Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve daha sonra "Ergenekon terör örgütünün üst düzey yöneticisi olmak ve devlete ait gizli belgeleri temin edip elinde bulundurmak" suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderilen İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Tekirdağ 1 No'lu F Tipi Cezaevi'den Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 26 Haziran 2008 tarihinde mektup yazdığı ortaya çıktı.
13. maddeden oluşan Ergenekon mektubunu aynen yayınlıyoruz;
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 26 Haziran 2008
Başbakan
Ankara
Sayın Milletvekili Onur Öymen'in Ergenekon operasyonu kapsamında, İlhan Selçuk, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun niçin sabah 04.30'da gözaltına alındığına ilişkin soru önergesine, İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay, şu cevabı vermiştir:
Şüphelilerden bazılarının yurtdışına çıkma hazırlığında olduklarının tespit edilmesi üzerine operasyon sabahın erken saatlerinde başlatıldı.
Adalet Bakanı da bir süre önce aynı içerikte bir açıklama yapmıştır. Hükümet üyelerinizin bu açıklamaları, 21 Mart 2008 gecesinden beri devam ettiğiniz kanunsuz uygulamalara gerçek dışı gerekçeler imal etmek durumuna düştüğünüzü göstermektedir.
Gerçekler şöyledir:
- Almanya'da bütün Türk toplumunu temsil eden kuruluşların düzenledikleri Irkçılığa Karşı Dostluk ve Dayanışma toplantılarına; diğer seçkin şahsiyetler yanında, Sayın Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun, Sayın Ferit İlsever'in ve benim de katılacağım, yazılı ve görsel basın yoluyla aylardan beri duyuruluyordu.
- Toplantılar, Türkiye Büyükelçiliği'nin ve Başkonsolosluklarının bilgisi dahilinde ve destekleriyle düzenlendi. Devletin hem Emniyet Teşkilatı, hem de Dışişleri Bakanlığı, toplantıların konusunu, yerini ve zamanını biliyorlardı.
- Toplantılar, 22 Mart 2008 Cumartesi günü Hannover'de ve 23 Mart 2008 Pazar günü Hamburg'ta idi. Kanunsuz gözaltı uygulaması, bizlerin uçakla hareket gününden bir gün önce oldu. Demek ki, sorguya o gün veya daha önceki günler uygun saatlerde çağırılmamız mümkündü ve yasalara uygun olurdu.
Bu olgular karşısında,
1. TBMM kürsüsünden kamuoyuna yalan söylenmiştir.
2. Bizleri geceyarısı gözaltına aldığınızı mertçe savunacak cesaretiniz ve gücünüz kalmamıştır. Çünkü suçlusunuz.
3. Türkiye'den kaçmak, emperyalist devletlerle işbirliği yapan gaflet ve dalalet içindeki iktidar sahiplerinin yıkıldıkları zaman başvurdukları çarelerdir. En utanç verici örnekler, Sultan Vahdettin ve Damat Ferit'lerdir.
4. Türkiyemizi, ABD'nin BOP Eşbaşkanlarına ve ABD ile 2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma yapanlara bırakıp gitmeyeceğimizi, emperyalistler de bilmektedir, işbirlikçileri de! Ergenekon korkuları da bu nedenledir.
5. Türk milletinin bağımsızlığını ve egemenliğini, özetle Atatürk Devrimi'ni hedef alan bu kanunsuz tertipleri, ABD ve AB makamlarının talimatlarıyla uyguladığınız belgelenmiştir. ABD sözcülerinin, Avrupa Parlamentosu'nun ve AB Komisyonu üyelerinin, Ergenekon'un üzerine sonuna kadar gidin yolundaki karar ve açıklamaları, sizi ele vermiştir ve bu kanıtlar da suç dosyalarınıza girmiş bulunmaktadır.
