Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından restore edilen Sultan 2. Abdülhamid Han'ın türbesinin restorasyondan sonra ziyarete açılış töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, “Bizim için Selçuklu'nun, Osmanlı'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin birbirinden farkı yoktur. Bunların hepsi bir milletin hayat damarlarının farklı kolları şeklinde bugüne kadar geliyor. Her biri bizimdir. Tarihimizin her safhası bizimdir. Hepsine sahip çıkarız” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından restore edilen Sultan 2. Abdülhamid Han, Sultan 2. Mahmud ve Sultan Abdülaziz ile 19 hanedanın medfun olduğu Sultanahmet'teki türbenin restorasyondan sonra ziyarete açılış töreni gerçekleştirildi. Fatih’teki türbede gerçekleştirilen “Vefatının 100. yıldönümünde Sultan 2. Abdülhamid” programına Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, AK Parti İstanbul Milletvekilleri Ahmet Hamdi Çamlı, Haydar Ali Yıldız, ünlü tarihçi İlber Ortaylı ve vatandaşlar katıldı.
“Bugün kaybolmuş bir çok eserin ihyasını gerçekleştireceğiz”
Açılışta bir konuşma gerçekleştiren Vali Vasip Şahin, “Bu bizim tarihimize olan saygımızın yanı sıra aslında istikbale taşımak istediğimiz ve gelecek nesillerimizin de bilmek ve öğrenmek ihtiyacı olan değerlerimizin aktartılması adına güzel bir hizmettir. Bir vefa duygusunun ifadesidir. Bu ve bunun benzeri eserin İstanbul’da ve ülkemizde hayata geçirildi ve devam ediyor. Çok daha fazla eseri özellikle bugün kaybolmuş olan bilgisine sahip olduğumuz eserlerin ihyasını çok kısa zamanda gerçekleştireceğimizi umut ediyorum” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ise, “Gençlik yıllarımızda senede belki birkaç kere bir araya gelinerek, Sultan Abdülhamid Han ve diğer Osmanlı padişahları Sultan 2. Mahmut ve Sultan Abdülaziz Han rahmetle anılır ve ruhlarına fatihalar okunurdu. Bu türbenin hali Türkiye'nin geçmiş dönemlerinin hikayesine benzer. Geçmiş dönemlerde maalesef tarihi eserlerimizin önemli bir kısmı ihmal edildi. Bir kısmı yüzüstü bırakıldı. Bir kısmının yeri ve izi dahi unutuldu" dedi.
“Tarihimizin her safhası bizimdir, hepsine sahip çıkarız”
Son yıllarda ise tarihi eserlerin peşinden gittiklerini ifade eden Kurtulmuş, atalarının ayak izlerinin olduğu her yere ulaşmaya gayret ettiklerini belirtti. Kurtulmuş, “Dünyanın dört bir yanında Osmanlı'nın ayak izlerini sürmeye devam ediyoruz. Söz konusu coğrafyalardaki eserleri bugünün insanlarıyla buluşturduk. Afrika'dan Asya'nın içlerine kadar her yerde bu topraklara ait olan her şeye ulaşma gayretindeyiz. Bunların köklerle olan kopmanın giderilmesi ve yeniden ayağa kalkma mücadelesinin işaretidir. Sultan Abdülhamid, bugün yaşadığımız dünya şartlarından daha ağır şartlar içerisinde koskoca cihan devletini 33 sene yöneterek dünyada etkili bir ülke olarak varlığımızı sürdürme mücadelesi vermiştir. Tabiri caizse bugüne benzer beka ve istiklal mücadelesini veren Osmanlı tarihinin önemli şahsiyetlerinden birisidir. Ne yazık ki Osmanlı tarihinin unutturulmak istenen isimlerinden birisi de Sultan Abdülhamid Han olmuştur. Yıllarca tarih birtakım tarafgirlikler altında anlatılmaya ve öğretilmeye çalışılmış, Sultan Abdülhamid Han da onu ve Osmanlı Devleti'ni yıkmaya çalışanların öğrettiği tarih perspektifinden bakılarak Kızıl Sultan olarak gösterilmeye gayret edilmiştir. Halbuki biz bütün köklerimizle beraber büyük bir milletiz. Milletlerin tarihi hele bizim gibi büyük geçmişi olan ve inşallah kıyamete kadar büyük bir geleceği olan milletlerin tarihi öyle safhalara ayrılarak ve birbirinden kopartılarak ne anlatılabilir ne de anlaşılabilir. Bizim için Selçuklu'nun, Osmanlı'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin birbirinden farkı yoktur. Bunların hepsi bir milletin hayat damarlarının farklı kolları şeklinde bugüne kadar geliyor. Her biri bizimdir. Tarihimizin her safhası bizimdir. Hepsine sahip çıkarız” şeklinde konuştu.
“Tarihi, masal olarak okumaktan kurtulmalıyız”
“Bu tür türbelerin etrafının bir devlet mezarlığı özelliği taşıyor” diyen Kurtulmuş, “Buralarda hanedan üyelerinin yanı sıra millete hizmet edenlerin kabirleri bulunuyor. Bugün tarihi bir sorumluluğu yerine getirdik. Bu devlet mezarlığında üç sultanın ve yakınlarının türbelerini yeniden ziyarete açtık. Gençler buraları ziyaret ederek tarihleriyle yakından tanışma fırsatı bulacak. Tarihi, masal olarak okumaktan kurtulmalıyız. Bu aziz milletin başına yakın ve uzak tarihte nice zorluklar ve felaketler geldi. Biz nice sınavlardan geçmiş büyük bir milletiz. Bütün badirelerin hepsinden de Allah'ın izniyle yüzümüzün akıyla çıktık. Bu milletin geçmişinde emeği bulunan bütün ecdadımızı saygıyla anarız. Hepsinin ruhları önünde saygıyla eğiliriz. Allah hepsinden razı olsun” ifadelerini kullandı.
“Tarihi şahsiyetlerin iyi anlaşılması gerekiyor”
Bakan Kurtulmuş, “Tarihi şahsiyetlerin iyi anlaşılması gerekiyor. Tarihe bugüne yol gösteren ve geleceği aydınlatan bir ibret vesikası olarak bakılması gerekir. Cenab-ı Allah onları görünmez ordularıyla desteklesin. Onları her türlü kötülükten ve şerden muhafaza eylesin. Allah, bu millete bu milli onur ve duruş çerçevesinde sımsıkı yek vücut ve tek yürek olarak birleşmesini nasip etsin” diye konuştu.
Konuşmaların ardından protokolün katılımıyla türbenin açılışı kurdele keserek gerçekleştirildi. Ardından protokol türbeyi gezerek dua etti.