Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'kızlı-erkekli' çıkışının ertesi günü apartların yanında birçok eve de baskın yapıldı. Tophane'de yaşayan yüksek lisans öğrencisi Özge Altın'ın da yaşadığı ev, baskınlardan birine sahne oldu. Altın, eve gelen polislerin 'iki üniversiteli kadının' yaşadığı ihbarını aldıklarını ve evin apart olup olmadığını kontrol edeceklerini söylediğini kaydetti.
Tophane'de beş yıldır yaşayan İstanbul Şehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü yüksek lisans öğrencisi Özge Altın'ın evi önceki gün kendisinin evde olmadığı bir saatte 30 kadar polis, sivil polis, zabıta ve Maliye memuru tarafından baskına uğradı. Akşam okuldan döndüğünde aynı apartmanda yaşayan ev sahibinin Altın'a durumu anlatmasıyla olaydan haberi olan Altın, yaşananları Facebook hesabından yayınladı. "5 Kasım günü Beyoğlu'ndaki öğrenci evi ve apart baskınlarına maruz kalan evlerden biri de benim evimdi" diyen Altın şunları paylaştı:
"Tophane'ye lisans öğrenciliğim esnasında taşındım ve yüksek lisans öğrenimim süresince de burada oturmaya devam ediyorum. Kültürlerine ve inançlarına karşı sürekli dikkatli ve saygılı olduğum/olmak durumunda kaldığım mahalleliyle bu beş yıllık süre içinde herhangi önemli bir sorun yaşamadığımız gibi, tüm farklılıklarımıza rağmen Tophane benim için İstanbul'da ender görülen komşuluk ilişkilerini edinebildiğim bir yer olmuştu; ta ki Erdoğan'ın öğrenci evleriyle ilgili açıklama yaptığı güne kadar. Erdoğan'ın konuşmasının ertesi günü (5 Kasım) üniversitede olduğum sırada evime otuz kadar polis, sivil polis, zabıta ve Maliye memurunun geldiğini öğrendim. Ben olmadığım için ev sahibimle görüşen polisler, burada 'iki üniversiteli kadının yaşadığı ihbarını aldıkları' için (!) buranın apart olup olmadığını kontrol edeceklerini söylemişler. Tophaneli ev sahibimin benim kiracı olduğumu ve beş yıldır herhangi bir sorun yaşamadığımızı söylemesi üzerine kira sözleşmemiz kontrol edilmiş. Onu da gördüğü halde tatmin olmayan fakat buranın apart olmadığını 'anlayan' polisler, özel hayatıma dair onlarca soru (benim ailemin hangi şehirde yaşadığına ve ailemi ne kadar sıklıkla ziyaret ettiğime kadar) sorduktan sonra evden ayrılmış. O anda arama veya kontrol için herhangi bir belge sunulmadığı gibi bana da herhangi bir tebligat bırakılmamış. Ayrıca, gelen polisler kendilerinin ilçe emniyet şubesinden değil, 'merkez'den gönderildiğini söylemiş. (...) 5 Kasım günü yalnız bana değil, Tophane ve Galata çevresinde birçok öğrenci evi ve apart işletmeye baskın düzenlenmişti ve aynı otuz kişilik polis ekibi ellerinde izin belgesi olmadığı halde birçok hane ve işletmeye zorla girmeye kalkmıştı.
Basılan ev sahiplerinden dinlediğim, ev olduğu gayet bilinir olan öğrenci evlerine apart olarak kullanıldığı iddiasında ısrar edilerek zorla girilmeye çalışılmış, kira kontratı ve tapuları sorulmuştu. Polislere arama belgeleri sorulduğundaysa ellerinde sadece yönetmelik olduğunu söylemişlerdi. İnsanlar polisleri evlerine almayı reddettiğindeyse polislerle ev sahipleri arasında tartışma çıkmıştı. En sonunda ulaşabildiğimiz bilgiyse tüm bu şikayetlerin Tophane'nin muhafazakar olan yerel dernekleri tarafından yapılmış olduğu söylentisiydi. Şikayetin kimin tarafından yapıldığı açıklık kazanmasa da, Beyoğlu bölgesindeki öğrenci evlerinin, apartların ve 'olası' apartların listesi çıkarılmış ve bu liste Beyoğlu Belediyesi'ne değil, Tophanelilerin AKP ile kurduğu yakın ilişkiler vesilesiyle -Ev Turizmi Derneği Başkanı Ali Danış'ın da verdiği bir röportajda söylediği gibi- direkt olarak Başbakanlığa iletilmiş ve operasyon başlatılmıştı. Kapatılan apartlar için memurlar tarafından yapılan açıklamaysa emirin büyük yerden olduğuydu."