Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili hazırlanan iddianamede savcılık Levent Ersöz ve Savaş Korkmaz'ın peşine düştü.
Savcı Çetin, Ergenekon sanığı Levent Ersöz hakkında “Cumhurbaşkanı’na suikast” iddiasıyla iddianame hazırladı. Suç tarihi 17 Nisan 1993, suç yeri olarak da Çankaya Köşkü’nü gösterdi. Savcılık, suikastte ikinci şüpheli Savaş Korkmaz’ın peşine düştü.
SAVCILIĞA GÖRE SUİKASTTE İKİ NUMARALI ŞÜPHELİ: SAVAŞ KORKMAZ
Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüne ilişkin hakkında iddianame düzenlenen Ergenekon davası sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, TCK’nin, ‘’Cumhurbaşkanına suikasta’’ ilişkin 156. maddesi kapsamında suçlandı.
Özal’ın ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten TMK’nin 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin tarafından hazırlanan 50 sayfalık iddianame, soruşturma zaman aşımı süresine iki hafta kala Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianamenin kabul edilmesi halinde Ersöz, ‘’ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’’ talebiyle yargılanacak.
İddianamede ‘örgüt’ yok
Özal’ın ölümüne ilişkin Ersöz hakkında iddianame hazırlayan Savcı Kemal Çetin’in, olayın Ergenekon Terör Örgütü’ne bağlı TUSHAD organizasyonu olduğunu kaydetti. Savcılık, ilk iddianamede, Ergenekon dosyasında Özal’a ilişkin gizli tanık beyanları ile emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkındaki kısımlara da yer verdi. İddianamede, tanık beyanları, dosyadaki bilgi ve belgeler, Devlet Denetleme Kurulu raporu, gizli tanık beyanları ve ses kayıtlarına yer veren Savcılık, iddianamede ‘örgüt’ tespitine yer vermedi.
Suç tarihi 17 Nisan, yer Köşk
Ersöz’e TCK’nın 156’ncı maddesi kapsamında ‘Cumhurbaşkanı’na suikasttan’ dava açan Savcı Çetin, iddianamede suç tarihini ‘17 Nisan 1993’, suç mahallini Çankaya Köşkü, Özal’ın eşi Semra Özal ile oğlu Ahmet Özal’ı da ‘müşteki’ olarak sıraladı.
Mahkemenin iddianameyi kabul etmesi durumunda Ersöz, TCK’nin 156. maddesinden yargılanacak. Maddede, ‘’Reisicumhur hakkında suikastta bulunanlarla buna teşebbüs edenler fiilleri teşebbüsü tam derecesinde ise ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasıyla, nakıs ise müebbet ağır hapis ile cezalandırılır’’ deniliyor.
‘Korkmaz’ın kimliği aranıyor
Mahkemenin iddianameyi incelemek için 15 gün süresi bulunuyor. Savcı Çetin’in suikastin iki numaralı şüphelisi olarak ‘Savaş Korkmaz’ı tespit ettiği öğrenildi. Ergenekon Davası’nın gizli tanığı Hüseyin’in ifadelerinde Özal’a suikastta görev aldığını iddia ettiği “Savaş Korkmaz” kod adlı kişi hakkında ikinci iddianame hazırlanacak. Gizli tanığın ifadelerindeki iddiaları tek tek inceleyen ve eldeki delillerle örtüştüğünü tespit eden savcılık, Savaş Korkmaz’ın kimliğini belirlemek için çalışma başlattı.
ANA SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR
Özal soruşturmasında zamanaşımı ile ilgili iç hukuk yollarını tüketmek istemeyen savcılığın, zamanaşımı için önceki Ceza Kanunu’nda belirlenen 20 yıllık süreyi uzatmak için Ersöz hakkında ilk iddianameyi hazırladığı belirtildi. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesi halinde Özal soruşturmasında zamanaşımı sorunu ortadan kalkmış olacak. Savcılığın Özal’ın ölümüyle ilgili ana soruşturmayı devam ettirdiği ve yeni delillerin bulunması halinde ana davadan da dava açabileceği kaydedildi. Özal soruşturmasında Ergenekon izlerini incelemeyi sürdüren savcı Çetin, Özal’ın organize bir şekilde öldürüldüğü iddialarını araştırıyor.
