Başbakan Erdoğan, paralel yapı ile mücadelenin devam ettiğini belirterek, Bu örgütün yargı içindeki, emniyet içindeki, diğer çevrelerdeki, devletin kurumlarındaki uzantıları tarafından belli bir direnç gösteriliyor ama biz o direnci de kıracağız, hiç endişe etmeyin" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Konya Kent Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Törende bir selamlama konuşması yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “28 Mart’ta bu meydanda sizlerle buluştuğumuzda müjde vermiştik. Konya aşkıyla dolu olan Sayın Başbakanımız bugün Konyalılarla buluşuyor. Bu vuslatın huzurunu onurunu yaşıyoruz” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “30 Mart seçimlerinin hemen öncesinde son mitinglerini Konya ve Kayseri’de yapacaktım. Konya ve Kayseri’yi özelikle en sona bırakmıştım. Zira miting meydanında kükreyeceğinizi, destan yazacağınızı, tüm dünyaya demokrasi dersi vereceğinizi çok iyi biliyordum. Ne var ki sağlığım bu mitingleri yapmama müsaade etmedi. Televizyonda buradaki mitingi izledim. 30 Mart’ta sandığa gittiniz, orada gerçek destanı mühürlerinizle yazdınız. Konya, Türkiye genelinde büyükşehirde rekor seviyeye ulaştı. Diğer illerde ise Rize’den sonra ikinci ilimiz oldu. Yüzde 64.3’le Konya kendisinden bekleneni yaptı. 2009 yılında 31 ilçenin 20’si, 30 Mart’ta ise 31 ilçenin 26’sının tercihine mazhar olduk. Bu sonuçtan dolayı sizlere tek tek teşekkür ediyorum. Büyükşehir ve 26 ilçeyle emaneti bize verdiğiniz, güvendiğiniz, sahip çıktığınız için sizlere şükranlarımı sunuyorum. 28 Mart’ta Konya’ya gelebilseydik seçim yasakları nedeniyle toplu açılış töreni yapamayacaktık. Bugün hem açılışları yapıyor hem sizlerle hasret gideriyoruz. Bakanlıklarımızın, çeşitli kurumlarımızın, belediyelerimizin ve Selçuk Üniversitesi’nin hizmetlerini bugün resmi olarak açıyoruz” dedi.
“CHP VE MHP’DE 30 MART ÖNCESİNDE YAPILAN KİRLİ İTTİFAK AÇIK SESLE KONUŞULUYOR”
“Demokrasi tarihimizin en zor, en çetin seçimini 30 Mart’ta geride bıraktık” diye konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Sandıkta istediklerini alamayacaklarını anlayan çevreler sandık dışı, demokrasi dışı, hukuk dışı yollara tevessül ettiler. Nasıl saldırılara maruz kaldığımızı sizler de gördünüz. Şahsıma, aileme, arkadaşlarıma çok ağır saldırdılar. Hükümetimize, partimize çok ağır taarruzlar yaptılar. Çok daha ileri gittiler, birliğimize, kardeşliğimize, bağımsızlığımıza, ülkemize, milletimize dahi kast ettiler. Siyaseti siyasi zeminden kopardılar. Başka zeminlere, ahlak dışı zeminlere çekmek istediler. Centilmence bir yarış yerine ahlaksızlıkla, edepsizlikle, hatta son derece kirli ittifaklarla üzerimize geldikler. Gerek muhalefet partileri, gerek diğer çevreler ellerindeki her türlü kirli imkan ve aracı kullanarak milli iradeyi teslim almak, Türkiye’nin kutlu yürüyüşünü durdurmak istediler ama sizler bu oyunu gördünüz, kurulan kumpası hissettiniz. Gezi olayları ile başlayan sürecin 17 ve 25 Aralık darbe girişimleri ile devam eden süreci Konya ve halkımız anladınız ve 30 Mart’ta da gereğini yaptınız. Gezi olayları Türkiye’de milli iradeye yönelik bir darbe girişiminin ilk tezgahıydı. Bu darbe girişimi 17 ve 25 Aralık’taki saldırılarla sonuca ulaştırılmak isteniyordu. Bir kısım yargı