"Milli onur, milli gurur ayaklar altına alınmama kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe -bence- el de öpülebilir, etek de öpülebilir"
Gülen, İslam'da sulhun esas ve 'Sulh mahza hayırdır' ilkesinin umûmî olduğunu vurguladı.
"Sulh için, el de öpülebilir, etek de öpülebilir..."
"Kur'an meseleyi en küçük daire olan aileden başlatarak orada sulhun hayırlı olduğunu söylemiştir. Demek ki, sulh kasaba dairesinde evleviyetle, şehir dairesinde evleviyetle, devlet dairesinde evleviyetle ve cihan dairesinde evleviyetle hayırlıdır.
Hangi dairede olursa olsun sulh-u umumîyi temin etmeye çalışmak ve barış içinde beraberce yaşanabileceğini ortaya koymak lazımdır." diyen Gülen, Alevî Sünnî, Kürt Türk, Laz Çerkez şeklinde bölünüp parçalanmak istenen insanımız arasında sulhü temin etmek için elden gelen her şeyin yapılması, gerekirse kan kusulması ama 'kızılcık şerbeti içmiştim' denilmesi gerektiğini ifade etti.
Gülen, "Milli onur, milli gurur ayaklar altına alınmama kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe -bence- el de öpülebilir, etek de öpülebilir. Heyet-i İslamiye, heyet-i milliye arasında huzurun temini adına katlanılabilecek her şeye katlanmak lazım. Hayır sulhtadır, sulh her zaman hayırlıdır." tespitinde bulundu.
Gülen, Hudeybiye Anlaşması'nı hatırlattı, bu tarihi musalahayı siyer felsefesi açısından değerlendirdi, günümüze bakan yanlarını ve ondan alınması gereken ibretleri dile getirdi.
Fethullah Gülen, sözlerine şöyle devam etti:
Bize ters gelen bazı şeyler olabilir; 'Keşke şu görüşme olmasa.. şu anlaşma olmasa.. şu uzlaşma olmasa.. biz Türk milleti.. şöyle onurumuz var, böyle gururumuz var; boyun eğmesek.. bazı şeylere evet demesek' denilebilir. Muhtemel o türlü şeylerle bazı problemler çözülecekse, işte o Hudeybiye Sulhu mülahazasıyla, Hudeybiye Sulhu'ndaki mantık ve muhakemeyle, yapılması gereken şey neyse onu yapmak lazım. Güzergâh emniyetini tehlikeye atmamak lazım.
Ülkenin parçalanmasına meydan vermemek lazım. Devletimizin bir devlet-i aliyye olması istikametinde yoluna devam etmesini sağlamak lazım. Devletler muvazenesinde muvazene unsuru olmasını sağlamak lazım. Bu kadar vâridâtı, getirisi olan bir şey karşısında bazen kafamıza uymayan şeylere de katlanabiliriz.