CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, koalisyon görüşmelerine ilişkin, "Bugün itibarıyla toplumsal uzlaşı başlığı altında Kürt sorunu, din ve inanç özgürlüğü bakımından çeşitli inanç gruplarının talepleri, kamu bürokrasisi, kamu yönetimi, medya özgürlüğü konuları başlık olarak ele alındı" dedi.
Koç, TBMM'de, AK Parti heyeti ile gerçekleştirdikleri koalisyon görüşmesinin ardından, basın mensuplarına açıklamada bulundu.
Her gün ülkeyi yasa boğan haberler alındığını, dün Pozantı'da iki polis memurunun, bugün de Kağızman'da bir uzman çavuşun şehit olduğunu hatırlatan Koç, şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Türk milletine sabır diledi.
Pozantı'da şehit olan polis memurlarının birinin 32, diğerinin ise 29 yaşında olduğunu, eşleri ve çocukları bulunduğunu vurgulayan Koç, cenaze törenlerinde ortaya çıkan can yakan görüntülerin gözlerinin önünden gitmediğini anlattı.
Bu görüntüler karşısında hiç kimsenin sessiz kalamayacağının altını çizen Koç, "Yüreğinde biraz insanlık bulunanlar böyle bir manzara karşısında isyan etmeden durabilirler mi? Bizler de isyan ediyoruz. Çok üzgün, çok da öfkeliyiz" dedi.
Türkiye'nin teröre çok büyük bedeller ödediğini, artık daha fazla bedel ödemeye de tahammülü olmadığını belirten Koç, ülkede hiç kimsenin bu acıları yaşamayı hak etmediğini söyledi.
- "En büyük sorumluluk siyaset kurumuna düşüyor"
Terör yüzünden 30 yılda 50 bine yakın vatandaşın hayatını kaybettiğini, milyonlarca kişinin göç etmek zorunda kaldığını, büyüme ve kalkınmada kullanılabilecek 60 milyar dolara yakın kaynağın heba olduğunu kaydeden Haluk Koç, şöyle devam etti:
"Bu bedelleri bir daha ödememek ve daha kötülerini yaşamamak için en büyük sorumluluk siyaset kurumuna düşüyor. Açıkça söylüyoruz; 'Ben bedel ödemeyeyim, gerekirse Türkiye ödesin' diyen insandan siyasetçi olmaz. Siyasetçi, Türkiye bedel ödemesin diye her bedeli ödemeye razı olan insandan olur. Hepimiz ülkemizin geçtiği bu kritik ve tarihi süreçte bu bilinç ile hareket etmek zorundayız."
- "Yurttaşlarımız biz siyasetçilerden iş, aş, refah bekliyor"
Türkiye'nin terör sorununun yanı sıra çok boyutlu güvenlik sorunlarıyla da karşı karşıya olduğunu belirten Koç, "Suriye'de devam eden iç savaş nedeniyle en büyük bedeli ödeyen ülkelerden birisiyiz. Özellikle sınır kentlerimizde büyük bir huzursuzluk ve kaygı var. 900 kilometrelik kara sınırımızın güvenliği en nazik ifade ile söylüyorum, tartışmalı" diye konuştu.
Koç, Türkiye'nin çevresinde de farklı gelişmeler olduğunu, Kafkaslar'da yeni bir tablo oluştuğunu, AB ve ABD'nin dünyanın en büyük ticaret anlaşmasını imzalamaya hazırlandığını, kısaca Türkiye'nin çevresindeki tüm siyasi ve ekonomik dengelerin değiştiğini bildirdi.
"Ne yazık ki biz bu gelişmeleri bugün, uzaktan izleyebiliyoruz" diyen Koç, yarın Türkiye'nin karşısına çıkabilecek çok büyük bir faturanın adeta görmezden gelindiğini savundu.
Koç, ekonomide yaşanan gelişmelerin en hafif deyimle alarm zillerini çaldırdığını, iş dünyasının 2015 yılının kaybedildiğini açık bir dille ilan ettiğini, herkesin 2016'yı da kaybetmekten korktuğunu dile getirerek, "6 milyonu aşkın yurttaşımız işsiz. 17 milyona yakın yoksul vatandaşımız da bizlerden, yani siyasetçilerden iş, aş, refah bekliyor. Diğer yandan devlet kurumlarımızda büyük sorunlar var. Yargı, emniyet ve bürokrasinin her alanında reform ihtiyacı olduğu açık" değerlendirmesinde bulundu.
