Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast soruşturmasında önceki gün verilen takipsizlik kararı onandı.
Soruşturma savcısı Tekin Küçük’ün gerekçesinde, 38 subay hakkında “Şüphelilerin üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair soyut iddia dışında kamu davası açmaya yeterli, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşılmıştır” denildi.
Toplam 61 sayfalık kararda ayrıca 2009 yılında Hâkim Kadir Kayan tarafından 25 gün boyunca arama yapılan Seferberlik Tetkik Kurulu’nun 11 ve 16 numaralı kozmik odalarında elde edilen 1.5 terebaytlık bilgi ve belgeler ile 1 adet CD’nin “devlet sırrı” kapsamında olması nedeniyle Genelkurmay’a iade edilmesine karar verildi.
Küçük’ün kararı skandal niteliğinde bir durumu da ortaya çıkardı. Buna göre ancak dava açılması halinde ve gerek görüldüğü takdirde sadece mahkemece görülmesi mümkün olan devlet sırrı niteliğindeki bu belge ve kayıtlar tekrar kopyalanarak bilirkişilerce incelenmek üzere soruşturmayı yürüten savcılıkça TÜBİTAK’a gönderildi. Kararda, bilirkişilere teslimi sırasında devlet sırrı kayıtların tekrar kopyalarının alınması işleminin kimler tarafından yapıldığına dair dosya içerisinde herhangi bir tutanak bulunmadığının anlaşıldığı belirtildi.
Özel Kuvvetler Komutanlığı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı personelinin EDOK’ta görevli Kurmay Albay Baki K.’yı takip ettikleri, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı takip etmek ya da saldırı gerçekleştirmek amaçlarının olmadığı ifade edilen kararda, “Kaldı ki Bülent Arınç’ın olay günü Ankara ilinde ve ikametinde bulunmadığı, memleketi olan Manisa’daki bir açılış programında olduğu tespit edilmiştir” denildi.
TÜBİTAK tarafından yapılan kriminal inceleme sonucu düzenlenen 16 Kasım 2014 tarihli kriminal rapora göre inceleme konusu belgedeki el yazıları ve rakamların Erkan Yılmaz B.’nin el ürünü olmadığı, Arınç’ın ev adresinin yazılı olduğu kâğıdı yutmaya çalıştığına dair iddianın da soyut olduğu ifade edilen kararda, “kâğıt üzerlerinde bulunduğundan hareketle şüphelilerin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı takip ettiklerine ve suikast düzenleyeceklerine dair kabulde bulunmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğu” tespiti yer aldı.