Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, iş sağlığı ve güvenliğinin çalışma hayatının asli unsuru olduğunu vurguladı.
Bakan Soylu, İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası dolayısıyla yayımladığı mesajında, AK Parti hükümetleri döneminde iş sağlığı ve güvenliği konusuna büyük önem verildiğini belirterek, bu kapsamda ilk olarak 2003'de İşçi Sağlığı Daire Başkanlığının, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğüne dönüştürüldüğünü anımsattı.
"TÜM ÇALIŞANLAR VE İŞ YERLERİ AYNI KANUNDA TOPLANDI"
Sonraki süreçte dünyada yaşanan gelişmelerin yakından takip edilmesiyle Türkiye'nin 59 ILO Sözleşmesi'ni onayladığını ifade eden Soylu, şunları kaydetti:
"2012 yılında müstakil bir kanun düzenlemesi yapılarak '6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu' yürürlüğe sokuldu. Kanuna ilaveten 36 yönetmelik ve 7 tebliğ de Resmi Gazete'de yayınlandı. Kanunla mevzuat çalışmalarında kuralcı yaklaşımdan ziyade, risk değerlendirmesine dayalı önleyici, koruyucu ve iyileştirici bir anlayış benimsenerek, 'işçi' tabirinin yerine 'çalışan' kavramı getirilerek tüm çalışanlar ve iş yerleri aynı kanun altında toplandı. Ayrıca, 2002-2016 yılları arasında yapılan 39 ulusal ve 11 uluslararası proje ile iş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalık artırılması alanında önemli aşamalar kaydedildi."
Politika ve stratejilerin belirlenmesi için tavsiyelerde bulunmak üzere Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin kurulduğunu da belirten Soylu, "2006-2008 dönemi I. Politika Belgesi, 2009-2013 dönemi II. Politika Belgesi ve 2014-2018 dönemi III. Politika Belgesi ve Eylem Planı yayınlandı. 2002'den 2014'e kadar iş yeri sayısında yüzde 131, çalışan sayısında yüzde 153 artış yaşandı. İş gücü piyasasında sağlanan büyüme rakamlarına rağmen söz konusu çalışmalar neticesinde bu dönemde ölümlü iş kazası ve meslek hastalıkları yüzde 27 oranında azaldı." bilgisini verdi.
"TOPLUMDAKİ EĞİTİM VE BİLİNCİ ARTTIRMAK ZORUNDAYIZ"
İş ve meslek kazalarının toplumlara yüklediği maddi ve manevi maliyetin boyutunun çoğu zaman görünenden daha ağır olduğuna dikkati çeken Soylu, "Bir çalışanın sistemden bir iş kazası neticesinde çekilmesi sadece iş kaybına değil, bilgi ve tecrübe kaybına da yol açmakta, bakmakla yükümlü olduğu kimseler açısından da sosyal dengeyi sarsıcı etkilere yol açmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Soylu, her şeyin ötesinde insan hayatının, başlı başına kutsal olduğunu, onu herhangi bir tedbirsizliğe ve ihmale kurban veremeyeceklerini belirterek, "İşte bu yüzden, iş sağlığı ve güvenliği bilincini arttırmak, bu konuda gerekli yasal adımları atmak, toplumdaki eğitim ve bilinç düzeyini arttırmak zorundayız. İş kazalarının en aza indiği, insanların huzur ve güven içinde üretim yapabildikleri bir iş hayatına ulaşmak adına ortaya koyduğumuz bu çalışmalar hız kesmeden devam edecek." ifadelerini kullandı..
Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı'nın 8'incisinin 8-11 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'da düzenleneceğini bildiren Soylu, bu yılki ana teması "Sürdürülebilir İş Sağlığı ve Güvenliği" olan konferansa, alanında öncü akademisyenlerin, uzmanların, ulusal ve uluslararası kuruluşlar, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılacağını belirtti.