Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, çözüm sürecinde çeşitli iftiralar atıldığını belirterek, "Anayasada Türk kelimesini çıkaracakmışız. Var mı öyle bir şey, yok. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na verdiğimiz öneri içerisinde Türk kelimesi de Türk milleti kelimesi de defalarca geçiyor.
Bunu MHP de CHP de BDP de biliyor. Ama genel başkanlar utanmadan meydan meydan gezip ’Türk kelimesini, Türk milleti kelimesini çıkarmak istiyorlar’ diyorlar" dedi
AK Parti Denizli İl Başkanlığı mayıs ayı İl Danışma Meclisi toplantısına katılan Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, çözüm sürecinde çeşitli korkular pompalanarak hükümete karşı iftira atıldığını dile getirdi.
Şehit cenazelerini siyasileştiren ve istismar edenlerin ’Şehitler boşuna mı can verdi, gazilerimiz elini, ayağını, terörle mücadelede boşuna mı kaybetti, şehitlere bunun hesabını nasıl vereceksiniz’ gibi açıklamalar yapıldığını anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Bizim Mehmedimiz terörle mücadelede ne diye şehit oldu? Terör bitmesin, kan durmasın diye şehit oldu diyebilir miyiz? Kardeşlik, birlik, dirlik olmasın diye şehit oldu diyebilir miyiz? Benim eşim, annem, babam, yavrularım ağladı başkalarınınki de ağlasın diye şehit oldu diyebilir miyiz? Ne diye şehit oldu. ’En son şehit ben olayım benden gayrı başka Mehmet terörle mücadelede şehit olmasın, en son ağlayan benim anam, eşim, babam, yavrularım olsun, en son elini kaybeden ben olayım başkaları kaybetmesin’ diye gazilerimiz gazi, şehitlerimiz şehit oldu. Eğer biz çözüm sürecini nihayete erdirir terör örgütü mensuplarına silah bıraktırır, Türkiye’nin gündeminden şiddet tamamen kalkarsa o zaman şehitlerimizin başlattığı mücadeleyi uğruna canını feda ettiği mücadeleyi başarıya ulaştırmış olacağız. Terörü, kanı, gözyaşını dindirmiş olacağız. Bu, şehitlerimizi mana aleminde bahtiyar eder. Bizim yolumuz, onların bitmesi için uğruna canlarını seve seve feda ettiği terör meselesini Türkiye’nin gündeminden çıkarmak. Biz bunu yapıyoruz."
Türk ve Türk milleti kelimesi
Anayasadan Türk ve Türk milleti kelimelerinin kaldırılacağı yönünde iftiraların da atıldığını ifade eden Bozdağ, şöyle devam etti:
"Anayasada Türk kelimesini çıkaracakmışız. Var mı öyle bir şey, yok. Türkiye Cumhuriyeti isimlerini silecekmişiz gibi bir sürü iftira. Bunların hepsi kuyruklu iftira. Silmek isteyen yok ki. Böyle bir şey olabilir mi? Geçmişte TC kelimesini terör örgütleri Türkiye Cumhuriyeti’ni aşağılamak için kullanırdı, garip şeye bakın ki MHP’si de CHP’si de dün terör örgütlerinin jargonunu bugün kendi jargonu yaptılar. Biz Türkiye Cumhuriyetimizi başımızın üstünde taşıyoruz, taşımaya da devam edeceğiz.
Peki bunları nereden çıkarıyorlar. Millet bu konuda hassas ya. ’Bunu söyleyelim inanırlar, AK Partililer de öyle bir şey yok diye salon salon, meydan meydan dolansınlar. İftiranın yayılma kabiliyeti daha yüksek. Bizim Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda 3 arkadaşımız var. Bu komisyon dışında partide bir Anayasa Komisyonu var, ben de bu komisyonun üyesiyim. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na verdiğimiz öneri içerisinde Türk kelimesi de Türk milleti kelimesi de defalarca geçiyor. Bunu MHP de CHP de BDP de biliyor. Ama genel başkanlar utanmadan meydan meydan gezip ’Türk kelimesini, Türk milleti kelimesini çıkarmak istiyorlar çıkartmayız’ diyorlar. Hep iftira. Bizim yaptığımız şey, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milletinin her alanda itibarını yükseltmek olmuştur. Bugün Türkiye’nin itibarı her alanda en üst seviyeye çıkmıştır."
Başkanlık sistemi
Çözüm sürecindeki bir başka iftiranın ise İmralı’yla "Başkanlığı verin, çözümü alın" şeklinde pazarlık yapıldığı yönünde olduğunu belirten Bozdağ, "Başkanlık konusu veya başka konuda hiç bir pazarlık bugüne kadar olmamıştır, bundan sonra da olmaz ve olmayacaktır. Bizim yaptığımız şey bu ülkeyi terör derdinden ve belasından kurtarmaktır" dedi.
"Başkanlık gelirse eyalet olacak" gibi söylemleri de eleştiren Bozdağ, "Bizim başkanlık sisteminde eyalet yoktur, üniter yapı vardır. Onların dediklerinin hiçbiri yoktur. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na önerimizi verdik ama sanki bunlar varmış gibi utanmadan konuşuyorlar. Koca koca insanlar. Bilmeyen hani konuşabilir ama bunu bilen genel başkanlar, parti sözcüleri konuşuyor. Ben onları bu yalanlarından, iftiralarından dolayı önce Allah’a sonra Denizlili kardeşlerime havale ediyorum" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, çözüm sürecinin 4 ay önce başladığını anımsatarak "Bir ailemizin ocağına ateş düşmedi, kötü mü oldu? Silahlar patlasa mı daha iyi olurdu?" dedi.