6. Ergenekon Operasyonu'nu esas hedefine ilerletme kararının 5 Kasım 2007 günü ABD Başkanı Bush ile Washington'daki buluşmanızda alındığını, bizzat yakın arkadaşınız Fehmi Koru iki kez ifşa etmiştir (Kanal 7, 28 Ocak 2008 ve Yenişafak, 1 Şubat 2008). Türk devletinin ve yargısının, Washington'da hiçbir karar organı ve mekanizması bulunmuyor. Bu olayda, ABD makamlarının almış olduğu bir kararın size tebliğ edilmiş olduğu açıkça görülüyor. ABD ile BOP Eşbaşkanlığı bağlantıları işlemektedir. O tarihten sonra Ergenekon Operasyonu'nu bir İşçi Partisi Operasyonuna dönüştürdünüz. Anayasa güvencesi altında olan bir siyasal partinin Genel Başkanını, Genel Sekreterini, Genel Başkan Yardımcısını ve üst düzey yöneticilerini, Anayasa Mahkemesi tarafından İşçi Partisi hakkında alınmış bir kapatma kararı olmadan tutuklattınız ve İşçi Partisi'ni fiilen kapatmaya kalktınız. Anayasayı çiğnediniz.
7. Türkiye'de Birinci Dünya Savaşı sonundaki İngiliz ve Fransız işgalinden bu yana, ilk kez bir yönetim, emperyalist devletlerin açık talimatlarıyla millî güçlere ve Türk Ordusu'na karşı operasyonlar düzenlemiş ve yurtseverleri hapislere atmıştır. Vahdettin'lerin ve Damat Ferit'lerin tarihi mirasına sarılmış olduğunuz sabittir.
8. ABD ve AB'den gelen talimatları uygulamadaki pervasızlığınız o dereceye varmıştır ki, bizzat siz, Başbakan koltuğunu işgal etmenize rağmen, Ergenekon'un üzerine sonuna kadar gidilecek türünden Atlantik ötesi dayatmaları aynen seslendirerek Yargı'ya baskı yönelttiniz. Hatta hükümetinizin üyeleri, Ergenekon tutuklamalarını, AKP'yi kapatma davasına bir cevap olarak uyguladığınızı itiraf ettiler. Hukuk devletini ayaklar altına aldınız.
9. Alman devlet kurumlarıyla bağlantılı ırkçı terör örgütlerinin yurttaşlarımızı evleriyle birlikte yakmalarına karşı, Almanya'daki Türkleri birleştirmek ve Alman halkının dostluğunu kazanmak için yürüttüğümüz mücadeleyi arkadan vurdunuz ve bu uygulamanızla da hangi cephede yer aldığınızı sergilediniz.
10. Talât Paşa Komitesi olarak, Ermeni soykırımı yalanına karşı Lozan'da, Berlin'de, Paris'te ve diğer Batı merkezlerinde yürüttüğümüz mücadelelerde bizi hep sırtımızdan hançerlediniz. Avrupa Parlamentosu'nun 2006 yılı Eylül ayında aldığı Talât Paşa Komitesi'ni dağıtın kararını uygulayarak, Türk devletinin otoritesinin üstünde başka egemenliklere bağlılığınızı kanıtladınız. Ve en son tam İsviçre'nin soykırım önyargısına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nde dava açmak üzere olduğumuz günlerde, bizi utanmadan terör örgütü olmakla suçlayıp tutuklatarak, AİHM'deki Türkiye düşmanı çevrelerle aynı cephede savaştığınızı gösterdiniz ve onlara üzerinize düşen desteği verdiniz. Hatta bilgisayarlarımızdaki AİHM'e başvuru hazırlıklarımıza elkoyarak, bizi dava açamaz hale getirme girişiminde bulundunuz.
11. Emniyet Genel Müdürlüğü Raporu'yla ulusalcılığı terör kapsamı içine alarak, Türk milletine ve millî devlete karşı stratejik düşmanlık içine girdiğinizi ilan ettiniz. Buna bağlı olarak, Türk milletinin bağımsızlığı için mücadele eden yurtseverlere ve Türk Ordusu mensuplarına Ergenekon Terör Örgütü adını verdiniz. Böylece bu büyük milletin tarih mirasını yıkma hedeflerini ilan eden Karen Fogg'ların Türk tarihine karşı psikolojik savaşında da görev üstlendiniz.