- "Fırtınalı bir denizin ortasındayız ve gemi maalesef su alıyor"
Türkiye'nin demokrasi, güvenlik, dış politika ve ekonomide çok büyük tehdit ve sorunlarla karşı karşıya olduğunu savunan Haluk Koç, "Açıkça söylüyoruz; fırtınalı bir denizin ortasındayız, dalgalar kabarıyor ve gemi maalesef su alıyor. Ancak biz, hepimiz bu geminin içindeyiz. Bu gemiye bir şey olursa bunun bedelini hep beraber ödeyeceğimizi de biliyoruz" dedi.
Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle bir zamanda bizler asla küçük hesapların peşinden koşmayız, koşamayız. Kısa vadeli ve dar kalıplı düşüncelerle Türkiye'ye bedel ödetmeyi göze alamayız. Kendi küçük çıkarlarımızı, Türkiye'nin büyük menfaatlerinin önüne asla koyamayız. Kimileri 'Önce ben, sonra partim, sonra Türkiye' diyebilir. CHP böyle bir anlayışı asla kabul etmemektedir. Biz siyasete bir şey kazanmak için girmedik. Biz siyasete bu güzel ülkeye bir şeyler kazandırabilmek için girdik. O yüzden biz 'önce Türkiye' diyoruz, başka da sonrasında hiçbir şey söylemiyoruz. CHP olarak koalisyon görüşmelerine böylesi bir tarihi sorumluluk içinde başladık.
Bugün halkımızın yüzde 65'ini temsil eden, 389 milletvekiliyle Mecliste temsil edilen iki büyük parti olarak yüksek profilli, büyük bir koalisyon arayışı içinde bir araya geldik. Bugün görüştüğümüz herhangi bir koalisyon değildir, bugün görüşülen Türkiye'nin karşısındaki büyük tehditleri bertaraf edebilecek ve tarih içinde birikmiş sorunları çözebilecek potansiyele sahip bir koalisyon kurma çabasıdır."
Milli iradenin milletvekili genel seçimi sonrasında hiçbir partiye tek başına iktidar çoğunluğu vermediğini hatırlatan Koç, "Milletimiz bize 'Birbirinizle görüşün, uzlaşın' sorumluluğu yükledi. Biz CHP olarak bu anlayış ve tarihsel sorumluluk duygusuyla görüşmelerimizi sürdürüyoruz" dedi.
-"Sonuç istediğimiz gibi çıkmayınca, 'haydi bir daha' diyemeyiz"
Koç, halkın siyasetten sorun çıkarmasını değil, çözüm üretmesini, birbiriyle kavga eden değil, Türkiye için ortak mücadele veren bir anlayış sergilemesini istediğini belirterek, "Siyaset en sıkıntılı dönemlerde kişisel çıkar arama aracı değildir. Kişisel beklentilerini gerçekleştirme alanı hiç değildir. Sonuç istediğimiz gibi çıkmayınca, 'Haydi bir daha' diyemeyiz. Bizler asil değiliz, halkın vekiliyiz. Halkımız ne emrederse, milletimiz ne işaret ederse onu yerine getirmekle mükellefiz. Biz de bu bilinçle hareket ediyoruz" diye konuştu.
CHP'nin kimseye kapılarını kapatmadığını, kimseyi ötekileştirmediğini, yok saymadığını, parlamentoda bulunan bütün siyasi partilere hak ettikleri saygı içinde yaklaştığını dile getiren Koç, "14 ilkemizi paylaşarak, bütün siyasi partilerimize çağrıda bulunduk. Adalet ve Kalkınma Partisi ile koalisyon görüşmelerine de bu esaslar çerçevesinde başladık" ifadelerini kullandı.
- "Tespit ettiğimiz çözüm önerilerini açık yüreklilikle muhataplarına anlattık"
Görüşmelerin başladığı günden bugüne büyük bir samimiyet ile Türkiye'nin sorunlarını çözmek, karşı karşıya olduğu tehditleri aşmak için görüşlerini paylaştıklarını belirten Koç, demokrasi, hukuk, ekonomi, özgürlükler, milli güvenlik, çevre ve her alanda tespit ettikleri çözüm önerilerini açık yüreklilikle muhataplarına anlattıklarını aktardı.
Haluk Koç, "Makam, mevki, koltuk pazarlığı asla yapmadık, yapmıyoruz. Bizim için önemli olan kimlerin hangi koltukta oturacağı değil, milletimizin bu süreçte neler kazanacağıdır. Görüşmelerimiz bu çerçeve içinde sürüyor. Programladığımız gibi görüşmeleri aynı samimiyet, aynı tarihi sorumluluk duygusuyla götüreceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bugün itibarıyla toplumsal uzlaşı başlığı altında Kürt sorunu, dini ve inanç özgürlüğü bakımından çeşitli inanç gruplarının talepleri, kamu bürokrasisi, kamu yönetimi, medya özgürlüğü konuları başlık olarak ele alındı" diye konuştu.
Koç, açıklamalarının ardından soru almadı.