AK Parti Denizli İl Başkanlığı mayıs ayı danışma meclisi toplantısına katılan Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, terör meselesinin 30 yıldır konuşulduğunu, bu soruna trilyonlarca dolar harcandığını anlattı.
"Bu meseleyi çözmek kolay, konuşmak zor" diyen Bozdağ, terör sorununu çözüme kavuşturmak için adım atmanın büyük bir cesaret gerektirdiğine dikkati çekti.
,
Bozdağ, şöyle konuştu:
"Türkiye 30 yıldır bu meseleyi yaşıyor. Konuşabilsek emin olun bu meseleyi çok kolay çözeriz. Böyle bir meseleyi çözüm yoluna koymak cesaret, büyük bir risk almak ister. Büyük bir risk alma kabiliyeti büyük bir yiğitlik ister. Bu yiğitlik, risk alma kabiliyeti de sayın Recep Tayyip Erdoğan’da var. Eğer bu meseleyi sayın başbakanımızın siyasette ve ülke yönetiminde olduğu sürece kalıcı bir çözüme kavuşturamazsak, ikinci bir Tayyip Erdoğan gelene kadar bu meseleyle boğuşmaya, kan akmaya, göz yaşı akmaya şiddet varlığını sürdürmeye devam eder.
Çözüm süreci başarısız olursa, muhalefet partileri niye endişe ediyorsunuz. Taşın altına gövdesini koyan sayın Erdoğan ve arkadaşları, bu süreç başarısız olursa faturayı millet kesecek. Fatura kesilecek belli. Bırak, başarısız olursak bedelini biz ödeyeceğiz. Biz bu millet için yoldayız. Türkiye, Türk milleti kazansın istiyoruz. Başarılı olursak siz de destek verirseniz bu millet size de paye biçer. Ben inanıyorum ki bu iş bitecektir. Bu iş biterse Türkiye’yi kimse tutamaz.
Bahçeli, yiğitlik taslayarak bu ülkenin evlatlarına korkmayı öğretiyor. ’PKK’dan, dış güçlerden, iç düşmanlardan korkun, falandan filandan korkun’ diyor. Korkaklarla büyük Türkiye olmaz. Korkaklarla bölgesinde ve dünyasında güçlü ve büyük bir Türkiye’yi kuramayız. Korkan ve kendi korkularına milleti inandırmak isteyen, korkulara teslim olanlarla bu yolu alamayız. Cesur insanlarla yolu alırız. Yolumuza cesaretle ve büyük bir kararlılıkla devam edeceğiz. Korkulara teslim olmayacağız."
Çözüm süreci
Çözüm sürecinin 4 ay önce başladığını, terörle mücadele kapsamında bir tane Mehmetçiğin veya kamu görevlisinin şehit olmadığını dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:
"Süreç başlayalı 4 ay oldu. Bir ailemizin ocağına ateş düşmedi, kötü mü oldu? Silahlar patlasa mı daha iyi olurdu? Silahların susması Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin aleyhine mi oldu? Akil insanlar çalışıyorlar, kıyamet mi koptu, memleketin birliği, dirliği mi zedelendi? Olana bitene baktığınızda Allah aşkına bunların hangisi milletimin, devletimin aleyhine. Bir tanesinin bile aleyhine olduğunu ima yollu hiçbir sağduyulu insan söyleyemez."
"Türk’ün itibarı Bahçeli döneminde neydi?"
Türkiye’nin her alanda itibarının en üst seviyeye çıktığını, yurt dışına gidenlerin bunu çok daha iyi görebildiğini ifade eden Bozdağ, "Türk’ün itibarı Bahçeli’nin döneminde neydi, Tayyip Erdoğan’ın döneminde ne? Türk milletinin itibarı o zaman neydi şimdi nedir?" dedi.
Eskiden yurt dışında Türkiye’nin, Türk devlet adamlarının bilinmediğini, şu anda ise 70’den fazla ülkeyle vizelerin kaldırıldığını, Rusya dahil pek çok ülkeyle lira üzerinden alışveriş yapılır hale gelindiğini dile getiren Bekir Bozdağ, şunları kaydetti:
"Geçmişte Türkiye’nin başbakanı, cumhurbaşkanı kim? diye sorduğunuzda bilen olmazdı. Türk deyince aklına gelen ne oluyor? dediklerinde Hakan Şükür derlerdi, hamdolsun o da şimdi bizde. Şimdi Afrika’nın en ücra yerindeki ülkede Tayyip Erdoğan kimdir diye sorduğunuzda gözlerinin nasıl parladığını, muhabbetle size nasıl anlattığını göreceksiniz. Başbakanın ismini dünyada bilmeyen millet, devlet kalmadı. Ay yıldızlı al bayrağı ezberlemedik, bilmedik devlet kalmadı. Bayrağımızın rengini, sembollerini, devletimizin adını, devletimizi yöneten başbakanımızın, cumhurbaşkanımızın adını dünya milletlerine ezberlettik. Türk milletini, Türk kelimesini yüceltmek böyle olur."