12 Eylül 2010 referandumuyla memurlara sözü verilen “toplu sözleşme hakkını” düzenleyen yasa tasarısı bir yılı aşkın bir sürenin sonunda Meclis’e sunuldu. Ancak hükümet, memur konfederasyonlarına “son dakika golü” atarak, tasarıda değişiklik yaptı.
12 Eylül 2010 referandumuyla memurlara sözü verilen “toplu sözleşme hakkını” düzenleyen yasa tasarısı bir yılı aşkın bir sürenin sonunda Meclis’e sunuldu. Yasa tasarısının hazırlanması sırasında memur konfederasyonlarıyla yaptığı müzakerelerde hükümet, toplu sözleşme hakkının kullanılabilmesi için kritik önemdeki “Hakem Heyeti”nin bağımsız olmasını kabul etmemiş, ancak üzerinde uzlaşılan kimi düzenlemeler belirlenmişti.
Dün yasa tasarısını Meclis’e sevkeden hükümet, memur konfederasyonlarına “son dakika golü” atarak, tasarıda değişiklik yaptı.
11 ÜYENİN 4'Ü BAĞIMSIZ
Tasarının son hali memur konfederasyonlarını ayağa kaldırırken, “Bu kadar aydır boşuna mı müzakere ediyoruz?” tepkisine neden oldu. Tasarıda Hakem Heyeti’nin yapısından, hizmet kolu toplu sözleşmesinin kaldırılmasına kadar getirilen düzenlemelerle memura toplu sözleşme masal oldu.
Memurlarla ilgili süreçte neredeyse tüm kararlarda top yine Bakanlar Kurulu’nda olacak.
Tasarıya göre toplu sözleşme süreci sonunda anlaşma sağlanamaması halinde, konu 3 gün içinde Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na götürülecek. Hakem Kurulu’nun kimlerden oluşacağı ise tasarıda detaylarıyla belirlendi. Buna göre 11 kişilik Hakem Heyeti’nin başkanı da dahil 3 üyesi Bakanlar Kurulu tarafından, 4’ü de Bakanlar tarafından seçilmiş olurken, sadece kalan 4 üye Hükümetten bağımsız belirlenecek. Tasarıda Hakem Heyeti’nin yapısı şöyle tarif ediliyor:
- Hakem Kurulu’nun başkanı, mevcut Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanları, başkan vekilleri, başkan yardımcıları ya da daire başkanları arasından Bakanlar Kurulu’nun seçeceği biri olacak.
- Çalışma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığı’ndan birer üye seçilecek, 4 üye olacak.
- En az doçent ünvanını taşıyan öğretim üyeleri arasından Çalışma Bakanı tarafından belirlenecek 7 isim arasından Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek 1 kişi olacak.
- En fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından 3, diğer konfederasyonlar tarafından belirlenecek 2’şer olmak üzere, sendikalar tarafından önerilecek 7 öğretim üyesi arasından Bakanlar Kurulu’nun seçeceği 1 üye.
- En fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından belirlenecek 2, diğer konfederasyonlar tarafından belirlenecek birer üye olmak üzere 4 üye.
Hakem Kurulu, en az 8 üyenin katılımıyla toplanacak. Kurul, başvuru tarihinden itibaren 5 gün içinde kararını verecek. Kurul, toplantıya katılanların çoğunluğuyla karar alacak, üyeler çekimser oy kullanamayacak. Kurul kararları kesin olacak ve toplu sözleşme hükmünde sayılacak. Oylamada eşitlik halinde başkanın oyu belirleyici olacak.
‘Mevcut haklardan bile geriye gittik’
Tasarıya tepki gösteren Kamu- Sen Başkanı İsmail Koncuk, şunları söyledi:
“Bu düzenleme aramızdaki müzakerelerin ‘sohbet toplantısı’ olmaktan öteye taşımayacak. Toplu görüşme sisteminden tek bir adım bile ileriye yönelik uygulamalar içermiyor, hatta daha da geri. Hükümet toplu sözleşme masasında dikensiz gül bahçesi yaratmaya çalışmış. Biz söyleyelim, olsun, bunun da adı toplu sözleşme olsun deniyor. Ancak Hükümet şunu unutuyor ki, sendikal mücadele sadece toplu sözleşme masasında olmaz, haklarınızı alamazsanız, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan grev hakkınızı kullanısınız. Biz bu tasarıyı kabul etmiyoruz.”
Tasarının hazırlanış sürecinde aylarca Çalışma Bakanı Faruk Çelik’le müzakere ettiklerini söyleyen Memur Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu ise “Hizmet kolu toplu sözleşmesinde Bakan Çelik’le uzlaşmıştık. Ancak gelen tasarı böyle değil, uzlaşının arkasında durmasını bekliyoruz. Biz neden aylarca oturup tartıştık?. Meydanlara çağrı varsa, bunun hakkını veririz” dedi