Manavgat İlçesi'ndeki çiftlikte gazetecilere açıklama yapan Tuğba Özay, tahliye kararının kendisi içim sürpriz olduğunu söyledi. Annesi Duygu Özay ve avukatı Edip Önder'le birlikte basın mensuplarının karşısına çıkan Özay kendisini yeniden doğmuş gibi hissettiğini kaydetti.
'ÇOK İNCİNDİM'
Tuğba Özay, kendisini yeniden doğmuş gibi hissettiğini belirterek, Bu gün her şey çok garip, çok hızlı gelişiyor. Sanki bugün yeniden doğmuş gibiyim. Adaletin yerini bulduğuna inanıyorum. Tabi bu olaylardan çok yara aldım, çok incindim. Kötü bir süreç geçirdim, ama bu kötü süreci iyiye çevirmesini başardım. Çünkü içeride çok güzel dostluklar kurdum'' dedi. Yabancılar koğuşunda dünyanın dört bir tarafından arkadaşlar edindiğini kaydeden Özay, şöyle dedi:
Orada gerçekten çok kader mahkumları var. Gerçekten suçsuz yere özgürlüğünden olan insanlar var. Bir yanım onlardan ayrıldığım için buruk, bir yanım özgürlüğüme kavuştuğum için çok heyecanlı ve mutlu. Çok garip bir ikilem bu, tarif etmek çok zor, ancak yaşayan anlar. Altı aydır sevenlerimden, sevdiklerimden, ailemden, dostlarımdan, özgürlüğümden ve hayata dair her şeyden uzak kaldım. Hayat her yerde devam ediyor. İçeride de dışarıda da devam ediyor. Bazı şeylerin çok anlamsız olduğunu anladım. Hüzünlenmek, acı çekmek doğru değil, hayat çok kısa ve çok güzel.''
PARA İLE SATIN ALINAMAYACAK TECRÜBE KAZANDIM'
Özay, Ben içerideyken meydanı boş bulup da çok kişi saldırıya geçti. Ama kimse düşünmedi ki içerinin dışarısı da var. Zamanı gelince her şey açıklığa kavuşacak. Hatta bir şiir yazmıştım; 'Yalanın gücü varsa, gerçeğin öcü olur' diye. Yalanlar belki insanı bir noktaya getirir, ama gerçek er ya da geç ortaya çıkar ve gerçek öcünü alır'' dedi. Birçok şeyi izledikçe midesinin bulandığını belirten Özay, İnsanların boş yere birbirlerini kırması, polemiğe girmesi o kadar basit, o kadar sıradan ki yani hayatta çok önemli şeyler var. Allah kimseleri düşürmesin dört duvar arasına. Ama herkesin bir ay bile olsa o dört duvar arsına girip görmesi lazım diye düşünüyorum. Para ile satın alınamayacak bir tecrübe ediniyorsunuz ve hayata sımsıkı sarılmanızı sağlıyor. Orası olağanüstü bir okul'' diye konuştu.
HAYAT HEP DEVAM EDİYOR'
İçerideyken yeri gelip güldüğünü ve yeri gelip ağladığını belirten Özay, İnsan içerideyken hayata dair ne varsa özlüyor, fakat anne baba sevgisi inanılmaz bir şey, onlara olan hasretin tarifi yok. Orada annesinden, babasından, çocuklarından ayrı kalan, hatta hiç kimsesi olmayan insanlar da tanıdım. Gerek yabancı gerekse kendi vatandaşlarımla çok güzel ilişkiler kurdum. Orada hayat devam ediyordu, yeri geliyor gülüyorduk yeri geliyor ağlıyorduk, tenha yerlerde gözyaşları döküyorduk ya da gözyaşlarımızı yüreğimize akıtıyorduk, ama hayat hep devam ediyordu. İnsanın içinde bir umut vardır, bu umut hiç tükenmemeli. İçerideyken insan hep bir an önce özgürlüğüne kavuşmak ister'' dedi.
ACI VE SEVİNCİ BİR ARADA YAŞIYORSUNUZ
Acı ve sevincin birarada yaşandığı başka hiçbir yer olmadığını kaydeden Özay, İki dakika önce çok sevdiğiniz bir arkadaşınızın tahliye haberine seviniyorsunuz, fakat iki dakika sonra başka bir arkadaşınızın ceza almasıyla çok üzülüyorsunuz. Çok farklı bir yer orası. Tahliye olurken tüm arkadaşlarım gözyaşı döktü, kapılara vurdular. Çok sevdiğim dostlarımı geride bıraktım. İnşallah içeride özgürlüğünden mahrum olan tüm kader mahkumlarının bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum'' diye konuştu.
KARAR SÜRPRİZ OLDU
Manken Tuğba Özay şöyle devam etti:
"Hayat her şeye rağmen devam ediyor. Her zaman ve her şeye rağmen ayakta durabilmesini ve güçlü olabilmeyi başarabilmek gerekiyor diye düşünüyorum. O yüzden de içerde ve dışarıda bir hayat var ve devam ediyor. İçerinin dışarısı da var. Dün benim için çok büyük sürpriz oldu. Adalete sonuna kadar güveniyorum ve tabii ki bizim yargılanma aşamamız yeni başladı ve devam ediyor. Umuyorum sonunda da adalet yerini bulacak. Çok mutluyum. Ama orada bıraktığım çok güzel arkadaşlarım var.
Sonuçta orada 6 aydır çok güzel dostluklar edindim. Onların da bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını diliyorum. Bizim koğuşumuzda 2 tane bebeğimiz vardı. Filipinli 3.5 yaşında bir oğlum var. O bir anda bana 'Tuğba abla sen gidince ben çok üzüleceğim, ağlayacağım' dedi. Onun annesinin de 2 ay sonra mahkemesi var. Ben de 'Sen benden daha önce mezun olacaksın okuldan' dedim, ama sanki içine doğmuş. Bu haberle inanılmaz şok yaşadım, mutlu oldum. Umuyorum tüm kader mahkumları da özgürlüklerine kavuşur. Tüm kader mahkumlarına sabır diliyorum. Tüm sevenlerime herkese teşekkür ediyorum.''
'MEKTUPLARI KİTAP YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUM'
Paşakapı Cezaevi'nde geçirdiği 167 gün boyunca yüzlerce mektup aldığını belirten Özay, mektupları kitap haline getirmeyi düşündüğünü söyledi. Tuğba Özay, İçeride geçirdiğim günler boyunca yanımda olan, bana destek veren, tanıdığım tanımadığım herkese çok teşekkür ediyorum. İçerideyken yüzlerce mektup aldım, hatta PTT'den bile mektup aldım. Hiçbir mektuba cevap yazamadım. Kırgın olan arkadaşlarımız vardır, onlardan özür diliyorum. Eğer izinleri olursa bir kitapta mektupları toplamayı düşünüyorum. Asla ticari amaç güderek değil, herkesin sesi olması açısından yapmak istiyorum'' dedi.