Sosyal medyaya yönelik bir denetim mekanizmasının kurulmasına yönelik ilk adım TBMM'de atıldı. TBMM bünyesinde ‘Dijital Mecralar Komisyonu' kurulmasına ilişkin önerge Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Plan Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan, milyarlarca dolar kazanan sosyal medya şirketlerinin Türkiye'de hiçbir sorumlulukları bulunmadığına dikkat çekerek “Hiçbir hukuki altyapıları yok, hukuka uygun mudur, değil midir, hiçbir anlayışları yok bu firmaların. Dolayısıyla bu firmaları da zorlamamız gerekiyor” dedi.
TBMM Plan Bütçe Komisyonunda önceki gece AK Parti tarafından verilen önergenin kabul edilmesi ile bireylerin kişilik haklarına, özel hayatın gizliliğine ve diğer temel hak ve özgürlüklere aykırı ya da çocukların fiziki ve psikolojik gelişimlerine zarar verici şekilde internet kullanımının önlenmesi amacıyla Dijital Mecralar Komisyonu kurulacak. Komisyon diğer ihtisas komisyonları gibi görev yapacak ve 17 üyeden oluşacak. Komisyon internet kullanımı yoluyla işlenen suçlarla etkin şekilde mücadele edilmesi konusunda görüş ve öneriler sunacak. Uluslararası alanda kabul gören gelişmeleri izleyecek, bu konular hakkında gerektiğinde yurt dışında incelemelerde bulunacak. İnternetin hukuka uygun kullanımı konusunda kamuoyunu bilgilendirici etkinlik ve projeler yapacak. Komisyon ayrıca görevleri ile ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşları, içerik sağlayıcılar, erişim sağlayıcılar, yer sağlayıcılar ile yerli veya yabancı diğer gerçek ve tüzel kişilerden bilgi ve belge isteyebilecek ve ilgililerden bilgi alabilecek.
İNTERNET SUÇLARI İLE MÜCADELE
Önergenin gerekçesinde, komisyonun internet aracılığı ile işlenen suçlarla mücadele konusunda inceleme, görüşme, raporlama, tavsiye ve görüş bildirme gibi çalışmalar yapacağı belirtildi. Gerekçede “Bununla amaçlanan, Türkiye'de de internetin kanunlara, bireylerin kişilik haklarına, özel hayatın gizliliğine ve diğer temel hak ve özgürlüklere uygun, çocukların fiziki ve psikolojik gelişimlerine zarar vermeyecek şekilde kullanılmasının temini noktasında yürütülen faaliyet ve çalışmalara yasama organının da görüş, öneri ve yönlendirmeleriyle katkı sunmasıdır” denildi.
ELVAN: FİRMALARI ZORLAMAMIZ LAZIM
Plan Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan da ‘Dijital Mecralar Komisyonu' hakkında bilgi verirken şöyle konuştu: Bu firmaların bir sorumluluk hissetmesi gerekiyor. Milyarlarca dolarlar kazanıyorlar, hiçbir sorumlulukları yok, hiçbir hukuki altyapıları yok, hukuka uygun mudur, değil midir, hiçbir anlayışları yok bu firmaların. Dolayısıyla bu firmaları da zorlamamız gerekiyor. Yani her ülkenin hukukuna uymayı, kişisel hakların korunmasına yönelik. Bunu ülke bazında çözmek de çok kolay değil, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası ölçekte birtakım düzenlemelerin de mutlaka yapılması gerektiğini düşünüyorum. Mesela Almanya; Almanya'da kayıtlara girmeden binlerce, on binlerce Twitter'ın kendisi hesabı ve o içeriği düşürüyor. Sadece Almanya'da Facebook adına çalışan bin 800 kişi var, Türkiye'de ise sadece bir avukat var. Bunun mutlaka düzenlenmesi gerekiyor. Bu Komisyon neticede işte bu ilgili diğer örneklere bakacak, komisyon üyeleri yurt dışında değişik ülkelere gidecek, bununla ilgili raporlama yapacak, yapılması gereken, atılması gereken adımların neler olduğunu ortaya koyacak.
TÜRKLERİN YÜZDE 91'İ DÜZENLEMEYE DESTEK VERİYOR
Sosyal medya düzenlemesine Türk halkından tam destek geldi. Areda Survey'in gerçekleştirdiği “Sosyal Medya Düzenlemesi Algı Araştırması”na göre katılımcıların çoğunluğu sosyal medyayı gündemi takip etmek için kullandığını belirtirken aynı zamanda aile müessesesine zarar veren bir tehdit olarak görüyor. Katılımcılar “Sosyal ağlarda sahte hesaplar açılmasını engelleyen bir düzenleme hayata geçirilmeli mi?” sorusuna yüzde 91'i “evet” cevabını verirken halkın yüzde 75,4'ü ise Türkiye'de yalan, iftira, hakaret, özel hayatın dokunulmazlığı, şahsi verilerinin korunmasına yönelik bir sosyal medya düzenlemesine ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
“Sosyal medyayı nasıl bir tehdit olarak görüyorsunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 26,4'ü sosyal medyayı “aile müessesesine zarar veren” bir tehdit olarak görürken yüzde 23,1'i “nefret söylemi barındıran”, yüzde 22,5'i “gençlere zarar veren”, yüzde 15,2'si “millî güvenliği tehlikeye atan”, yüzde 5'i ise “çocuk istismarına yol açan” tehdit seçeneklerini işaretledi. Son olarak “sosyal ağlarda Türkiye'ye yönelik siyasi, askerî ve istihbari operasyonların yapıldığını düşünüyor musunuz?” sorusuna ise yüzde 64,6'lık kesim “evet”, kalanlar ise “hayır” cevabını verdi.