AK Parti Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, terör örgütü PKK'nın, cezaevlerinde bulunan örgüt mensuplarını infaz edip, devam eden açlık grevlerinde hayatını kaybetmiş gibi gösterebileceği uyarısında bulundu.
AK Parti Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, terör örgütü PKK'nın, cezaevlerinde bulunan örgüt mensuplarını infaz edip, devam eden açlık grevlerinde hayatını kaybetmiş gibi gösterebileceği uyarısında bulundu.
“PKK öylesine acımasız bir örgüt ki cezaevinde herhangi birini infaz edebilir ve açlık grevinden dolayı hayatını kaybetti diye açıklama yapabilirler. Böylece dünya kamuoyuna mesaj verebilir ve terör örgütü yandaşları birçok yerde kargaşa çıkarabilirler” şeklinde konuşan Şahin, Adalet Bakanlığı ve cezaevi yönetimi yetkililerini bu konuda dikkatli olmaya çağırdı.
AÇLIK GREVLERİNİN HEDEFİ İÇ DEĞİL DIŞ KAMUOYU
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin,gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Şahin, cezaevlerindeki açlık eylemleriyle Avrupa Birliği'nin yakından ilgilendiğini belirterek, “PKK'nın amacı da kaos izlenimi vermek. Hedeflerinin iç değil dış kamuoyu olduğunu düşünüyorum.
Bazı ülkelerin beklentilerine uygun mesaj vermek istiyorlar. Açlık grevlerinin samimi, gerçekten bir mantıklı gerekçesi olan eylemler olarak görmüyorum. Türkiye'de kaos ve kargaşa çıkarmak istiyorlar, terör örgütü de bu amaçlara hizmet ediyor.” diye belirtti.
Hangi nedenle tutuklu veya hükümlü olursa olsun cezaevlerinde bulunanların devletin gözetimi altında, devlete emanet edilmiş insanlar olduğunu vurgulayan Mehmet Ali Şahin, şöyle devam etti: “Cezaevleri yönetimi ve Adalet Bakanlığı yasa ve yönetmelik çerçevesinde orada en iyi şekilde barınmaları için zaten vazifelidir.
Endişem şu; terör örgütü uzantısı olarak bilinen bazı milletvekilleri de eyleme destek veriyor. Açıklamaları bana göre dehşet verici. ‘Cezaevinden bir cenaze çıkarsa Türkiye'de kaosun kargaşanın önü alınamaz' açıklaması yapıyorlar.
PKK öylesine acımasız bir örgüt ki cezaevinde herhangi birini infaz edebilir ve açlık grevinden dolayı hayatını kaybetti diye açıklama yapabilirler. Böylece dünya kamuoyuna mesaj verebilir ve terör örgütü yandaşları birçok yerde kargaşa çıkarabilirler.”
Bu yüzden Şahin, Adalet Bakanlığı ve cezaevi yönetimi yetkililerine açlık grevinde olanları çok yakından takip etmelerini tavsiye ettiğini söyledi. Şahin, “PKK'nın orada bir kişiyi infaz edeceği endişesini taşıyorum. Bunlar her türlü acımasız eylemi sergilediler bugüne kadar zaten. Bunu cezaevinde de yapabilirler” diye ekledi.
Terör örgütünün cezaevlerini bir okul gibi kullandığı iddialarına ilişkin açıklamada da bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, “Türkiye'deki cezaevleri örgütün militanları eğitmesine imkan vermeyecek şekilde düzenlendi; ama eskiden koğuş sisteminde buna benzer faaliyette bulunuyordu örgütler.
Özellikle PKK mensubu oldukları için tutuklu olanlar özel nitelikli cezaevlerinde bulunduruyorlar gibi geliyor bana. Buca Cezaevi yeni yapılmış bir cezaevidir. Adalet Bakanı iken bu cezaevinin temelini atmıştık. Açılmıştır mutlaka. Buca Cezaevi böyle bir imkan vermez. Beraber tutulamazlar infaz yasası da buna imkan tanımıyor. Ama açlık grevi nedeniyle cezaevlerinin teyakkuz halinde olması gerekir.” dedi.
BDP MİLLETVEKİLLERİ AÇLIK GREVİ YERİNE MECLİS'E GELİP ANADİLDE SAVUNMA YASASI İÇİN ÇALIŞSINLAR
Halkın bu açlık grevlerinin nedenini merak ediyor olabileceğini belirten Şahin, "BDP ne istiyor? Ne getirilmesini istiyor devlet ve hükümetten? KCK tutukluları mahkemede ana dilde savunma yapmak istiyorlar.
