İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Biz terörle mücadele etmiyoruz, biz terörü bugün tasfiye ediyoruz. Bunu bir anlam olarak sizlerle ve milletimizle paylaşıyoruz, kararlılığımız budur. Bizim terörle mücadele etme safhamız gerilerde kalmıştır." dedi.
Soylu, Vilayetler Evi'ndeki "Vilayetler Hizmet Birliği 43. Olağan Birlik Meclis Toplantısı"nda, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son 14 yılda çok ciddi mücadele, değişim ve gelişme ortaya koyduğunu, geçmişe ait kronikleşmiş problem ve bunların kaynağının istikrarlı ve bilinçli politikayla büyük ölçüde çözüldüğünü belirtti.
Aynı dönemde Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşların hayat ve demokrasi standartlarının yükseltilmesi için çok ciddi bir çabanın da ortaya konulduğunu anlatan Bakan Soylu, şöyle konuştu:
"Türkiye bugün sınıf atlamanın kapısına gelmiştir. Sanki yüksekçe bir yere uzanmış ve yepyeni bir sınıfa adım atar gibi. Türkiye bugün elini 2023'e, 2071'e uzatmıştır. Fakat bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Türkiye bu değişim ve dönüşümlerin hepsinde dozajı giderek artan bir blokajla karşılaşmıştır. Önce 27 Nisan e-muhtırasıyla karşılaşmıştır. Peşinden 2009'da iktidar partisi kapatılmaya çalışılmıştır. Gezi Olayları, 17-25 Aralıklar, 7 Haziran seçimleri sonrası birilerinin PKK ile iş birliği yaparak tırmandırdığı terör hadiseleri… Türkiye gelişme gösterdikçe birileri frene daha fazla abanmış ve en sonunda 15 Temmuz'da kendilerince el frenine asılmışlardır."
Kişinin durduğu yeri bilmesi halinde kendisiyle ilgili doğru ve etkili tespitler yapabileceğine dikkati çeken Soylu, bu tespitin valileri de yakından ilgilendirdiğini bildirdi.
Bakan Soylu, Türkiye'nin birçok konuda büyük bir mesafe aldığına işaret ederek, "Bu mesafe, içinde bulunduğumuz coğrafyada ve dünyada kabullenilmesi gerekirken, engellenilmesi için çaba sarf edilen bir duruma dönüşmüş durumdadır. Bugün içinde bulunduğumuz bu mücadele tavrının aslında bir milletin çok uzun yıllardan beri sürdüregeldiği ama 100 yılı aşkın bir süredir hiç vazgeçmediği bir tavır olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim." diye konuştu.
Türkiye'nin ve Türk halkının bazı dönemler başkalaştırılmaya ve yabancılaştırılmaya çalışıldığını belirten Soylu, milletin her "Biz olalım" dediğinde ağır bir şekilde cezalandırıldığını ve bu noktada darbelerin gündeme geldiğini ifade etti.
"HEPİMİZİN MESELESİDİR"
Bakan Soylu, Batı dünyasının bugün çok zor bir durumda bulunduğunu vurgulayarak, Avrupa Birliği projesinin ortada duran birçok başarısızlıkla karşı karşıya kaldığını kaydetti.
Yürümek istedikleri yolda birtakım akametlere uğrayan Batı dünyasında söz konusu dönemden sonra başlatılan yaklaşımlara dikkati çeken Soylu, "İslamofobya ve Türkfobya dediğimiz hadise, kendi pozitif hedeflerine ulaşamayınca negatif başka bir kampanya üzerinden bir birliktelik oluşturmak üzere attıkları bir adım olarak nitelendirilebilir." diye konuştu.
Bakan Soylu, yan yana bulunan bu coğrafyaların, toplumların, milletlerin kendi kendilerini bu kadar başkalaştırma ve düşmanlaştırmalarının başka anlamı ve izahının olmayacağını bildirdi.
"Yıllarca en yakın müttefik olduğumuz ülkelerin terör örgütlerine ve Türkiye'de 15 Temmuz darbesini gerçekleştirenlere, irili ufaklı bir takım ülkemiz karşıtı organizasyonları nasıl görmezden geldiklerini, nasıl tahammül ettiklerini hep beraber şahit oluyoruz." diyen Soylu, bundan da Türkiye için bir ders çıktığını ifade etti.
