AK Parti İstanbul Milletvekili Oktay Saral, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Oktay Saral, "17 Şubat gecesi TBMM Genel Kurulu'nda kapalı oturumda yaşananlardan dolayı özür dilemedim. Milletin Meclisinde kaos yaratan ideoloji amigolarının herhangi birinden özür dilemek, milli iradeye hakarettir" dedi.
Oktay Saral, "Masumun gırtlağına bıçak dayayan katilin kurbanının suratına faşist diye haykırması gibi, yavuz hırsızın paralel ile Benson şirketi ile basın ile el ele verip; ev sahibini bastırma hamlesi karşısında milli iradenin haysiyetine bürünen AK Partili Milletvekilleri bu hırsızlığa, bu arsızlığa müsaade etmemiştir. O gün kapalı oturumda yaşananlardan dolayı hiçbir ideoloji amigosundan özür dilemediğimin altını çizmek istiyorum. Çünkü özür, sehven yapılmış bir hatanın karşılığıdır. Milletin Meclisinde kaos yaratan ideoloji amigolarının herhangi birinden özür dilemek, milli iradeye hakarettir" dedi.
Söylediklerinin çarpıtıldığını ifade eden Oktay Saral, "Evet ben psikolojik destek alıyorum. Nereden mi? Secdeden, seccademden psikolojik destek alıyorum ve herkese tavsiye ediyorum. 'Her evde ufak tefek tartışmalar olabilir' ifademin, eşim, onurum, muhterem refikam hakkında el kaldırdı olarak tanımlanması ise asla affedilemez" dedi.
Oktay Saral, "Genel Kurul'da öyle şeyler yaşandı ki sabır taşı olsa çatlar. Çok ama çok sabrettim. Bizim derdimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil" diye konuştu.
'CHP'li Bülent Tezcan ile kavganızdan sonra 'öfke tedavisi alacağım' demiştiniz?" sözlerinin hatırlatılması üzerine Oktay Saral, "5 vakit namaz kılıyorum ve ben o terapimi yapıyorum. Öfkeyi böyle yenmeye çalışıyorum, gerekirse psikiyatriste de gidebilirim. Psikologlar niye var. Gitmekten imtina etmem" dedi.
Kapalı oturumda yaşananları Oktay Saral, şöyle anlattı, "Son olayda koltuğumda oturuyordum. Sebahat Tuncel Mustafa Elitaş'ı itiyor kürsüde. Daha önce de emniyet müdürünü tokatladığını herkes biliyor. Hanım da hanımlığını bilmeli. Görev edindim, gidip Sebahat hanımı uyarayım diye. Uyardım ama Elitaş'a tazyik uygulamaya devam ediyor. 'Çek git' diyorum ama gitmiyor. Ne yapayım, hafifçe itekledik. Hanımefendiye dokunmak da yanlış bir şey onu da kabul ediyorum, sonra ben sanki Sebahat hanıma bir şey yapıyormuşum gibi sayın Kürkcü geldi. Orada öyle bir arbede oldu. Gongu kaldırmışlar bizim arkadaşımıza atacaklar. Ne yapmalıydım? 'Dur yapma' diyoruz olmuyor. Benim de o sırada elime tokmak geçti. Tokmakla gong birbirine vurur ya, tokmağı hasbelkader salladım. İyi ki yapmışım. Onu da öyle dramatize ediyorlar ki sanki ortalık kan gölüne dönmüş. Ben de düştüm çiçekliğe, baktım Musa bey de orada yatıyor. Musa bey sonra açıklama yaptı 'bunu da Oktay Saral yaptı' diye. Bütün her şeyi ben yapmışım."