Antalya'nın Alanya ilçesinde 3 gün önce 7 kişilik aileye mezar olan yolda vatandaşlar eylem yaptı. 7 tabutu yol ortasına koyan vatandaşlar, "Kürt açılımı değil yol açılımı istiyoruz" sloganları atıp kazada ölenlerin gıyabında cenaze namazı kıldılar.
Alanya-Karaman yolu üzerinde 3 gün önce aynı aileden 2'si çocuk 7 kişinin ölümü ile sonuçlanan kazanın ardından çevre köylerin muhtarları ve vatandaşlar, kazanın olduğu yerde eylem yaptı. 7 kişiye mezar olan yolda toplanan yaklaşık 40 kişilik grup, hazırlanan tabutları yola koyarak ölenlerin gıyaplarında cenaze namazı kıldı. Vatandaşlar ve çevre köylerin muhtarları, "20 yılda 105 can aldı", "Başka ocaklar sönmesin", "Bu yolun bakımı yapılmadıkça yetkililerde kaza yapabilir", "Artık ölmek istemiyoruz" ve
"Kürt açılımı değil yol açılımı istiyoruz" yazılı dövizler taşıyarak, slogan attılar.
Karayolları Alanya Müdürü'nü istifaya çağıran Oba Belde Belediyesi eski Muhtarı Nurettin Yiğit, "Biz 30 senedir bu çileyi çekiyoruz. Karayolları müdürüne 'Tedbir almayacak mısın?' dedim, bana 'Yoluna devam et' dedi. AK Parti Alanya İlçe Başkanı Hüseyin Güney yaylada Karayolları Müdürü'nü aradı önlem alınmasını istedi, Karayolları Müdürü 'Kar korkulukları kırar' diye cevap verdi. Karayolları Müdürü'nü istifaya davet ediyoruz" dedi.
Ermenenk-Taşkent arasında ulaşımı sağlayan Kuşyuvası yoluna hükümetlerin duyarsız kaldığını savunan Hüseyin Topal adlı vatandaş ise, "106'ncı ölümüz kim olacak acaba. Kaymakamı esefle kınıyoruz. 'İşi olmayan geçmesin' diyor. Buraya piknik için gelmiyoruz, yayla evlerine gidiyoruz. Ne zaman önlem alacaklar" diye konuştu. Fatma Aydoğan adlı vatandaş da, yoldan geçerken çok korktuğunu söyledi.
3 gün önce Kuşyuvası bölgesi Erik Deresi mevkiinde Eyüp Güller'in (50) kullandığı otomobilin 300 metrelik uçuruma yuvarlanması sonucu araçta bulunan eşi Perihan Güller (45), kardeşi Murat Güller (46), kardeşinin eşi Rabia Güller (45), babası Hasan Güller (75), kızı Ayşegül (8) ve yeğeni Hümeyra Güller (7) hayatını kaybetmişti. Kazanın olduğu gece uçurumdan çıkartılamayan cenazeler bir gün sonra AKUT, jandarma ve köylülerin yardımı ile bulundukları yerden çıkartılarak Yaylakonak köyünde defnedilmişti.