Bakan Soylu, Türkiye'nin dünyanın her noktasını, etrafındaki coğrafyayı, ilişkili olduğu ülkeleri başkalaştırmak gibi bir anlayışın içinde olamayacağına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Biz iyilikleri anlatmakla ve kötülükleri sakındırmakla sorumluyuz. Sadece kendi coğrafyamız, 780 bin kilometrekare içinde iyilikleri anlatmakla bir sorumlululuğumuz söz konusu değil, bunları bütün değerlerimiz çerçevesinde bütün dünyaya anlatmalıyız ama ilk önce ayaklarımız üzerinde sağlam durmalıyız. Sağlam bir ekonomi, sağlam bir birliktelik, sağlam bir gelecek projeksiyonu ve geleceği iyi tanımlayan, iyi anlayan ve kendini iyi hazırlayan sağlam nesillerle beraber. Alt yapısı iyi oluşmuş, değişim ruhunu iyi anlamış, demokrasiyi iyi kavramış bir Türkiye ile beraber bunu sağlayacağız. Bu hepimizin meselesidir."
Tarihin önemli bir bölümünden geçildiğini, Suriye'nin, Irak'ın, Ortadoğu'nun, Balkanlar'ın, Kafkaslar'ın, Orta Asya'nın Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyaya yeni bir yön çizilmeye çalışıldığını anlatan Bakan Süleyman Soylu, buna itiraz eden bu coğrafyaların kendi yönünü çizmek istediğini vurguladı.
Dünyadaki geleneksel paylaşımdan herkesin kardeşçe, hakkaniyet ve birlik içinde payını almasının ve bunun sağlanmasının önemine değinen Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buna itiraz eden ve kendilerini efendi görenler bu konuda bir çizim ortaya koymaya çalışıyorlar, biz de bu çizimi görüyoruz. Sınırlarımız içerisinde mücadele ettik, bunun için çaba sarf ettik. Aslında bu mücadelede muvaffak da olduk. Dönem dönem bu mücadelenin dozunu artırdık, dönem dönem bu mücadeleyi belli bir seviyede tuttuk. Baktık ki dışarıdan gelen tehditler, dışarıdan içeriye yöneltilmiş ve içeriden koordine edilen tehditler kadar yüksek tehditlerdir. Şimdi yaptığımız, tehditlerimizi sınırımızın dışında karşılamaya çalışmak ve içerideki tehditlere de gerekli cevabı kararlılıkla verebilmektir. Biz terörle mücadele etmiyoruz, biz terörü bugün tasfiye ediyoruz. Bunu bir anlam olarak sizlerle ve milletimizle paylaşıyoruz, kararlılığımız budur. Bizim terörle mücadele etme safhamız gerilerde kalmıştır. Bugün büyük bir kararlılıkla, bir taraftan sizler, bir taraftan bütün bu meseleyi gören, dualarıyla ve kararlarıyla destekleyen aziz milletimiz, bir taraftan bugün belki tanımadığımız, rengi bizden olmayan, bazen dini bizden olan ama bazen de dini bizden olmayan mağdur ve mazlum olarak bildiğimiz milletler, jandarmamız, polisimiz, korucumuz, TSK mensuplarımız her biri bugün bu meselenin farkındadır."
"EĞER 15 TEMMUZ'U BİZ ANLAYAMAZSAK ..."
