Çekmeköy'de belediye otobüsünde Ayşegül Terzi'ye şort giydiği için tekme atan Abdullah Çakıroğlu hakkındaki tahliye kararı itiraz üzerine kaldırılarak tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli Çakıroğlu'nun yargılandığı davada tahliye edilmesine yapılan itiraz, 40. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından "usul ve yasaya uygun" olduğu belirtilerek, incelenmek üzere Nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
İtirazı değerlendiren mahkeme heyeti, sanık Abdullah Çakıroğlu hakkında verilen tahliye kararının kaldırılarak, tutuklama amaçlı yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi.
Çekmeköy'de, belediye otobüsünde hemşire Ayşegül Terzi'yi darbettiği gerekçesiyle tutuklanmasına karar verilen ve 9 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan şüpheli Abdullah Çakıroğlu, önceki gün ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme, tutuklu yargılanan Çakıroğlu'nun tahliyesine karar vermiş, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Çakıroğlu'nun tahliye edilmesine itirazda bulunmuştu.
İLK DURUŞMADA TAHLİYE EDİLMİŞTİ
İstanbul'da belediye otobüsünde yolculuk yapan hemşire Ayşegül Terzi’ye şort giydiği için tekme atan ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanan güvenlik görevlisi Abdullah Çakıroğlu ilk duruşmada tahliye edilmişti. Anadolu 40. Ağır Ceza Mahkemesi sanığın savunmasının tespit edilmiş, delillerin önemli ölçüde toplanmış olduğunu, dosya kapsamında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden gönderilen rapora göre Bipolar duyguların bozukluğuna ilişkin hususlar nedeniyle suç tarihinde sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin rapor alınması gerektiğinin değerlendirilmesi, sanığın tüm raporlarının toplanmamış olması nedeniyle rapor için sevk edilecek durumda olmadığını belirtti. Sanığın ilerde alınacak raporda kısmi yada tam akıl sağlığı bozukluğunun tespit edilme ihtimalini dikkate alarak Çakıroğlu'nun tahliyesine karar vermişti.
DURUŞMADA TEKMEYİ BÖYLE SAVUNMUŞTU
Duruşmada şehvet duygusunun kabardığını belirten Çakıroğlu savunmasında şunları dile getirmişti: "Otobüste daha önceden tanımadığım bayanı gördüm. Oturuşu müstehcendi. Doğru oturmasını söyledim. Suratıyla 'sanane' anlamında işaret yaptı, önüme döndüm. Durumu hazmedemedim istem dışı reflekste bulundum. Yaptığımı doğru bulmuyorum. Bayanın oturuşunu da doğru bulmuyorum. Hastalık halinde istem dışı reflekste bulunuyorsun. İstem dışı oluyor ancak doğrular üzerinden gerçekleşiyor. Bu şekil oturuşunu doğru bulmadım, uyardım. Kendisi umursamadı, hiç oturuşunu düzeltmedi. Cünüp kelimesi bana aittir. Bu kelimeyi kullandım. Otobüsün içinde bir grup beni dövdü. Bayanın sözü üzerine millet galeyana gelip otobüsten attılar beni, dövdüler. Hapishanede de tartaklandım. Bu olayda sara hastalığımın etkisi büyüktü. Nüksetmişti. Saldırma eğilimim artmıştı. Müştekinin kendisini taşıyabilecek bir giyim kuşamı olması lazımdı. Herkesin ortak yaşam alanına yakışmayacak şekilde giyim kuşamı vardı. Ortamı bozuyordu. Otobüste aile, ana baba var. Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu. Doğruları birinci dereceden Kuran-ı Kerim'den almak zorundayız. Kadının haya perdesinin oluşması için örtüsü olması gerekiyor. Kuran-ı Kerim ve hadislerde örtünmesi gerektiği belirtilmiştir. Gayrimüslimim diyorsa kendisini taşıyabilecek giyim kuşamı olması gerekiyor. Aksi taktirde insanları suça teşvik ediyor, insanların şehvet duygularını kabartıyor. Benim olayda şehvet duygularım kabarmadı ama istem dışı bir davranışta bulundum
"CİNLER MUSALLAT OLMUŞ"
Sanığın Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 14 gün kaldığını söylemesi üzerine mahkeme hakimi, "Erenköy dışında bir yerde tedavi gördün mü" diye sordu. Sanık "Hocaya gittim" dedi. Bunun üzerine hakim, "Hoca sana ne yaptı" şeklinde soru yöneltti. Çakıroğlu ise, "Beni okudular. Cinler musallat olmuş dediler" diye yanıt vermişti.
"TEKRAR YAPACAĞINDAN KORKUYORUM"
Mağdure Ayşegül Terzi de ifadesinde tekrar yapmasından kortuğunu dile getirerek şöyle demişti: Paraya ihtiyacım vardı, kendime nöbet yazdırmıştım. Gece nöbetimi tuttum. Sabah nöbetten çıktım. Üzerimde sivil kıyafetim vardı. Otobüste boş koltukta ters bir şekilde oturdum. Sanığı hiç görmedim. Bayram sabahıydı. Telefonda müzik dinliyordum ve bayramlaşıyordum. Yüzüme biri birden tekme attı. Ne olup bittiğini anlamadım. Sonrasını hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde hastanedeydim. Ağzından çıkan sözleri hatırlamıyorum. Elimdeki poşetleri bacağımın üzerine koydum. Bacağım kapalıydı. Karakolda söylediklerim tam yazılmadı. Ardından kendi çalıştığım hastaneye gittim. Başımdan darbe aldığımı, kafamın şiştiğini söylediler. Ağzımın içinde kanamalı yaralar vardı. Canım çok yanıyordu. Sanığın hiçbir suçlamasını kabul etmiyorum. Yaptığı eylemi dine bağlamasını doğru bulmuyor ve kabul etmiyorum. Evime çok yakın oturuyor. Ben bunu bana tekrar yapabileceğini düşünüyorum. Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum."