Savaş uçağı denize düşürülüyor, helikopter yamaçtan yuvarlanıyor, asker dolu sivil minibüs uçurumu boyluyor, Foça'lar, Antep'ler, Şemdinli'ler ve Beytüşşebap'lar birbiri ardına geliyor, askeri taburlara gündüz gözüyle saldırılar düzenleniyor.. Artık şehit sayılarını takip edebilmek için neredeyse güçlü bir hafıza gerekiyor. Hatay - Urfa hattında ne idüğü belirsiz silahlı gruplar cirit atıyorlar.. Dün gece Afyondaki cephanelikte meydana gelen patlama ise, hiçbir bahane ve sebeple açıklanamayacak derecede tam bir facia ve fiyaskodur..
Tüm olup bitenlerin sorumlusu mevcut hükümet ve onun emrindeki asker ve sivil bürokratlardır. Gelinen durum, ayan beyan milletin ve topraklarımızın, artık korunup, gözetilemediğidir..
Türkiye'nin yazgısı, başka ülkelerin çıkarlarına ve hükümetteki partinin kişisel menfaatlerine bağlanmıştır..
Bağımsızlığımız, onurumuz ve güvenliğimiz ileri derecede tehdit ve tehlike altındadır. Yurtseverler, onur bayrağını dalgalandıramadığı sürece de, zafer kazanmak olası değildir..
Hazreti Ebû Bekir, sanki Türkiyenin bu halini anlatıyor: "Mal hırsızlarda, silah sokakda, karar acizlerde olursa, orada düzen bozulur."
Afyon şehitlerimize Allah'tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı ve sabırlar dilerim.