Eskişehir’de Odunpazarı Belediyesi tarafından yapılan Seramik Park’ın açılış programına katılan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, program sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir basın mensubunun, “Dershanelerin dönüştürülmesi ile ilgili çıkan haberlerde 2015 ile 2017 gibi farklı tarihler yer alıyor. Bu konuda kesin bir tarih var mıdır?’’ sorusuna karşılık Bakan Avcı, "Dershanelerin dönüştürülmesine ilişkin tarihlerde bir karışıklık, bir yanlış anlama olduğunu söylüyorsunuz, bunu düzeltelim. Dershanelerin dönüştürülebilmeleri için hangi kuruma dönüşeceklerini kararlaştırıp nihayetinde dönüşecekleri tarih 1 Eylül 2015’tir. 1 Eylül 2015’den itibaren mevcut dershaneler yasada dershane tanımı kaldırıldığı için dershane adı altında faaliyet gösteren bir kurum olmayacak. Ya özel okula dönüşmüş olacak, ya açık liseye dönüşmüş olacak, ya okul öncesi eğitime dönüşmüş olacak, ya da farklı bir kurs türüne dönüşmüş olacak. Ama bu dönüşümünü 1 Eylül 2015 tarihine kadar netleştirmiş ve yeni yapısına geçmiş olacak. Bunların içerisinden açık lise tercihi yapanlar 4 yıllık bir süre almış olacaklar. Yani 1 Eylül 2015 tarihinden itibaren açık liseye dönüşmüş bir dershane, açık lise olarak 2015-2016, 2016-2017, 2017-2018, 2018-2019 öğretim yılının sonunda özel okula dönüşmüş olması gerekiyor. Yani 4 yıl açık lise olarak değiştikten sonra artık özel okula dönüşmüş olmasını bekliyoruz. Biz 4 yıl içerisinde açık lise uygulamasının performans değerlendirmesini yapıp, bununla ilgili farklı bir düzenlemeye de gidebiliriz. Ama onun önce pratikte işleyişini net olarak görmemiz gerekiyor" dedi.
“HABERLERİ ŞAŞKINLIKLA OKUYORUM”
"Teşkilat Yasası’yla ilgili MEB’de 100 bin yöneticinin bugün görevden alındığı haberleri hakkında açıklama yapar mısınız?" sorusuna Bakan Avcı, 2 gündür farklı gazetelerde MEB’de bugün itibariyle 100 bin okul yöneticisinin görevden alınacağına dair haberleri şaşkınlıkla okuduğunu belirtti. Bakan Avcı, "Çünkü yasa çok açık. Bu yasa Resmi Gazete’de yayınlandı. Yayınlanmadan önce MEB Komisyonunda görüşüldü. Daha sonra Meclis genel kurulunda görüşüldü. O zaman da defalarca biz bunun ne olduğunu anlattık. Sonunda yasalaştı. Yasalaşma sürecinde de anlattık. Resmi Gazete’de de yayınlandı, yani artık spekülasyona yer bırakmayacak kadar açık bir yasa metni var. O yasa metnini okuyan her medya mensubu görecek ki 4 yılını tamamlamış olan okul yöneticilerinin bu ders yılı sonunda yani 2013-2014 ders yılının sonunda 4 yılını tamamlamış olanların performans değerlendirmelerine göre görevlerine devam edeceği ya da etmeyeceği konusunda MEB karar verecek. Pazartesi nereden çıktı anlamadık. 100 bin kişiyi nereden buldular, onu hiç anlamadık. Çünkü yasa çok açık diyor ki 4 yılı doldurmuş olan yöneticiler. Bu durumda olan okul müdürü sayımız 16 bin. Müdür yardımcılarıyla bütün okul yöneticilerinin tamamı 39 bin ve bunların tamamının değişmesi diye bir şey söz konusu değil. Bunların içerisinde 20 yılını tamamlamış olanlar var, 25 yılını tamamlamış olanlar var ve başarılı olanlar var, başarısız olanlar var. Biz başarı kriterlerine göre 4 yıldan sonrasını değerlendireceğiz. Yasa bunu öngörüyor. Bunu 4 yılını tamamlayan herkes görevini bırakacak anlamına gelmiyor. Bunu burada bir kere daha açıklayalım ama biliyorum ki, yarın Ankara’da başka bir arkadaşımız önümüzdeki Pazartesi 100 bin kişinin görevi değişecekmiş gibi bir haberle karşımıza çıkabilir. Yok böyle bir şey. 100 bin kişi değiller zaten" diye konuştu.
