Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye ve Suudi Arabistan, içinde bulunduğumuz coğrafyanın iki önemli ülkesi olarak, bölgesel barış ve istikrara önemli katkı sağlıyor ve örnek bir işbirliği sergiliyorlar'' dedi.
Erdoğan, Hilton Otelinde düzenlenen, Cidde Ekonomik Forumu'na katıldı. ''Küresel Liderler Diyaloğu'' konulu oturumda bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Başbakan sıfatıyla foruma üçüncü kez katıldığını hatırlatarak, küresel ölçekte tüm kıtaları ve insanlığı ilgilendiren foruma katılmaktan büyüm memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Bu yıl 11'incisi düzenlenen Cidde Ekonomi Forumu'nun, tüm beşeriyeti ilgilendiren sorunların istişare edilmesi noktasında son derece önemli bir platform haline geldiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bölgemizin içinden geçtiği süreç dikkate alındığında, Cidde Ekonomik Forumu daha da bir önem kazanıyor. Burada istişare edilecek konuların, buradan neşet edecek (doğacak) fikirlerin, bölgemizin huzur, istikrar, barış ve refahına katkı sağlamasını temenni ediyorum.
Türkiye ve Suudi Arabistan, içinde bulunduğumuz coğrafyanın iki önemli ülkesi olarak, bölgesel barış ve istikrara önemli katkı sağlıyor ve örnek bir işbirliği sergiliyorlar.
Son yıllarda başta İslam Konferansı Örgütü, Arap Ligi ve Körfez İşbirliği Konseyi olmak üzere, uluslararası platformlarda Suudi Arabistan'la tam bir iş birliği içindeyiz. Uluslararası meselelerde iş birliğimizin yanında, dış ticaret alanlarında da Suudi Arabistan'la tüm bölgeye örnek teşkil edecek bir dayanışma sergiliyoruz. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde de ikili ilişkilerimizi her alanda ilerletmek, siyasi diyaloğumuzu güçlendirmek ve iş birliğimizi yeni alanlara taşımak için Suudi dostlarımızla,kardeşlerimizle birlikte çalışmaya devam edeceğiz.''
TÜRKİYE GÜVENİLİR
İşte konuşmadan diğer notlar:
Yolsuzlukların önüne set çektik. Yatırımcılar için belirsizlik hali varken biz belirsizliği ortadan kaldırdık. Hedefleri net biçimde ortaya koyduk. 2002'de bizim iktidarı devralmamızdan hemen önce yıollık yatırım miktarı 40 milyar dolardı. 2009'da yıllık toplam yatırım miktarı 107 milyar dolara yükseldi: Küresel finans krizi sürecinde oluşan bir rakam bu. 2008'de toplam yatırımlar 130 milyar dolardı. Uluslararası doğrudan yatırımlarda da Türkiye yeni bir sürece girdi. Yıllık 1 milyar dolar rakamını aşamayan bu yatırımlar, 2002 sonrasında yıllık 22 milyar dolar rakamını gördü. Bu artışlar Türkiye'nin yaşadığı değişimle alakalı oldu. Yatırımcı güvenilir ülkeleri tercih etti. Türkiye bunu başardı. Ekonomi, hukuk alanında da değişikliklerimiz oldu. Hukuk sistemini daha hızlı, güvenilir, bağımsız hale getirdik, getiriyoruz. Hukuksuz örgütlenmelere karşı amansız bir mücadele yürüttük ve yürütüyoruz.
