözdüm’ dedi. İnandınız mı. Tabii karşısında bulunanlar inanır gibi yaptılar. Çok enteresan. Tarih 9 şubat 2008. MHP ile birlikte başörtüsü ile ilgili parlamentoda kızlarımızın üniversiteye başörtülü gitmesine yönelik düzenleme yaptık. Neticesinde 411 kabul, 103 ret ile parlamentodan bu çıktı. Bunu anayasa mahkemesine kim götürdü CHP. Maalesef Anayasa Mahkemesi o zaman bunu CHP’nin arzusu istikametinde karar verdi. Ardından bizim referandumumuz oldu. Bu referandumla yüzde 58 ile millet bu işin önünü açtı. Kızlarımızın üniversiteye başörtülü gidiş olsun, devlet dairelerinde çalışmasının önünü açtı. 11 Ekim 2013 CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, başörtüsü düzenlemesinin iptali için Danıştay’a başvurdu. Danıştay bu başvuruyu reddetti. Çıkmış utanmadan ‘bu işi ben hallettim’ diyor. Kargalar bile güler. Yalan olur da bu kadarı olmaz. Onun için akşam başka sabah başka”.