Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’de 700 bin mülteci olduğunu ve 250 bininin kamplarda yaşadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Türkiye’ye 36 milyon turist geliyor. Biz sınırda, kapıda herkesi durduramayız ve gelme diyemeyiz. Bunun için istihbarat teşkilatları, güvenlik teşkilatları arasında olan işbirliğinin de daha başka bir düzeye taşınması konusunda anlaştık. Bize bildirilirse, şu çocuklar, gençler veya şu insanlar aşırı faaliyetler içerisinde bizim takibimiz altında sizde bunlara dikkat edin derse ancak o zaman biz müdahale edebiliriz” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile Çankaya Köşkü’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Gül ve Hollande gazetecilerin sorularını da cevapladı. Bir gazetecinin, “İki Toulouse’lu çocuk, Türkiye sayesinde yakalandı, bunlara ne olacak? Sayın Gül, Avrupa’dan gelecek yüzlerce cihatçının Avrupa’da bir güvenlik sorunu yaratabilecek olmasına ne diyorsunuz? Sayın Hollande, işsizlik verileri açıklanacak, bu konuda umutlu musunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Gül, “Suriye’de yaşanan acıları, hem Suriye ile ilgili Cenevre’deki çalışmaları, hem de sizin bahsettiğin gibi bazı olumsuzlukları var onları konuştuk. Cenevre’de yapılan çalışmaların muhakkak, siyasi çözümle neticelenmesi ve muhakkak geçiş hükümetiyle ama kontrollü olan yaptırım gücü olan geçiş hükümetiyle neticelenmesini arzu ediyoruz. Bu olmadığı takdirde ordaki acılar, feryatlar devam edecektir. Oradaki boşluktan da olumsuzluklar çıkacaktır. Türkiye’de 700 bin mülteci vardır. Bu 700 bin mültecinin 250 bine bizim kurduğumuz kaplarda yaşamaktadır. Bunların finansmanı 2,5 milyar dolar civarında Türkiye karşılamaktadır. Sayın Hollande teşekkür etmek istiyorum bu konu da gösterdikleri anlayış ve bizim bu gayretlerimizi yakinen tanıdığını bildiğini ve takdir ettiğini kamuoyu ile paylaştı. Bunların gölgelenmemesini önce arzu etme isterim. İkinci nokta da şudur. Fransa’dan, Almanya’dan veya başka bir ülkeden Suudi Arabistan’dan, Türkiye’ye turist olarak gelen insanları içerisinde herhangi bir şekilde suç potansiyeli taşıyan veyahut ta Türkiye üzerinden başka bir yollarla Suriye’ye geçme potansiyeli olanlar varsa bunların bize bildirilmesi lazım. Türkiye’ye 36 milyon turist geliyor. Biz sınırda, kapıda herkesi durduramayız ve gelme diyemeyiz. Bunun için istihbarat teşkilatları, güvenlik teşkilatları arasında olan işbirliğinin de daha başka bir düzeye taşınması konusunda anlaştık. Bize bildirilirse, şu çocuklar, gençler veya şu insanlar aşırı faaliyetler içerisinde bizim takibimiz altında sizde bunlara dikkat edin derse ancak o zaman biz müdahale edebiliriz. Yoksa gayet yasal yollarla, Fransa’dan çıkan, İngiltere’den çıkan, Almanya’dan yasal yollarla çıkıp Türkiye’ye gelen bir insana biz havaalanında niye geldin demeyiz açıkçası. Sınırımızda güvenlik tedbiri çoktur. 900 kilometre bir Suriye sınırı vardır. Orada kamplar vardır. Mülteci kampları, insani amaçlı kurulan kamplar vardır. Bunlarla uğraşırken, bunların arasından güvenlik birimleri yanlış faaliyetleri arasında olanlar varsa bunları yakalarlar, iade ederler. Bu konuları konuştuk” şeklinde konuştu.
