Irak'ın kuzeyindeki Hınere bölgesinde terör örgütü PKK mensuplarınca vahşice öldürülen "Tayhan" kod adlı Mazlum A'nın (20) ailesi, çocuklarına ait cenazeyi alabilmek için örgüte para ödedi.
Cenazeyi almak için Dohuk'ta urada bekletilen aile her gün yüzlerce dolar ödeyerek, çocuklarının cenazesini almak için mücadele etti. Yaklaşık 1 hafta sonra Dohuk'taki bir köyün dışına bırakılan ceset, köylüler tarafından anne Sabahat A'ya teslim edildi. Karayoluyla Türkiye'ye getirilen ceset Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'ndan Malatya'ya gönderildi. Burada yapılan otopsinin ardından kimlik tespiti için cesetten ve aileden alınan DNA örnekleri karşılaştırılarak, cenazenin Mazlum A'ya ait olduğu tespit edildi.
Malatya'da yapılan otopside vücudunda kurşun izi bulunmayan Mazlum A'nın yakılarak öldürüldüğü belirlendi. Günlerce arazide kaldığı anlaşılan ceset üzerinde ileri derecede çürüklerin olduğu belirtilirken, "vahşi hayvanlar tarafından yenildiği"ne dikkat çekildi.
OĞLUNUZ MAZLUM KENDİNİ YAKTI
Cumhuriyet savcısına ifade veren baba Remzi A, Diyarbakır'da Endüstri Meslek Lisesi son sınıf öğrencisiyken 2008 yılında kaybolan oğullarından bir daha haber alamadıklarını ifade ederek, 17 Mart'ta evlerini telefonla arayan bir kişinin kendisini tanıtmadan, "Oğlunuz Mazlum kendini yaktı, Roj TV'yi izleyin" dediğini belirtti.
Bunun üzerine komşusuna giderek televizyondaki haberlere baktıklarını anlatan baba, ekrana verilen fotoğraflardan birinin oğlu Mazlum'a ait olduğunu gördüklerini kaydetti. Yanına eşini alarak Silopi'den Irak'ın kuzeyine geçtiklerini anlatan Remzi A, Dohuk'ta adını bilmedikleri bir köye götürüldüklerini söyledi. Bu köyde günlerce beklemelerine rağmen sağlıklı bir haber alamadıklarını ifade eden Remzi A, şöyle konuştu: "Burada oğlumuzun durumuna ilişkin sağlıklı bilgiler getirebileceklerini iddia eden bazı kişiler benden her defasında 100 dolar istedi. Bu şekilde defalarca benden 100'er dolar aldılar. Daha sonra ben Türkiye'ye döndüm. Köyün dışına bırakılan ceset yaklaşık 1 hafta sonra köylüler tarafından eşime teslim edilmiş."
"OĞLUMU KAFASINDAN TANIDIM"
Olayla ilgili ifade veren anne Sabahat A. da, oğlunun yakılan cesedinin köylüler tarafından köyün dışından alınarak getirildiğini anlatarak, "Küçükken onu 'top kafa' diye severdim, yanan oğlumu kafasından tanıdım" diyerek, sözlerine şöyle devam etti: "Kafası yuvarlak ve küçüktü. Çocukken onu 'top kafa' diye severdim. Yanmış olan cenazesini gördüğüm anda kafasından tanıdım. Bir de bisikletten düştüğü için ön dişlerinden biri kırıktı. Cenazeyi alarak Türkiye'ye dönüşümüz kolay olmadı. Diyarbakır'dan Malatya'ya sevk ettiler. Burada bizden alınan kan örneğinden sonra kimliği belirlendi."
CESEDİ VAHŞİ HAYVANLAR PARÇALAMIŞ
Malatya Adli Tıp Kurumu'na 15 Nisan'da ulaşan cesedin yapılan otopside aradan geçen süre nedeniyle çürüdüğü belirlendi.
"Vücutta mermi izi bulunmayan cesette, vahşi hayvanlara bağlı deformasyonların (yenildiği) oluştuğu"na dikkat çekilen otopsi raporunda, Mazlum A'nın yanarak öldüğü kaydedildi.
Olay Terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın doğum gününde, "Tayhan" kod adlı Mazlum A'nın Hınere'de, "Şervan" kod adlı Rıdvan B'nin Haftanin'de, "Çiyager" kod adlı Halil A'nın Hakurk'ta, "Kemal" kod adlı Kamil A'nın ise Kandil'de yakılarak infaz edildiği bilgisine ulaşan istihbarat birimleri, katledilen örgüt mensuplarının ailelerine de birer mektup gönderildiğini tespit etmişti. Terör örgütünün gönderdiği mektupta ise söz konusu kişilerin güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada ya da doğal sebeplerle öldüğü iddiasına yer verilmişti.