TBMM Genel Kurulunda, ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Su İhtiyacının Karşılanmasına İlişkin Hükümetlerarası Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı''nın tümü üzerinde CHP grubu adına Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı söz aldı.
KKTC'ye su sağlanmasının çok insani olduğunu belirten Atıcı, ''Orada yaşayan soydaşlarımıza su sağlanmasına karşı olmamız düşünülemez. Ancak su sağlarken kendi vatandaşlarımızın da mağdur edilmesine izin vermeyiz'' dedi.
Bu ülkeye su sağlamak için inşasına başlanan Alaköprü Barajı'nın tamamlanmasıyla birlikte bazı orman köylerinin su altında kalacağını belirten Atıcı, istimlak edilen arazilere gerçek bedeli üzerinden ödeme yapılmadığını öne sürdü. Düşük istimlak bedeli üzerinden anlaşmayan köylülerin de cezalandırıldığını ileri süren Atıcı, şöyle devam etti:
''İstimlak edilen yerlere gerçek bedellerini ödeyin. Kimse buraya baraj yapılmasına karşı değildir. Sadece istimlak edilen arazilerin parasını düzgün bir şekilde ödeyin. Ödemezseniz bunun adına 'kul hakkı yemek' denir. Bu orman köylerinde yaşayan insanlara hala bir yaşam alanı göstermediniz. Bu vatandaşlarımıza mutlu, üretken bir yaşam sürdürmeleri için şimdiki ortamlarına benzer alanlar yaratmak zorundasınız.
Dünyanın en güzel muzu ve çileği burada yetişir. Bu insanlarımız hiçbir yardım almadan bir sulama kanalı yapmışlar. Yeni yaşam alanlarında böyle bir imkanı sağlamadınız. Suyu paralı kullanmaya mahkum ettiniz. Bu sulama kanalının ücretsiz olarak yapılması gerekiyor.''
-''Adam ithal edeceksiniz...''-
MHP Grubu adına söz alan Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Kıbrıs'ın, Türk milli siyasetinin en stratejik odağı olduğunu belirterek, ''KKTC ile Türkiye arasındaki anlaşmayı bu bağlamda irdelemek, ele almak gerekir. Küresel güçler için Ortadoğu'ya etkinlik ve nüfuz aktarmanın önemli bir merkezidir'' diye konuştu.
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de grubu adına yaptığı konuşmada, KKTC ile ilişkilerin sürekli ''başa kakma, minnet içerisinde bırakma görgüsüzlüğü'' çerçevesinde sürüp gittiğini söyledi. Önder,''Başlarına kalkma görgüsüzlüğü bu Ada'nın 30 küsur yıllık makus talihi'' dedi.
Önder, ''Türkiye'nin, resmi politikası dışında her söylem, 'sözde' diye adlandırılıyor ya 'sözde Kürt devleti' falan diye. Aslında bu tanıma uyan tek şey KKTC'dir. Bizden başka bu ülkeyi tanıyan kimse yok. Biz kalkıp, bu halka 'devlet' olduğu yalanını 30 küsur yıldır söylüyoruz. Devlet değil niye yalan söylüyorsunuz bu halka? Kendiniz çalıp kendiniz oynuyorsunuz'' diye konuştu.
BDP'li Önder, ''Buraya su götürülmesi meselesi doğrudur. Çünkü, KKTC'yi bu ülkenin kalın bağırsağı haline getirdiniz orayı temizlenmesi için çok su götürmeniz lazım'' ifadesini kullandı.
KKTC'nin ''kolonize'' bir ülke olduğu iddiasında bulunan Önder, ''Gerçekten 'adalı' nüfus hali hazır nüfusun beşte biri. Siz buraya 5 katı kadar adam ithal edeceksiniz. Yaptığınız tüm düzenlemeler sizin oraya ithal ettiğiniz nüfusun iaşesini sağlamaya dönük. Sayın Kürkçü, 'Kıbrıs işgal altındadır' dediği zaman kıyameti kopardınız. Evet, işgal altındadır. İşgal eden zihniyet de orayı bin bir türlü mafya pisliğiyle fuhuşla yönetmeye çalışan neo-liberal zihniyettir'' şeklinde konuştu.
-AK Parti'li Bozkır'ın konuşması-
Tasarı üzerinde AK Parti Grubu adına söz alan TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı, İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır ise KKTC'nin tüm engellemelere rağmen dünya sahnesindeki onurlu yerini aldığını söyledi.
KKTC'nin ülke olarak birikimi ve donanımıyla iftihar kaynağı olduğunu vurgulayan Bozkır, şöyle devam etti:
''İki ülke arasındaki ilişkiyi güçlendirmek birlikte hareket etmek çok önemli. Bu iki ülkenin vardığı noktayla iftihar etmek yerine 'işgalci' gibi kelimeler kullanmak vicdana, akla sığmaz. Türkiye ve KKTC, Ada'da kalıcı ve kapsamlı çözüme ulaşılması için çaba sarf ediyor. Biz bu hedefin gerçekleşmesi için Türkiye olarak elimizdeki tüm imkanları kullanıyoruz ve önemli mesafe katettiğimizi düşünüyoruz.
'Kıbrıs sorunu' tek başına Türkiye ya da KKTC'nin çözebileceği bir konu değil. Rum tarafından da gerekli siyasi iradenin ortaya konulması gerekmektedir. Rum tarafı, şımartılmış çocuk karakterinde hareket ediyor. Rum tarafının uluslararası toplum tarafından doğru yola sevk edilmesi ve üzerlerinde baskı kurulması zamanı gelmiştir. Kıbrıslı Türklere uygulanan kısıtlamaların artık kaldırılması gerekiyor. Dünyada tüm duvarlar yıkılmışken KKTC'ye bir duvar örüldüğünü görmek içimiz sızlatmaktadır.''
Bozkır, suyun götürülmesinde uygulanacak proje hakkında bilgi verdi.
-''Kimseyi mağdur etmedik''-
Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, tasarının tümü üzerindeki konuşmaların ardından eleştirileri yanıtladı.
Proje kapsamında Anamur'da inşa edilecek Alaköprü Barajı'ndan KKTC'ye 75 milyon metreküp su götürüleceğini belirten Eroğlu, ''Bununla da kalınmayacak. Bu baraj, Anamur'daki münbit tohrakları da sulayacak olan çok maksatlı bir barajdır. Yani 3 bin 300 hektarlık aracı sulayacak, elektrik ihtiyacını karşılayacaktır'' diye konuştu.
Baraj inşaat alanında ve havzasında kalan yerlerde kamulaştırma yapıldığını ve bugüne kadar 25 milyon 56 bin TL'lik ödeme yapıldığını belirten Eroğlu, vatandaşın mağdur edilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını ifade etti.
Eroğlu, Hükümetin, Rum tarafının Akdeniz'de doğalgaz ve petrol çıkarma çalışmalarını dikkatle takip ettiğini söyledi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın yerinden söz alarak, Alaköprü Barajı hakkında daha detaylı bilgi vermesini istemesi üzerine Eroğlu, ''Biz orada baraj aksının yapıldığı alandaki köyü, durumu acil olduğu için hızla taşımaya çalışıyoruz. Diğer alanların ise su altında kalması zaman alacak. Daha baraj inşaatının bitmesi ve su tutulması işlemleri var. Baraj 2014'te tamamlanacak'' bilgisini verdi.
Bir milletvekilinin, ''(KKTC'den İsrail'e su satılacağı) yönünde iddialar bulunduğunu'' dile getirdiğini anımsatan Eroğlu, ''Buradan iletilecek suyu tamamen KKTC kullanacak. Başka bir ülkeye herhangi bir şekilde su iletilmesi ya da satılması kesinlikle söz konusu değil'' dedi.
Daha sonra, tasarının maddelerinin görüşülmesine geçildi.