“BU KONUDA BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ. İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDEYİZ TÜRKİYE İLE VE ELİMİZDEN GELEN HER ŞEYİ YAPARAK, HİÇBİR GENCİN BU TÜR ŞEYLERE KAPILMAMASI GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Gül’e teşekkür eden Hollande ise şunları kaydetti:
“Bir kez daha size teşekkür etmek istiyorum. Size uluslar arası toplum adına bu göçmenleri kabul konusunda yaptığınız çabalar için teşekkür etmek istiyorum. Sınırlarınızı kapatabilirdiniz. Bu çocukları, bu çocukları, bu insanları dışarıda bırakabilirdiniz. Peki ne olacaktı o insanlar? Nereye gidecekti? O zaman gerçek bir insani dram yaşanacaktı ve Türkiye böyle bir insani felaketin oluşmasını engelledi. Bu aileler için durum hala zor olmakla birlikte. Aynı zamanda şunun içinde teşekkür etmek istiyorum. İstihbarat servislerimizi bilgi teatisi konusunda yaptığınız çalışmalar içinde teşekkür etmek istiyorum. Bir takım cihatçı grupların gelişmesini engellemek için. Sizinde belirttiğiniz gibi bu işin zorlukları var. Çünkü bir turist geldiğinde genç bir turist olarak geldiğinde kalkıp bir şüphe üzerine mi veya nasıl bilinebilir bu kişinin bu çocuğun Suriye’ye geçip geçemeyeceğini. Bu gruplara karşı mücadele etmemiz gerekiyor. Bu konuda işbirliği göstermemiz gerekiyor. Fransa’da Avrupa’da ve Türkiye’de bu şebekelerle mücadele konusunda. Özellikle bu genç çocuğun 15 yaşındaki bu çocuğun durumunu sorduğunuz için teşekkür ediyorum. Bunun izini kaybetmiştik. Burada bulundu, Türkiye’de bulundu kendisi. Babası geldi. Dolayısıyla şimdi geri götürebilecek oğlunu. Artık ona bazı şeyleri anlatabilecek Suriye’de yapacak işi olmadığını, Suriye’ye gitmek istiyormuş bu çocuk ve büyük bir ihtimalle şebekeler tarafından etki altında bırakılarak götürülmek üzere olduğu ve kendi hayatının da tehlikede olduğunu bu çocuğa anlatabilecek babası artık. Bu çocukla ilgili cezai müeyyide var mı diyorsunuz. Bilmiyorum reşit bir çocuk değil, her halükarda ama size öncelikle bu konuda bilgi vermek istedim. Bu konuda birlikte çalışıyoruz. İşbirliği içerisindeyiz Türkiye ile ve elimizden gelen her şeyi yaparak, hiçbir gencin bu tür şeylere kapılmaması gerekiyor. Bu tür çatışmalar Cumhuriyet’in değerlerine layık değildir. Bir takım aşırı uçtaki gruplar savaşmaktadır orada. Hiçbir dava bunu haklı çıkaramaz. Gençlerimizi korumamız gerekiyor. Fransa’daki gençleri de korumak gerekiyor. Türkiye’ye teşekkür ediyorum. Bu geri dönüşü sağladıkları için.”
Açıklanacak olan sayılarla ilgili ise Hollande, “Bilmiyorum bilsem bile burada söyleme hakkım yok. Bu bilgiler çünkü saat 18.00’den sonra Fransa saatiyle saat 18.00’den sonra bilinecek, açıklanacak. Fakat şunu söylemeliyim. Birkaç aydır eğilimler, trendler, işsizlik konusunda bir istikrar yaşandı ve şunu yapmamız gerekiyor. Gerçekten işsizliği azaltmamız. İşsizlik konusundaki eğrilerin artık tersine çevrilmesi gerekiyor. Bu bir istatistik meselesi değil. Çünkü burada insanlar, kadınlar, erkekler iş arıyorlar. Bazen ümitsizlik içindeler. Neden ben bu sorumluluk antlaşmasını önerdim Fransız şirketlerine? Çünkü yüksek bir kalkınma oranı yoksa işsizlikte azalmayacaktır. Bütün çabalara rağmen ve getirdiğimiz çeşitli önlemlere rağmen. Yeni antlaşma, yeni iş önerilerine rağmen her şeyden önemlisi işsizliğin düşebilmesi için kalkınma gerekiyor, büyüme oranı gerekiyor ve tabi bu sayıları stabilize etmek yeterli değil. Bunun ötesine geçilip artık sorumluluk antlaşmasının gerçekten, bu anlaşmanın gerçek anlamı bu konuda harekete geçmemiz. Şirketlerle, girişimcilerle. Evet kuşkusuz onlarla çalışacağız. Çünkü bu iş istihdam, şirketlerde yaratılacak ve sosyal çeşitli oyuncuların, toplumsal oyuncuların da katılması gerekiyor. Bazı vergi teşvikleri veya bazı kesintilerin azaltılmasının karşılığında, karşı tarafında bir çaba göstermesi gerekiyor. Tam bir uyum gerekiyor. Çünkü bu istihdamın lehine olacaktır. İşte bu nedenle sayılar konusunda bu akşam açıklanacak olan sayılar konusunda çıkarabileceğimiz tek sonuç şu; her zamankinden çok olmak üzere bu sorumluluk anlaşması hepimizin görevidir. Tamamen hükümet bunun arkasında durmaktadır ve bütün oyuncuların gerçekten buna katılmalarını bekliyoruz. Kuşkusuz hızlı bir şekilde bunu uygulamak gerekir” ifadelerini kullandı.