CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, Karşıyaka Belediyesince düzenlenen ''Cumhuriyet Söyleşileri''ne katılarak, ''Türkiye Nereye Gidiyor?'' konulu bir konuşma yaptı.
Karşıyaka Belediyesi Nikah Salonu'nda düzenlenen söyleşiye katılımın yoğun olması nedeniyle bazı sıkıntılar yaşandı.
Konuşmasını ayakta yapan Kılıçdaroğlu, sözlerine, ''Belki sizlere iyi bir tablo çizmeyeceğim, ama şunu iyi bilin; sizin gücünüz bu tabloyu ters yüz edecek. Aksi takdirde hepimiz tarihe hesap vermek zorundayız'' diyerek başladı.
AK Parti iktidarına eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, ''çağdaş, demokratik, gelişmiş bir ülkede, naylon faturacı bir kişinin asla maliye bakanı olmaması gerektiğini'' söyledi.
''Daha dünkü çocuğun gemiler aldığını'' kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Bunlar din, iman söylemiyle sade, dürüst, namuslu, Tanrı'ya inanan, ibadetini yapan insanların en temiz duygularını din adına sömürüyorlar. Bunların Müslümanlıkla kesinlikle ilgisi yok. Müslümanlıkla ilgili olduğunu söyleyenlerin Hazreti Ömer adaletine inanmaları lazım'' diye konuştu.
AİLE SİGORTASI
CHP Grup Başkan Vekili Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde, yoksullukla mücadele kapsamında, Türkiye'de her aileye asgari gelir güvencesi sağlayan aile sigortası sistemini getireceklerini anlattı.
Aile sigortasının bulunduğu yerde gıda maddeleri dağıtımı yapılmasına ihtiyaç olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Her aileye, insan onuruyla yaşayacak, onun toplumda onurlu bir aile olarak yaşamasını sürdürecek geliri, sosyal devlet olarak sağlamak zorundasınız. İşte aile sigortası budur. Aile sigortası sadece bizim partimizin seçim bildirgesinde var'' şeklinde konuştu.
AK Parti'nin, ''sosyal değil, sadaka devlet yarattığını'' savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''AKP Hükümeti militan bir hükümet gibidir. (İzmir'i teslim alacağız) diyor. İzmir düşman mı kardeşim? Kardeşim eğer bu ülkede demokrasi varsa sen de gelirsin propagandanı yaparsın. Vatandaş sana oy verir veya vermez.''
AK Parti Hükümeti'nin terör sorununu sonlandıramayacağını iddia eden Kılıçdaroğlu, şu görüşleri dile getirdi:
''Şunu açık ve net söyleyelim; PKK bir Kürt hareketi değildir. Sakın ola ki öyle düşünmeyin. PKK; Batılıların, ABD'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin başına musallat ettikleri terör örgütüdür. Ali Babacan Dışişleri Bakanı. Gitti Dubai'de (Biz Irak'a girmeyeceğiz, söz veriyoruz, 1 milyar dolar verin bize) diye imza attı. Bunun Türkiye'deki adı nedir? Vatana ihanettir. AKP hükümeti bunun altına imza koyarak Türkiye Cumhuriyeti'ne ihanet etmiştir. Bunun sonu Yüce Divan'dır. Ve orayla gideceklerdir.''
Kılıçdaroğlu, şehit ailelerine başsağlığı dilerken, ''dışardan icazet alınarak terörün önlenemeyeceğini'' söyledi.
Terör örgütünün finans kaynaklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Mayını nereden geliyor? İtalya'dan. Bizim Başbakan kimle kol kola geziyor? Berlusconi'yle. Para nereden geliyor? Almanya'dan. Kimle kol kola geziyorsun Almanya'da? Terör örgütünün televizyonu nereden yayın yapıyor? Hollanda'dan. Bir şey yapıyor musun? Dut yemiş bülbül gibisin. Olmaz. Bunu yaptığınız sürece asla terörü önleyemezsiniz.''
Türkiye Cumhuriyeti'nin en saygın kurumlarını yıpratmak için kampanyalar başlatıldığını, ancak Batılı ülkelerin oyununa gelinmeyeceğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Türkiye yeni bir ulusal kurtuluş savaşını başlatmalıdır. Savaş derken, elimize silah alarak değil, düşüncelerimizle, aydınlığımızla, bir militan gibi çalışarak, insanları eğiterek, insanlarla dost olarak, onlara doĞruları anlatarak bu mücadeleyi vermek zorundayız. Yeni bir siyasal anlayışı Türkiye'ye egemen kılmak zorundayız. Dostluğu, kardeşliği egemen kılmak zorundayız. İnsanların dini duygularının sömürülmesine karşı çıkmak zorundayız. Bizi farklı inançtaymışız gibi gösteriyorlar. Sanki bizim dini duygularımız yokmuş gibi gösteriyorlar, ama gerçek Müslüman biziz. Çünkü biz kul hakkı, fakir fukara hakkı yemiyoruz.''
SORULAR
Konuşmasının sonunda katılımcıların sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Ergenekon davasına ilişkin şu görüleri dile getirdi:
''Bunu bir hukuk davası olarak görmek mümkün değil, bu bir siyasi davadır. AK Partiye karşı muhalefeti başlatan insanların belli suçlarla içeri alınmaları, onlara gözdağı verilmesi. Başka da bir özelliği yok bu davanın. Bu dava başladığı yerde bitmiştir. Bu dava artık siyasi davadır. Bu dava hukuk davası olmaktan çıkmıştır. Bu dava hukukun katledildiği bir davadır. Ergenekon davası budur. Hayatı boyunca bir araya gelmeyen insanlar nasıl olur da kalkar darbe yapar. Ben hayatımda ilk defa emekli paşaların darbe yaptığı bir söylem duyuyorum ve bir iddianame okuyorum. Eğer 35 tane el bombasıyla bu ülkede darbe yapılacaksa mesele bitmiştir.''
Ülkede ''AK Parti demokrasisi'' olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Ama eğriye eğri, doğruya doğru, son işkencede öldürülen bir gencimiz dolayısıyla Adalet Bakanı'nın özür dilemesi Türkiye'de bir ilktir ve doğrudur. Bu çok önemli bir olaydır. Keşke gerçekten de suçlular yargının önüne çıksa'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, insan onurunun korunması için herkesin işkenceye karşı çıkması gerektiğini belirterek, ''Hele işkence sonucu ölüm daha da vahimdir. Geçmişte bu olaylar hep kapatıldı, ama kapatılmamalı. Bunların üstüne el birliğiyle gitmeliyiz. İşkenceyi yapanlardan da mutlaka hesap sormalıyız'' dedi.