“ASLI OLMAYAN HABERLER”
Avcı, yöneltilen, müfettişlerin özel okullardaki öğrencileri siyasi yönlendirmeleri konusundaki iddialar üzerine ise şunları söyledi:
"Sizler de şahit oluyorsunuzdur. Medyaya da büyük bir kısmı yansıyor. Bazı özel okullarda ve bazı yurtlarda öğrencilere bir takım siyasi propaganda malzemeleri dağıtıldığı, derslerde ya da dershanelerdeki kurslarda kendilerine siyasi içerikli konuşma ve yönlendirme yapıldığını dair MEB’e ihbarlar ve duyumlar geliyor. MEB; gerek anayasanın, gerek Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ve gerekse Ortaöğretim Kurumları Kanunu’nun kendisine görev olarak verdiği bu konuları denetlemekle mükellef. MEB, bu tür duyumlar, ihbarlar ve haberler geldiği zaman, medyada bu konuda herhangi bir haber yayınlandığı zaman MEB oraya müfettiş göndermek zorundadır. Niçin zorundadır, çocuklarımızı öncelikle korumak için. Bakın son zamanlarda hepimizin içini yakan genç ölümleri konuşuyoruz. Biz 1,5 seneden beri özellikle ortaokul ve lise öğrencilerimizin yasal ya da yasa dışı sokak gösterilerine yönlendirilmemeleri, uzak tutulmaları, politik faaliyetlere bulaştırılmamaları, siyaset aracı yapılmamalı, sokak gösterilerinde kullanılmamaları için sürekli uyarılarda bulunuyoruz. Ben Meclis genel kurulunda da bu konuda yaptığım konuşmada bütün partilerden destek istiyorum. Çünkü çocuklarımızı riske atmayalım. Dolayısıyla MEB’in görevidir. Maarif müfettişlerimiz bu görevlerini yapmaktadırlar ve bundan sonra da yapacaklardır. Bazı basın-yayın organlarında denetime giden müfettişlerin öğrencilere çok münasebetsiz sorular sorduğuna dair bir takım aslı olmayan haberler geldi, bunlar doğru değildir. Müfettişlerimiz çok uzun yıllar çalıştıktan sonra müfettiş olan ve belli birikimi olan, çocuk ve sınıf psikolojisini bilen insanlardır. Kendilerine yazılı olarak verilen sorular doğrultusunda incelemelerini yaparlar. Bu incelemelerini de okulun rehber öğretmenlerini yanına alarak yaparlar. Doğru olanı budur. Müfettişlerimize yakıştırılan o münasebetsiz soruların hiçbiri müfettişlerimiz tarafından sorulmamıştır. Aklı başında bir eğitimci zaten o tür sorular sormaz, müfettişlerimiz hiç sormaz. Bu tür haberler kamuda görevi yapan arkadaşlarımızı yıldırmak, bezdirmek ve görevlerini yapamaz hale getirmek amacına yöneliktir. Buna yönelik önceden bir takım şeyler hazırlanmakta olduğunu da biliyoruz. Bazı okullarda önceden hazırlıklar yapılarak müfettişlerimize yönelik sözlü ve fiili saldırılar olduğunu biliyoruz. O konuda müfettişlerimizle, Bakanlık olarak biz de savcılıklara gerekli suç duyurularında bulunuyoruz ve bulunmaya da devam edeceğiz, hiç kimse müfettişlerimizle bu şekilde uğraşamaz."