Türkiye'nin, Suriye’deki gerilim sonrası tırmanan tehdide paralel olarak NATO’dan Patriot savunma füzeleri temini için yaptığı başvuru tam bir krize döndü.
Ankara’nın talepleri ile başta ABD olmak üzere NATO ülkelerinin verdiği yanıtlar arasında uzlaşılması güç, büyük farklar ortaya çıktı. Güvenilir kaynaklardan alınan bilgiye göre, TSK yapılan tehdit analizi sonrasında NATO’dan tam 10 il için Patriot bataryası istedi. Bu iller ise Adana (İncirlik Amerikan Üssü), Malatya (NATO Kürecik Radarı), Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Siirt, Elazığ, Hatay olarak belirlendi. Yaşanan bu süreç Ankara NATO-ABD ekseninde ilginç diyaloglara tanıklık etti. Türkiye, NATO’ya geçtiği kriptolarda, Patriotlara gerekçe olarak, “Gelişmelere bağlı olarak Suriye’den füze tehdidi olabilir. Esad giderayak bir çılgınlık yapabilir” ifadelerini kullandı.
ACİL İHTİYACINIZ YOK
Buna beklenmedik bir yanıt geldi. Başta Amerikalılar olmak üzere karşı taraf, “Size, Suriye’den bu derecede bir füze tehdidi yok. İstihbarat raporları Suriye’deki tehdidin genelde İsrail’e doğru olduğunu gösteriyor. Bu nedenle acil bir Patriot savunma sistemine ihtiyacınız yok” dedi. Türk tarafı ise bunun NATO’nun bir üyeye tehdidin, tüm müttefiklere tehdit kabul edilmesi gerekliliğini öngören 5. madde konsepti içinde görülmesi gerektiğini belirterek, 10 Patriot konusunda ısrarcı oldu. Bunun üzerine NATO ilk etapta, Hollanda’dan 1 veya 2, Almanya’dan ise 2 bataryayı verebileceğini söyledi. Geriye kalan 6 batarya için ise Amerikalılar zaman ve tamamının temini üzerinde ciddi sorun çıkardı. ABD, bu sayıda bataryayı bu sürede temin edemeyeceğini iletti. Türk yetkililer de bu konuda geri adım atmadı. Şu aşamada bu 10 rakamına nasıl ulaşılacağı ve krizin nasıl çözüleceği bilinmiyor.
KÜRECİK’E DE ÖN TEDBİR
Türkiye’nin canını sıkan bir diğer unsur da hava savunma ağındaki ciddi boşluklar. Gelmesi planlanan Patriotlarla kısa ve orta vadede başta Suriye öngörülüyor. Ama bunlar aynı zamanda, daha önce “İsrail ile bir kriz halinde ilk Kürecik’i vururuz” diyen İran’dan gelecek tehditlere karşı da bir ön tedbir olarak düşünülüyor.