Adli Tıp gizli tanık Çınar’ı doğruluyor
Savcı Kemal Çetin’in iddianamede, Özal’ın suikasta uğradığı iddiasında bulunan İlker Çınar’ın ordudan atıldığı için sözlerine itibar edilemeyeceğine ilişkin iddialara da cevap verdiği ortaya çıktı. Genelkurmay, TUSHAD’ın olmadığını açıklamıştı. Özal soruşturmasını yürüten savcı Kemal Çetin’in ise Çınar’ın HTS ve ses kayıtlarını incelediği, Çınar’ın TUHSAD’la bağlantısının uzun yıllar kesilmediğini ve çalışmalarını sürdürdüğünü tespit etti.
‘Zehirlenmedi’ demiyor
Savcılık, Çınar’ın Adli Tıp raporundan 10 ay önce verdiği ifadede söylediği zehirlerin ve bu zehirlerin bulunamayabileceği tespitinin, Adli Tıp raporuyla da doğrulandığına vurgu yaptı. Adli Tıp raporunda ölümden hemen sonra otopsi yapılmadığı için ölüm nedeninin tespit edilemediğine dikkat çeken Çetin, “Zehirlerin belli bir süre sonunda toprağa karıştığı göz önünde bulundurulduğunda otopside zehir bulunamamış olması zehirlenme olmadığını göstermez” tespitini yaptı.
Ersöz, tekerlekli sandalye ve oksijen tüpüyle geldi
Balyoz davasının 2 firari sanığı ve sağlık sorunları nedeniyle ifadesi alınamayan Levent Ersöz hakkındaki davanın ikinci duruşması yapıldı. Uzun zamandır hastanede kalan ve ‘sürekli hasta’ raporu alan Ersöz, duruşmaya tekerlekli sandalye, maske ve oksijen tüpü ile getirildi. Tedavi gördüğü Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nden getirilen Ersöz’e doktor ve hemşire refakat ederken her ihtimele karşı duruşma salonunda bir de sedye hazır bulunduruldu.
Hakimden doktora: Benden talimat beklemeyin
Ersöz’ün eşi Muzaffer Ersöz’ün de izlediği duruşmada Mahkeme Başkanı Ömer Diken sağlık ekibine, “Siz ne gerekiyorsa yapın. Bizden talimat beklemeden gerekli müdahaleleri yapabilirsiniz. Sağlık, duruşmadan daha önemli” dedi. Diken daha sonra Ersöz’e “Savunma yapabilecek durumda mısınız?” diye sordu. Ersöz, “İddianame hakkında bilgim yok. Savunma yapabilecek halim de yok. Dün akşam kanama geçirdim. 1 haftadır devam eden kanamam var. İddianameyi okumam bile söz konusu değil”cevabı verdi. Başkan Diken, “Savunma için ne kadar süre verelim?” diye sordu. Ersöz, “2 aylık süre olursa iyi olur” dedi.
Duruşmada sık sık tansiyonu ve nabzı ölçüldü, su içirildi
Ersöz’ün konuşması sırasında sağlık ekibi sık sık tansiyon ve nabzını kontrol etti ve su içirdi. Avukatların ‘Ersöz’ün durumu gözönüne alınsın’ talebi üzerine Başkan Diken avukatlarına, eğer istiyorlarsa Ersöz’ü tekrar hastaneye götürebileceklerini söyledi. Bunun üzerine Avukat Ersöz, “Doktorlara soralım. Onlar nasıl uygun görüyorsa.”dedi. Doktorun tereddütlü cevabı üzerine avukatlar gitmek için izin istedi, Diken de izin verdi. Ersuz, sağlık ekipleri ve jandarmanın eşliğinde salondan çıkarıldı.