içindeki çete mensuplarını kullanarak, bir kısım emniyet içerisindeki örgüt mensuplarını kullanarak içeriden ve dışarıdan kirli ittifaklar kurarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirmek, yerine de kendi arzuladıkları gibi, bir hükümet kurmak istediler. Mevcut hükümetten millet son derece memnun ama birileri değildi. Kim onlar; kendi şahsi ve örgütsel çıkarları zedelenenler, faiz yoluyla elde ettikleri milyarlarca doları kaybedenler, istikrarlı ekonomiden rahatsız oldular. Türkiye’nin mazlumlara el uzatan, haklıyı savunan, haklıyı savunduğu gibi içeride ve dışarıda haklıyı savunan politikamızdan, çözüm sürecinden, kardeşlikten, Türkiye’nin büyümesinden, küresel projeler inşa etmesinden rahatsız oldular. Mısır’da, Ukrayna’da oynadıkları oyunu Türkiye’de de oynamak istediler. Türkiye’yi istikrarsızlaştırarak millete kaybettirmek, kendi örgütlerine kazandırmak istediler. Ne acıdır ki Türkiye’nin bazı muhalefet partileri bu aleni darbe girişiminde, bu açık ihanet girişiminde maşa oldular. Şu anda CHP ve MHP içerisinde 30 Mart öncesinde yapılan kirli ittifak açık sesle konuşuluyor. Hem böyle kirli bir ittifakın içine girdiler hem de seçimi kaybettiler. Ey CHP ne aldın, yüzde 28, MHP sen ne aldın, yüzde 15. Koyun bunları üst üste ne yapıyor yüzde 43. Yüzde 43 yapan bunların oyu bizim oyumuzun altında kaldı. Yüzde 45,5 biz, yüzde 43 bunlar. 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez. Eğer 30 Mart’ta sandıktan AK Parti birinci çıkmazsa ben bu görevi bırakacağım, dedim. Ey Kılıçdaroğlu, Bahçeli çıkmazsan bırakacak mısın? 17 yıldır MHP’nin başında diğeri 5 yıldır CHP’nin başında. Nal topluyorlar. Biz 8 seçime girdik, hep birinci partiyiz. Bunlar gücünü koltuktan alanlar, biz ise koltuğa güç katanlar farkımız bu. Şu anda bu partilerin içinde kavgalar başladı. Gündemi değiştirmeye çalışıyorlar. Yenildiklerini bir türlü kabul edemiyorlar. Hiç kusura bakmasınlar, 30 Mart öncesinde içinde bulundukları darbe girişiminin hesabını önce millet sandıkta sordu, şimdi de partiler içinde umuyorum ki bunun hesabı sorulacaktır” şeklinde konuştu.
“BİZ BU ÖRGÜTTEN ÜLKELERİNE YAPTIKLARI İHANETİN HESABINI SORACAĞIZ”
Tarihin bu darbe girişimini asla unutmayacağını ifade eden Erdoğan, “Pensilvanya’daki zatı yanlarına aldılar değil mi? Şimdi onlara bir tavsiyede bulunuyorum; Pensilvanya’daki zat, eğer samimiysen, dürüstsen, herhangi bir sıkıntın, yasal manin yoksa, ’İnzivaya çekildim’ diyor, inzivaya çekilmek için Konya’dan, Erzurum’dan, İstanbul’dan, Bursa’dan, Ankara’dan daha güzel bir yer olabilir mi? Hadi o zaman çık Türkiye’ye gel. Pensilvaya’da ne işin var. Çık Türkiye’ye gel, oradan tezgah kurma. Unutma tezgahların üstünde bir tezgah vardır o tezgah bir gün seni de vuracaktır. Bu oynanan oyunlar yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor ve bunun hesabı da sorulacaktır. Burada ne diyor Mevlana Hazretleri, ‘Gel, her ne olursan ol yine gel.’ Sizin 30 Mart’ta verdiğiniz mesajı biz çok iyi okuduk, anladık. Hiç merak etmeyin. Biz bu örgütten ülkelerine yaptıkları ihanetin hesabını soracağız. Şu anda soruyoruz, başladık. Belli bir direnç var. Bu örgütün yargı içindeki, emniyet içindeki, diğer çevrelerdeki devletin kurumlarındaki uzantıları tarafından belli bir direnç gösteriliyor ama biz o direnci de kıracağız, hiç endişe etmeyin. Devlet içinde paralel devlete asla müsaade etmeyeceğiz. Bunlar Anadolu’daki, Trakya’daki o tabanda benim saf, temiz iyi niyetli kardeşlerimin emeğine ve ekmeğine himmet adı altında göz diktiler, ortak oldular. Artık milletimiz uyandı. Bunların okullarına, dershanelerine karşı çığ gibi bir tepki oluşmaya başladı. Alın bunların dershanelerinden çocuklarınızı. Şu anda okullar bitiyor, sakın ha önümüzdeki yıl okullarına çocuklarınızı katiyen göndermeyiniz. Bunların gazetelerine, televizyonlarına, bunların iftira ve yalan üreten medyalarına tavrınızı koyun. Milletim artık bunlara itibar etmiyor. Bu yetmez, hukuk içinde, demokrasi içinde yaptıklarının hesabını verecekler. O gizli dinlemelerin, gözetlemelerin, montajların, dublajların, her kesime yaptıkları şantajların hesabını verecekler. Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı giriştikleri darbenin hesabını verecekler. MİT’in TIR’larını durdurmanın, Türkiye’yi teröre destek veren ülke gibi göstermenin hesabını verecekler. Dışişleri Bakanlığındaki çok gizli toplantıyı alçakça dinlemenin ve alçakça yayınlamanın, bu büyük ihanetin de hesabını verecekler. Biz kurulduğumuz günden itibaren sizinle, milletimizle yürüdük, bundan sonra da öyle devam edeceğiz. Biz Allah’tan başka kimseden korkumuz ve çekincemiz yok, bunu biliniz. Biz gücümüzü halktan ve Hakk’tan alıyoruz. Sonuna kadar siyaseti, demokrasiyi, milli iradeyi, sandığı savunacağız. Biz özgürlüklerin istismarını yapmayacak, özgürlükleri samimiyetle savunacağız. Bugün bir kez daha söylüyorum; ‘O ne derse doğrudur’ ifadesi Pensilvanya’daki zata yönelik söylenirse bu itikadi bir sorundur. Böyle bir şey olamaz, kimmiş o. Böyle saçmalık olabilir mi? Fakat beyni yıkanan çevreler o samimi saf temiz kardeşlerime sesleniyorum, bu oyuna gelmeyin. Biz kuluz ne Cumhurbaşkanı ne meclis başkanı ne Erdoğan, bizler hata yaparız, bizler günahkar kullarız ama ne kadar az günahımız olursa Allah’ın huzuruna o kadar az yükle gideceğiz. Temennim odur ki, bunu daha da azaltalım. Bu kibirle, gururla olmaz. Kibri, gururu ayaklarının altına alan bir topluluk olmaya mecburuz. Onun için sizlere efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bize Allah yeter, bize millet yeter” dedi.
“İSTİYORUZ Kİ, 10 AĞUSTOS’TA BİRİNCİ TURDA ADAYIMIZ İNŞALLAH BU ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI OLSUN”
Başbakan Erdoğan, 30 Mart seçiminden çıktıklarını, şimdi de 10 Ağustos seçimine yürüdüklerini ifade ederek, “10 Ağustos’ta Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. Tabii ki partimizin bir adayı olacak ve değerli kardeşlerim istiyoruz ki, 10 Ağustos’ta birinci turda adayımız inşallah bu ülkenin cumhurbaşkanı olsun. Konya bu defa sandıklarda çok daha farklı bir şekilde patlasın. Muhalefete gereken cevabı en güzel şekilde Konya’nın vereceğine ben inanıyorum” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 26 Nisan Türkiye Pilotlar Günü dolayısıyla pilotların gününü kutlayarak emniyetli uçuşlar diledi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Konya Valisi Muammer Erol, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, milletvekilleri, belediye başkanları ile birlikte Konya’ya kazandırılan eserlerin toplu açılışını yaptı.