Bu eylemler başlamadan önce Başbakan Erdoğan 30 Eylül'deki kongrede atılacak demokratik adımlardan bahsederken kişinin tercih ettiği dilde savunma yapmasını sağlayacak düzenleme yapılacağından bahsetti. Bu düzenleme Meclis'e de geldi ve kısa sürede çıkacak. BDP milletvekilleri açlık grevi eylemi yapacaklarını Meclis'e gelip bunun yasalaşması için gayret göstersinler” dedi.
MECLİS BAŞKANI'NA ÇAĞRI YAPTI: ANAYASA KOMİSYONU İÇİN TOPLANTI YAPILMALI
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışmaları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Mehmet Ali Şahin, komisyonun kamuoyunun beklentisine cevap vermek için kurulduğunu hatırlattı. Komisyondaki 4 siyasi partiye mensup 13 kişinin uyumlu bir çalışma sergilediğini ve ağır gitmesine rağmen mesafe de alındığını belirten Şahin, “Uzlaşma Komisyonu'na katılmayacağını ilan etmişse bir grup, Meclis Başkanı'nın toplantıya davet etmesi lazım ve bu konuyu değerlendirmemiz lazım.
Bu komisyonun çalışması bir siyasi partinin iki dudağı arasına kalmamalı. Meclis Başkanı'na çağrı yapıyorum; gruplardan biri katılmayacağını ilan etmiştir. Yönetmelikte 'bir siyasi parti 3 toplantıya katılmazsa komisyondan çekilmeli' diye madde koydurduk. Meclis Başkanı ile görüşmeli ve bir karar almalıyız. Ne kadar sürecek boykot? Yazık değil mi günler geçiyor?” ifadelerini kullandı.
ÖCALAN HÜKÜM GİYMİŞ BİRİ, AVUKATLARI İLE GÖRÜŞME SEBEBİ OLAMAZ
Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları ve yakınları ile görüşmesine ilişkin olarak da Öcalan'ın davası bitmiş ve hüküm giymiş biri olduğuna dikkat çeken Şahin, “Bir hükümlü, davaları bitmişse avukatları işi kalmamışsa avukatları ile görüşmesinin bir sebebi olamaz. Hükümlü veya tutuklu infaz yasasına göre yakınlarıyla görüşebilir.
Öcalan hüküm giymiş biridir, yakınları ile görüşmesinde engel yok. Başvurdukları takdirde Adalet Bakanlığı gerekli imkanı sağlıyor. Ama devam eden dava varsa avukatları ile görüşmesi gayet tabiidir. Herhalde Batı'da da böyledir. Kesinleşmişse hüküm neden avukatları ile görüşsün?” diye kaydetti.
BAŞBAKANIN İDAM AÇIKLAMASI KAMUOYU HASSASİYETİNİ DİLE GETİRMEKTEN İBARETTİ
Gündemdeki idam tartışmalarına da değinen Şahin, Başbakan Erdoğan'ın bu konudaki açıklamalarının “kamuoyu hassasiyetlerini dile getirmekten ibaret” olduğunu söyledi. Şahin, “O kadar insanın aklının hafsalasının almayacağı cinayetler işleniyor ülkemizde. Başbakan idamla ilgili açıklamalarında ‘Kamu vicdanının nasıl teskin edeceksiniz, o cinayetlerde hayatını kaybedenlerin yakınlarını nasıl teskin edeceksiniz?' diye soru sordu.
Başbakanın amacı ‘idamı geri getirelim' önerisi değildi. Kamuoyu hassasiyetlerine tercüman olmak için öyle konuşuldu. Gündemimizde böyle bir konu bulunmamaktadır.” şeklinde konuştu.
33 ER DOSYASININ KAYBOLMASININ ÜZERİNE HASSASİYETLE GİDİLMELİ
Mehmet Ali Şahin'e dosyaları kayıp olduğu ortaya çıkan 33 er olayı da soruldu. Şahin, “Uzun bir zaman geçmesine rağmen bu konu hala tartışmalıdır ve soru işaretleri vardır.
Şemdin Sakık'ın da açıklamaları olmuştu. Bu konunun üzerine hassasiyetle gidilmeli, bir takım iddialar var araştırılmalı. Bu dosya niçin kayboldu, kim kaybetti, kime emanet edildi, nerede kayboldu? Vahim bir durumdur bu dosyanın kaybedilmiş olması.” dedi.