12. Ergenekon Terör Örgütü Operasyonu başlığı altında yürüttüğünüz uygulamalar, basit bir kanunsuzluk olmayıp, Atatürk Devrimi'ne stratejik düşmanlık boyutundadır. Ve Batı'lı emperyalistlerin Kemalist Devrim'i tasfiye amaçlarıyla bağlantılıdır.
13. Türkiye Cumhuriyeti'nin yalnız laiklik ilkesini değil, devlet bağımsızlığını, ülke ve millet bütünlüğünü hedef alan emperyalist projede örgütlü olarak görev üstlendiğinizi bizim saptadığımız tam 31 ayrı konuşmanızda ısrarla belirttiniz. 15 Şubat 2004 gecesi Kanal D ekranından yaptığınız tarihî açıklamada, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde Diyarbakır'ı merkez yapacağınızı söyleyerek, ABD'den almış olduğunuz görevin içeriğini de tanımladınız. Dahası ABD yetkililerinin, Büyük Ortadoğu Projesi'yle Müslüman halkların yaşadığı 24 ülkenin sınırlarını ve rejimlerini değiştirme hedefine bağlanarak, yine ABD liderlerinin Haçlı Seferi diye ilan ettikleri bu savaşta, Haçlı ordularının yanında mevzilendiniz. Bu tarihî duruşunuz, İslamiyet'i bir aldatma ve çıkar aracı olarak kullandığınıza ilişkin saptamaların da kesin kanıtıdır. Bu büyük suçunuz Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından saptanınca, bu kez Anayasa Mahkemesi'ne verdiğiniz 30 Nisan 2008 tarihli savunmanızda, Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanlığını inkâr ederek yalan yazdınız ve bu yalanınızı kendi imzanızla belgelediniz.
31 kez itiraf ettiğiniz suçunuzu bugün Anayasa Mahkemesi önünde inkâr ettiğinize göre, artık BOP Eşbaşkanlığı'nın suç olduğunu biliyorsunuz.
Sonuç olarak, Ergenekon tertipleriyle bu milletin ve Müslüman halkların geleceğine kasteden BOP Eşbaşkanlığı yönetimi, işte yıkılmaktadır.
BOP Eşbaşkanlığı'nı, kurmaylarının ABD nezdindeki Bizi kullanın deliğe süpürmeyin yalvarışlarına rağmen, artık ABD ve AB yönetimleri de kurtaramıyor. Türk milletinin iradesi, kesinlikle ABD ve AB iradesine üstün gelecektir.
Büyük devrimci önder Atatürk'ün deyişiyle çıkarlarını yayılmacıların emelleriyle birleştirmiş nice iktidar sahibi, parmaklarındaki pırlanta taşlı yüzükleri, sarayların eşyalarına bile göz diken saltanat düşkünlükleri ve haramzedelerine aldıkları gemileriyle birlikte batmışlardır.
Türkiye'yi dünyaya pazarlamakla açıkça iftihar edenlerin, ABD ile 2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma yaptığını itiraf edenlerin, Citibank'ın 3 milyar dolar vergi borcunu hangi çıkar karşılığında sildikleri henüz bilinmeyenlerin, kendileri şatafat ve ihtişam içinde yaşam biçimlerini sürdürürken milleti sadakaya muhtaç hale düşüren ve ülkeyi borç batağına saplayanların saltanatlarının yıkılmakta olduğu bu umutlu ortamda, size bütün insanî duygularımla sade, dürüst ve şerefli bir gelecek ve iyilikler dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Doğu Perinçek
İşçi Partisi Genel Başkanı
1 No'lu F Tipi Cezaevi / B-54
Tekirdağ