EV ALMA KOMŞU AL
"Biz ülkemizin yeni bedeller ödememesi için ileri demokratik standartları benimsiyoruz, bunları muhafaza etmek için büyük hassasiyetle yolumuza devam ediyoruz. Türkiye AB ile katılım müzakerelerini başlatmış, bu yönde reformlar gerçekleştirmiş, standartlarını AB ile uyumlu hale getirmeye başlamıştır. Halkın Müslüman olması nedeniyle, bazı ülkelerin bu nedenle bize engel koymaya çalıştığını görüyoruz. Sudan bahanelerle ne kadar bizi engellemeye çalışırsa çalışsın biz reformlarımızı sürdürüyoruz. Doğu ile Batı'nın kaynaşmasında, Türkiye hayati bir görev taşıyor. Türkiye'nin büyük değişimleri var. Dış politikamızda da aktif durumdayız. Komşularıyla iyi geçinemeyen bir ülkenin refah düzeyinin artmayacağını iyi biliyoruz. Yani "El car kablil dar"... Biz de "Ev alma, komşu al" diyoruz. Geçmişte komşu kavramı yakın ev anlamına geliyordu. Ülkeler artık yanımızdaki ev kadar yakın duruyorlar. Yakınımızda meydana gelen bir hadise bizleri de etkiliyor. Büyümeyi, ekonomiyi de doğrudan etkiliyor. Irak'ta uzun yıllar boyunca devam eden istikrarsızlık bizi de etkilemiştir. Dış ticareti, yatırımların üzerine Irak'ta yaşananların gölgesi düşmüştür. Terör örgütü Türkiye'nin huzuruna kastetmiş; olumsuz faturalar çıkarmıştır. Bölgenin istikrarını da önemsiyoruz. Irak huzursuzken biz huzurlu olamayız, Mısır- Tunus değişirken biz buna biçare kalamayız, Libya gözyaşı dökerken biz elimiz kolumuz bağlı seyredemeyiz. Filistin'de çocuklar ölürken biz hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Biz bölgemizdeki her ülkenin toprak bütünlüğüne saygılıyız. Hiçbir ülkenin iç işlerine karışmadık, karışmayız. Hiçbir ülke üzerinde gizli hedeflerimiz olamaz. Dış politikada eksenimiz belli. Yemen Yemenlilerin, Tunus Tunuslularındır. Bunların üzerinde kimsenin farklı hesap yapmasını arzulamayız. Hele yeni Osmanlıcılık gibi bir iddiayı kabul etmeyiz. Bu iddia barışı engellemek için ortaya atılmış bir iddiadır. Türkiye'nin barış çalışmalarından herkes emin olsun."
SUUDİ ARABİSTAN'LA VİZE KALDIRMA ÇALIŞMALARI
"Ekonomimizde büyük bir gelişme var. Türkiye dünyada hızlı tren kullanan 8. ülke oldu. Dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye, 2023 hedefleriyle inşallah dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almak için çalışmalarını sürdürüyor. Suudi Arabistan'da Türkiye'ye yatırım yapıyor. 200'ü aşan Suudi şirket var Türkiye'ye yatırım yapan. Suudi Arabistan ile çok istikrarlı çalışmalar yapıyoruz. 2010'da 4,7 mlyar dolar dış ticaret hacmiyle kriz öncesi rakamları yaşıyoruz. Bunlar yeterli rakamlar değil. Dış ticaret hacmini yatırımlarla ikiye katlayacak potansiyele sahibiz. Sermayenin vatanı, ırkı olmaz. Para cıva gibidir. Kendisine uygun yeri nerede bulduysa oraya gider. Arap sermayesinin önünün kesildiği yerler oldu. Onlar da yatırımlarını Avrupa'da, ABD'de yaptılar. Arap kardeşlerimizin her alana yatırım yapmalarını istiyoruz. Kapılar sizlere sonuna kadar açık. Türkiye Asya'dır, Türkiye Avrupa'dır, Türkiye dünyadır. İstanbul, 4 saatlik bir uçuşla 50'den fazla ülkeye ulaşacak bir yerdir. Ürdün, Libya, Suriye ile vizeleri kaldırdık. İstanbul'dan çıkan bir kardeşimiz rahatça seyahat edebiliyor. Suudi Arabistan ile de bu noktada çalışmalarımız sürüyor. Hint Okyanusu'na kadar seyahat özgürlüğünü gördüğümüz günler olacaktır."
Kefenimizden başka bir şeyimiz var mı? Hoca efendi cenaze namazımızı kıldırırken "Başbakan efendi" demeyecek. Ne diyecek? "Er kişi niyetine" diyecek. Herkes çekip gidecek. Mezara gidecek. Biz yaptıklarımızla kalacağız. Geride kalanlar "Allah ondan razı olsun" diyecek. İşte mesele bu. Koltuklar liderlere güç katmaz, liderler koltuklara güç katar. Bizim coğrafyamız her şeyin en güzelini hakediyor. Bilimde, sanatta, adalette koyduğumuz reformlar eşsiz bir zenginlik. Kardeşliğimiz bizi daha yükseklere taşıyacak. Coğrafyamız yoksullukla, geri kalmışlıkla anılıyor. Biz bu imajı haketmiyoruz. Gün silahları kendi halkına doğrultma değil, kucaklaşma günüdür. Gün kan akıtma günü değil, kan davalarını bitirme günüdür. Birbirimize nasıl adaletle davranırız? Gün buna yoğunlaşma günüdür. Biz Filistin için gözyaşı dökerken, oradaki olaylar ruhumuzda tahribat oldu. Libya'da sivil halka çevrilmiş silahlar vicdanımızı kanattı. Biz bu tabloyu haketmiyoruz. Tunus'ta, Mısır'da halk değişim için sesini yükselttiğinde biz Mısır ve Tunus yönetimini uyardık. Aynı tavrımızı Libya konusunda da koyduk. "Libya'da kimsenin burnu kanamasın" dedik.