Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin ilk defa güçlü temelleriyle geleceğe güvenle bakmaya başladığını belirterek, "Bu da demek ki ciddi ölçüde içeride ve dışarıda bazı kesimlere rahatsızlık veriyor" dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin ilk defa güçlü temelleriyle geleceğe güvenle bakmaya başladığını belirterek, "Bu da demek ki ciddi ölçüde içeride ve dışarıda bazı kesimlere rahatsızlık veriyor" dedi.
Şimşek, partisinin İl Kadın Kolları Başkanlığınca Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nde düzenlenen değerlendirme programında yaptığı konuşmada, Türk Hava Yollarının (THY) çalışanlarına yönelik toplantıya katılmak için Antalya'ya geldiğini söyledi.
THY'nin son 10 yılda önemli gelişmeler kaydettiğini anlatan Şimşek, 10 yıl önce THY'nin kar etmeyen, dünya havacılık sektöründe ön planda yer almayan havayolu şirketi olduğunu anlattı.
AK Parti hükümetleriyle resmin değiştiğini, THY çalışanlarının 10 binden 40 bine çıktığını, Avrupa'nın ikinci en büyük havayolu şirketi konumuna ulaştığına dikkati çeken Şimşek, THY'nin başarı hikayesinin Türkiye'nin son 10 yıllık durumunu özetlediğini vurguladı.
Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada ekonomik aktör olma yolunda mesafe katettiğine değinen Şimşek, bu gelişmelerin dünyanın dikkatini çektiğini kaydetti.
İlerlemeden rahatsız olanların Türkiye'yi birtakım olayların içine sürüklemeye çalıştığına işaret eden Şimşek, Gezi olaylarının altında çok büyük projeler olduğunu dile getirdi.
Şimşek, 30 milyon yolcu kapasiteli İstanbul Atatürk Havalimanı'nın 50 milyon kişi tarafından kullandığını, kapasitenin yetersiz hale geldiğini ifade etti.
Şimşek, hükümet olarak üçüncü havalimanı için adım attıklarını ancak son soruşturmada değişik gerekçelerle projede yer alan iş adamlarına yönelik tedbir kararı alındığını hatırlattı.
Tedbir kararları kaldırılmadığı takdirde havalimanı inşaatının tehlikeye gireceğine, krediye erişim için bu tür davaların önemli engeller oluşturduğuna işaret eden Şimşek, şöyle konuştu:
"Aslında yüzeyin altına indiğiniz zaman, komplo teorilerine inanmasanız da Türkiye'nin istikrarının, ekonomisinin önemli ölçüde hedef alındığını, hedefin aslında bu olduğunu görmek mümkün. Türkiye, gerçekten AK Parti hükümetleriyle, sizlerin sahadaki çalışmalarıyla geleceğe ilişkin çok iddialı bir konuma geldi. 2002'de Türkiye, topladığı vergi gelirlerinin yüzde 86'sını borcun faizine ödüyordu. Düşünün, bütün çalışanlardan, şirketlerden, tüketenlerden 70 milyon vatandaştan toplanan vergilerin yüzde 86'sı iç ve dış borcun faizine gidiyordu, altyapıya, sağlığa, eğitime bir şey kalmıyordu. Ülke uçurumun eşiğindeydi, fiili durum böyleydi."
AK Parti ile kötü resmin kökten değiştiğini anlatan Şimşek, beşeri sermayeye, çocukların geleceğine yatırım yaptıklarını aktardı.
Bugün vergi gelirlerinin yüzde 23'ünün eğitime gittiğini belirten Şimşek, Türkiye'nin 50 yıllık geleceğini şekillendirdiklerini söyledi.
Türkiye'nin bugüne 25 yaş üstü nüfusun ortalama 6,5 yıllık eğitim düzeyiyle ulaştığını vurgulayan Şimşek, bu konuda bir mucize gerçekleştirildiğini anlattı.
Son 10 yılda mevcut siyasi iktidarla büyük çıkış yakaladığına işaret eden Şimşek, AK Parti döneminden önce hükümetlerin ortalama ömrünün 15 ila 17 ay olduğunu, uzun vadeli projelerin hayata geçirilemediğini anımsattı.
- "Rahatsız olanlar var"
Adnan Menderes ve Turgut Özal'ın ardından en uzun istikrarın AK Parti hükümetine nasip olduğunu dile getiren Şimşek, "Türkiye, ne çektiyse siyasi istikrarsızlıktan çekti. Türkiye, ilk defa güçlü temelleriyle geleceğe güvenle bakmaya başlamıştır. Bu da demek ki ciddi ölçüde içeride ve dışarıda bazı kesimlere rahatsızlık veriyor" şeklinde konuştu.
Bölgesindeki karmaşık etnik problemleri demokrasiyle, temel hak ve özgürlüklerle, kardeşlik hukuku içinde çözen tek ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Şimşek, son olayların çözüm süreci sırasında başladığına işaret etti.
Şimşek, şunları söyledi:
"Türkiye, artık kaynaklarını terörle mücadeleyle heba etmiyor. Ülkenin geleceğine, beşeri sermayesine, sağlığına, altyapısına, araştırma geliştirmeye harcıyor. Bunlar çok önemli konular. Bunlar olurken birden Türkiye karışıyor. Siyasi istikrara yönelik çok ciddi bir tehdit sözkonusu oluyor. Bu konuda hepimize büyük iş düşüyor. Önümüzdeki yerel seçimlerde, cumhurbaşkanlığı, parlamento seçimlerinde hepimizin çok çalışıp, partimize ve dolayısıyla hükümetimize güçlü vatandaş desteğini sağlamamız gerekiyor. Türkiye'nin geleceği açısından kritik dönemdeyiz."