Çaykur Rizespor karşılaşmasının arsından İstanbul’a dönmek üzere Trabzon Havalimanı’na gelirken Trabzon’un Sürmene ilçesinde Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüse yapılan saldırının yankıları sürüyor.
Konu ile ilgili olarak açıklamada bulunan Karadenizin Sesi Gazetesi İmtiyaz Sahibi Gökhan Saral, “Türk sporuna hizmet amacıyla, bir önceki kongrede Sayın Muharrem Usta’nın başkanlığında Trabzonspor Kulübü’nün yönetimine aday olmuş, Trabzonspor MedicalPark Basketbol Kulübü’nün 2. başkanlığını yapmış, çok sayıda amatör ve profesyonel kulübe imkânları nispetinde katkıda bulunan bir spor sevdalısı ve iliklerine kadar Trabzonsporlu bir insan olarak, Fenerbahçe kafilesine yapılan menfur saldırıyı kınıyorum” dedi.
“İnsanlık dışı bu eylem de, bunu Trabzon ve Trabzonspor’a mal etme girişimleri de kabul edilebilir değildir” diyen Saral açıklamalarını şöyle sürdürdü;
“Şehrimizin dinamiklerini oluşturan ve Trabzon’u temsil eden tüm kişi ve kurumların bu haksızlığa gösterdiği karşı duruş ve sağduyu takdire şayandır.
Saldırının, ilk andan itibaren Trabzonspor ile özdeşleştirilmeye çalışılması, Trabzonspor ve Fenerbahçe camiaları arasında yıllardır devam eden ve özellikle şike sürecinden sonra her iki takımın fair-play ruhunu yitirmiş yöneticileri tarafından körüklenen gerilimin yarattığı algının eseridir.
Henüz kim tarafından yapıldığı ortaya çıkarılamamış olan bu saldırı vesilesiyle, futbolda söz ve sorumluluk sahibi herkesin, şapkasını önüne koyarak düşünmesi gerekir. Zira bugün spor ve silahlı saldırı birlikte zikrediliyorsa, hiç kimse masum değildir.
2010-2011 sezonu Süper Lig Kupası’nın, şike yoluyla Trabzonspor’dan çalınarak Fenerbahçe’ye verildiği yargı kararıyla ispatlanmışken, futbolun patronu TFF bu hırsızlığa göz yummuş, ülkeyi yönetenler de Aziz Yıldırım hakkındaki yargı kararını uygulayamamıştır! Ne yazık ki; kendisini ‘Cumhuriyet’ olarak tanımlayan bir spor kulübünün başkanı dokunulmaz kılınmış, hakkı çalınanın çığlığına kulak tıkanmış, böylece milyonlarca Trabzonspor taraftarı provoke edilmiştir.
Şunu hemen belirtmeliyim ki; Trabzonspor’un şike ile elinden alınan şampiyonluğu için verdiği mücadele, hukuki zeminde ve demokratik platformda sürecektir, sürmelidir.
Fakat aralarında şikeden kaynaklanan bir davanın bulunması, Trabzonspor ve Fenerbahçe camialarının DÜŞMAN değil RAKİP oldukları gerçeğini değiştirmez. Rekabet düşmanlık değil, yarıştır.
Ne yazık ki; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, her sözleriyle, her hareketleriyle camialar arasındaki yangına adeta benzin taşımakta, nefreti büyütmekte ve futbolu oyun olmaktan çıkarıp savaşa dönüştürmektedir. Fenerbahçe yöneticileri ve küfürbazlığını artık herkesin bildiği Emre Belözoğlu gibi oyuncular, her fırsatta tahrik yaratıp, kitleleri birbirine karşı kışkırtmaktadır.
Fenerbahçe gibi köklü geçmişi bulunan bir kulüp, yaptıklarıyla sürekli düşman kazanan ve kışkırttığı kitlelerin nefretinden beslenerek koltuğu bırakmayan Aziz Yıldırım’dan kurtulmalıdır.
Şanlı Trabzonspor’umuz da, kongreden kaçmak için hukuka bile çalım atma kurnazlığına kalkışan, hamasi söylemler dışında hiçbir icraatı olmayan, ekonomik olarak kulübü uçuruma sürükleyen İbrahim Hacıosmanoğlu’ndan derhal kurtulmalıdır.
Sadece kulüplerine değil, Türk futboluna da büyük zararlar veren bu iki ismin istifaları, iki güzide kulübün düşmanlığına son verecek en önemli adımdır. Kin ve nefreti körükleyen İbrahim Hacıosmanoğlu ve Aziz Yıldırım’ın istifaları, Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında bir zeytin dalı olacak ve her iki camianın da önünü açacaktır.
Bu saldırının hepimize gösterdiği en önemli gerçek, futbolun içinden karanlık ellerin çıkarılması ve sporun barış, dostluk ve kardeşlik ülküsünde yapılmasının yeniden sağlanması zorunluluğudur.
Futbol sevdalısı insanların tribünlerde, stat çıkışlarında öldürülmediği, renklerin kardeş olduğu, rekabetin centilmence yapıldığı, futbolun eğlence, her kulübün de bir zenginlik olarak kabul edildiği günler dileğiyle, saygılar sunarım.”