Balyoz davasında savunma yapan Oramiral Örnek’in, “Ergin Saygun, mahkemede, plan semineri kasetlerini Aytaç Yalman’a Başbakan’ın verdiğini söyledi ama mahkeme bunun üzerinde bile durmadı” sözlerine tepki gösteren Yalman, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Gerçekle ilgisi olmayan, yalan beyanlardan yola çıkarak terbiye hudutlarını aşan bir iftiradır” dedi.
BALYOZ davasının önceki günkü duruşmasında eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’in bazı ifadeleri üzerine dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman Hürriyet’e açıklama yaptı. Yalman davada delil olarak gösterilen günlüklerin sahibi Özden Örnek’i terbiye hudutlarını aşan, iftira niteliğinde ifade vermekle suçladı. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek duruşmada yaptığı savunmada, tutuklu sanıklardan emekli Orgeneral Ergin Saygun’un seminer kasetlerinin Başbakan tarafından dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’a verildiğini bizzat Yalman’dan duyduğunu söylediğini, ancak mahkemenin bunun üzerinde durmadığını söyledi, “Bu kasetler Başbakan’a kimler tarafından sızdırıldı? Aytaç Yalman’a verilen bu kasetler nerede?” diye sordu. Balyoz Davası’na konu olan 1. Ordu’daki Plan Semineri’nin yapıldığı dönemde Kara Kuvvetleri Komutanı olan emekli Orgeneral Aytaç Yalman’ın, Özden Örnek’in ifadeleri üzerine Hürriyet’e yaptığı açıklama şöyle: “Balyoz Davası’nda 31 Ağustos 2012 günü Özden Örnek tarafından yapılan esas hakkındaki savunma maksadını ve haddini aşan bir ifadedir. Ergin Saygun’un iftirası üzerine kurgulanan ve bunu doğru kabul ederek verilen ifade, şahsımı hedef alan bir iftira belgesidir. (Ergin Saygun’un bu ifadesini, geçirdiği rahatsızlık sebebiyle üzerinde durmadım.) Bu nedenle kamuyounu bilgilendirmek ihtiyacı hissediyorum.
Seminerden sonra sızdırılmış
Davanın başından beri beni itham eden, suçlayan birçok ifadelerine içinde bulunduğum şartlar nedeniyle sustum ve sabrettim. Ancak bu son ifade gerçekle ilgisi olmayan, yalan beyanlardan yola çıkarak terbiye hudutlarını aşan bir iftiradır. İşin doğrusu şudur: Söz konusu kasetlerin seminerin hemen sonrasında sızdırıldığını öğrendim. (Bu kasetlerin hangi kaynaktan sızdırıldığını bilmiyorum.)
Hilmi Paşa bilgilendirmedi
Söz konusu kasetler zamanın başbakanına verilmiştir. Başbakan da durumu Hilmi Paşa’ya aktarmış. Ben kasetlerin varlığını Hilmi Paşa’dan öğrendim. Kasetlerin muhteviyatini bilmiyordum. Yıllar sonra televizyondan öğrendim. Hilmi Paşa da muhteviyatı konusunda bana bilgi vermedi. Zamanında bilgilendirilmiş olsaydım gerekli işlemi yapardım. Hal böyleyken söz konusu şahısların haddini bilmez ifadelerini reddediyor, bu yalan beyanların da mahkeme tarafından dikkate alınmamasını talep ediyorum.
Bir deniz subayının beyanı
Bir deniz subayının Kara Kuvvetleri Komutanı’nı yalan beyanlarla suçlamasını anlamakta güçlük çekiyorum. Deniz subayının muhatabı kendi komutanı olan zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanı’dır. Emrime aykırı olarak yapılan bu seminer kasetlerinin kimler tarafından sızdırıldığı kadar, kasetlerin içinde konu ile ilgisi olmayan bigünah silah arkadaşlarımın isimlerinin kimler tarafından yazdırıldığının ortaya çıkarılması önemlidir kanaatimce. Kamuoyuna önemle duyurulur.”
Yalman’a verilen kasetler nerede
ESKİ Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek, Balyoz davasının 104’üncü duruşmasında İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaptığı savunmasında şunları söylemişti: “Davanın tutuklu sanıklarından Orgeneral Ergin Saygun, mahkemedeki sorgulaması sırasında, seminer ses kasetlerinin Başbakan tarafından Aytaç Yalman’a verildiğini bizzat Aytaç Yalman’dan öğrendiğini söylediği halde, ne mahkeme heyeti ne de iddia makamı bu konuda bir tek soru bile sormadı.”
Özden Örnek ifadesinde, istihbarat kuruluşlarının kendilerinde basında çıkan bilgilerden başka bilgi ve belge olmadığını resmen bildirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürmüştü: “Devletin istihbarat toplayan kuruluşları ‘Bizde belge yok’ diyorsa Başbakan’a bu kasetleri bunların dışında birileri, yani bir çete, yasadışı bir örgütün vermiş olması lazımdır.”
Örnek daha sonra mahkemeye şu soruları yöneltmişti: “Aytaç Yalman’a verilen kasetler nerededir? Bu kasetler bulunup buraya getirilmeli ve mahkemenin elindekilerle mukayese edilmelidir. Bavullu adam olmadığına göre, Baransu’ya bu kasetleri kim vermiştir? Polis mi? Şimdi biz bu kasetlerle suçlanıyoruz.”