15 Temmuz'un, Türkiye'nin önüne yeni bir kategori koyduğuna vurgu yapan Bakan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'nin 21. asırdaki yol güzergahını, 21. asırın başladığı heyecanla ve anlayışla yürütmesi ve Türkiye'deki milletin beklediği ve arzu ettiği, etrafımızdaki coğrafyadaki insanlığın beklediği ve arzu ettiği hedeflere ulaşması aslında 15 Temmuz'un ortaya koyduğu yeni bir rampadır. Yani bir uzay aracının bir rampadan fırlatılması gibi. 15 Temmuz yeni bir dinamiktir ve 15 Temmuz bir milletin kendisine ayrılık üretmeye karşı çalışanlara karşı ortaya koyduğu çok önemli bir cevap ve süreçtir. Bu benim şahsi kanaatimdir, eğer 15 Temmuz'u biz anlayamazsak bu millet bizi tasfiye eder. Eğer 15 Temmuz'un talimatlarını iyi okuyamazsak, bu millet bize karşı buğuz eder. Eğer 15 Temmuz'un ortaya koymuş olduğu anlayışı iyi bir şekilde yansıtıp, bunu eyleme geçiremezsek, ifade etmek isterim ki bu millet bize hakkını helal etmez. Çok net, açık."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Çok önemli bir kırılma dönemindeyiz, aştığımız andan itibaren kendimizin de hayal edemediği bir Türkiye tablosu ile karşılaşacağız. Bütün gayretimiz budur ve bunu aşacağız inşallah." dedi.
Soylu, Vilayetler Evindeki Vilayetler Hizmet Birliği 43. Olağan Birlik Meclis Toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin geleceğinin aydınlık olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin iç uyumunun ve kararlılığının iyi muhafaza edilmesi gerektiğine değinen Soylu, millete mahcup olunabilecek işlerden sakınılmasını istedi.
Kendisini dinleyenlere "Siz gereğini yapın, gerisini tamamlayacak Cenabı Allah'tır." diye seslenen Soylu, devletin görevlendirdiği valilerin, milletin görevlendirdiği il genel meclis başkanlarının oluşturduğu sürecin, Türk ve İslam tarihi ile Türkiye'nin etrafındaki medeniyetler için önemli olduğunu belirtti.
Soylu, içinde bulunulan dönem itibariyle tarihi sorumluluklarının bulunduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Sözde sivil toplum örgütlerini, terör örgütü payandalığına çevirmişler. Görüyorum, okullarımızın içerisinden çocuklarımızı uyuşturucu belasıyla bizden bir şekilde almaya, koparmaya çalışıyorlar. Değerlerimizden, geleneklerimizden, göreneklerimizden, ananelerimizden, ata, baba sevgimizden, ana sözümüzden bizi ayırmaya çalışıyorlar. Bunlar topyekun bir kuşatmanın karşılığıdır. Bir taraftan kendi parlamentolarında karar veriyorlar, diğer taraftan gazeteleri, basın ve yayın organları münasebetiyle baskı kurmaya çalışıyorlar. Bir hayır işlerini son zamanlarda görebilmenin mümkün olmadığı süreçler yaşıyoruz. Ya bizde bir yanlışlık var ya bunları gerçekleştirmeye çalışanlarda bir yanlışlık var. Kendi tarafımıza bakıyoruz, bir darbeyle karşılaşmışız, bunu bertaraf etmişiz. Elinde silah olan ve herkese korku salmaya, herkesten para almaya çalışan, bir taraftan uyuşturucu ve insan ticaretinin, bir taraftan da her türlü kötülüklerin elçisi olan bir terör örgütüyle mücadele ediyoruz. Onu neredeyse yumuşatıp tekrar dünya kamuoyu önüne sunmaya çalışıyorlar."
Soylu, şehirlerde Mimar Sinan'dan, Selçuklu'dan, Osmanlı'dan birçok örneğin olduğunu hatırlatarak, "Bugün de Yavuz Sultan Selim Köprüsü bir numune, 500 yıl sonraya bir numune. Marmaray, bölünmüş yollar, Osman Gazi Köprüsü bir numune. Bu milletin, bu toprakların uzun yıllardan beri beklediği numuneler. Üçüncü Havalimanı bir numune. Bunların hiçbirisinin olmamasını isteyen bir anlayış. Biz mi yanlış düşünüyoruz, yoksa bunları tetikleyenler mi? Bizim Sıratı Müstakim'de olduğumuz açıktır." ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN ÜSTÜNLÜĞÜ İNSAN KAYNAĞI"
Şehirlerin yeni yatırım, ilgi, sevgi, hürmet istediğini vurgulayan Soylu, her şehrin bir ruhunun olduğunu bildirdi.
Bakan Soylu, Türkiye'nin en önemli üstünlüğünün insan kaynağı olduğunu, bunun iyi yönetilmesi gerektiğini belirterek, her okulun kendine ait bir gelecek yuvası olduğunu dile getirdi.
Soylu, öğretmenlerin ve öğrencilerin sorumluluğunun kendilerinde olduğunu vurguladı. Soylu, "Bizim hedefimiz tektir, idealini arayan çocuklara geleceğini teslim edebilecek bir ortamı hazırlayabilmek. Bir çocuk, 'Ben hemşire olmak istiyorum.' diyorsa, onun hemşire olmasını sağlayabilecek imkanı bizim ona sunmamız lazım. Devletin böyle bir imkansızlığı yok. Onu yerelle buluşturmak bizim en temel sorumluluğumuz ve anlayışımızdır." ifadesini kullandı.
Soylu, kanunun dışındaki her şeyle mücadele etmenin de temel sorumlulukları olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bakın, bunu bütün bugüne kadar okuduklarım, yazdıklarım müktesebatında söylüyorum, çok önemli bir kırılma dönemindeyiz, aştığımız andan itibaren kendimizin de hayal edemediği bir Türkiye tablosu ile karşılaşacağız. Bütün gayretimiz budur ve bunu aşacağız inşallah. Çok önemli bir kırılma dönemindeyiz, tarihin, dönemin tüm fırsatının şu coğrafyanın üzerine oturduğu ve bizim penceremize konduğu bir dönemin içerisindeyiz. Bunu iyi görenler, iyi analiz edenler bugün ellerinden gelen bütün yüklenmeleri ortaya koyuyorlar ama onlar bizi düşürmedikçe, biz kuvvetleniyoruz bunun da farkındalar. Bunu, birlikte aşma konusundaki irademizi hep birlikte yarına götürmeliyiz."
"Bir yol, belki de bir tarih değiştirecektir. O yoldan okuluna rahat giden bir evlat, belki de bu ülkeye her birimizin yaptığının katbekat fazlasını yapabilme kabiliyetine sahip olabilecektir." diyen Soylu, bu arayış içinde olduklarını söyledi.
Bu dönem, özellikle sorumluluk alan kişilerin, Türkiye'nin istikametine selametle ulaşması için daha fazla asılması gerektiğinin altını çizen Soylu, meselenin sadece terörü tasfiye etmek olmadığını, kardeşliği, 780 bin kilometrekarede tesis edecek bir anlayışın da ortaya konulması gerektiğini belirtti.
Soylu, terörü tasfiye ettikten sonra en önemli meselenin, birlikteliği daha iyi noktaya koyabilecek bir anlayışı sürdürmek olduğuna dikkati çekerek, "Bunun, memleketimizin 81 vilayetiyle direk ilgisi vardır. Çünkü uzun yıllardan beri milletimizin içerisinde oluşturmaya çalıştıkları bu münaferet, ancak ortaya konulacak yüksek bir kardeşlikle merhem edilebilir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bir hedef var, ısrarla şunu söylüyor, '2023, 2053 ve 2071.' Bizi bugünümüze çakmak isteyenler, bugünkü sorunlarımızın içerisinde bizi bir anafora dönüştürmek isteyenlere karşı biz planlarımızı nasıl ülke bazında iyi yapmışsak, illerimizi, ilçelerimizi buna ait bir planlamayla geleceğe taşıma amacını ortaya koymalıyız." ifadesini kullandı.
"YAPMAMIZ GEREKEN HEDEFLERİMİZE YÜRÜMEK"
"Ortak akıl" vurgusu yapan Soylu, vatandaşla birlikte olmanın da önemine işaret etti.
Kaynaklarını iyi yöneten, kaynak oluşturan bir anlayışa ihtiyaç olduğunu vurgulayan Soylu, "Biz eğer bizi meşgul etme istedikleriyle meşgul olur, meselenin diğer taraflarını hakir bırakırsak, onların isteklerini yapmış oluruz. Bizim yapmamız gereken, hedeflerimize yürüyebilmektir." dedi.
Bakan Soylu'ya, konuşmasının ardandan portresinin bulunduğu gümüş tabak hediye edildi.