Ödülü alan Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK) Dönem Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, "Dünya, 'Türk gibi sigara içmek' ile 'Türk erkekleri bıyıklıdır, futbol meraklısıdır ve sigara içer' gibi yerleşmiş anlayışların tersine dönmesine şaşırıyor" dedi.
Sigara yasağı konusunda 20 yıldır, 40'dan fazla resmi ve sivil toplum kuruluşunun tek şemsiye altında toplanmasıyla çalışan SSUK, Nikotin ve Sigara Araştırmaları Topluluğu (SRNT) tarafından düzenlenen ve Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi Birliğinin şemsiyesi altındaki birçok uluslararası örgütün ortak kararıyla verilen, "Global Smoke Free Partnership" Özel Ödülüne layık görüldü.
Ödülü, SSUK Dönem Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, Baltimore Hilton Otel'de düzenlenen törende aldı.
Amerikan Kanser Derneği Başkanı (ACS) Thomas Glynn, Dağlı'yı takdim ederken, Türkiye'nin uluslararası dev sigara endüstrisinin baskısına rağmen kamusal alanlarda sigara yasağını çok başarılı uyguladığını belirterek, Türkiye'nin bu yasağı uygulayan ilk Müslüman ülke olduğu yorumunda bulundu.
Türkiye ile birlikte bu ödülü, ülkesinde yüzde 100 dumansız hava sahası yaratan Guatemala da aldı.
"DÜNYA ÇOK ŞAŞIRIYOR"
Dağlı, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, kapalı kamu alanlarında sigara yasağını en iyi Guatemala, Kolombiya, Uruguay, İrlanda, İngiltere, Türkiye ve Yeni Zelanda'nın uyguladığını, İtalya, İsveç, Norveç ve Fransa gibi birçok ülkede ise problem ve istisnalar bulunduğunu söyledi.
Kolombiya ve Singapur'da hükümetlere verilen ödülün, sigara yasağı için uzun yıllar mücadele etmesi nedeniyle Türkiye'de sivil topluma layık görüldüğünü belirten Dağlı, Türkiye'nin, bu yasakla birçok ülkede bilinen ünlü "Türk gibi sigara içmek" deyimini "yıktığına" dikkati çekti.
Dağlı, dünyanın Türkiye'den böyle bir davranışı hiç beklemediğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Türkiye'de hiç beklemedikleri şekilde tüm sivil toplumunun bir araya gelmesine ve birden bire rüzgarın farklı bir yöne esmesine, üstelik de bu savaşın uluslararası sigara endüstrisinin tüm baskısına rağmen kazanılmasına çok şaşırıyorlar. Sonuçta, Türklerle sigara o kadar bağdaştırılmış ki, yıllar önce BBC'deki bir programda 'Türk erkekleri üç şey yapar: bıyıklıdır, futbol meraklısıdır ve sigara içer' demişlerdi, 'Türk gibi sigara içmek' gibi yerleşmiş bir deyim var. Sadece tütün üreticisi olmakla değil, sigarayı çok içmekle de tanınıyoruz. Tabii, bizi çok bilinçli de bulmuyorlar, aydın Türkleri çok tanımıyorlar. Dolayısıyla 'Türkler kendi sağlıkları için iyi şeyler yapamazlar' diye düşünüyorlardı. Bunların hepsi tersine dönüyor diye şaşırıyorlar.
1999'da Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi görüşmeleri yapılırken Gylnn'a beni göstererek, 'Bu kadını görüyor musun, Türkiye'de sigara konusunda her şey değişecek demişler, 'Benimle dalga geçmeyin, olur mu böyle şey Türkiye'de' demiş. Törende bu yargısının nasıl değiştiğini de söyledi. Bunu, çok değişik ağızlardan çok değişik sözlerle de duydum."
Emeklerinin bu şekilde ödüllendirilmesinden çok mutlu olduklarını belirten Dağlı, "Çok yorucu bir yıl geçirdik, ümitsizliğe kapıldığımız, çok yıpratıldığımız oldu ama takdir edilmiş olmak ve bunun benzer çalışmaları yapan ülkeler tarafından övgüye layık bulunması bütün yorgunluğumuzu geçirdi" dedi.
TÜRKİYE SİGARADA DA BÖLGESİNİ ETKİLER
Türkiye'nin bu kanunu getiren ilk Müslüman ülke olduğunu ifade eden Dağlı, Türkiye'den sonra Azerbaycan, Suriye ve Bulgaristan'nın da adımlar attığını hatırlattı.
Prof. Dr. Dağlı, "Bize politik açıdan ne kadar önemli olduğumuzu söylemiyorlar ama ödül, stratejik konumumuzun ne kadar etkili olduğunu bize bir kere daha gösterdi. Çünkü Türkiye hangi modelin içerisine sokulabilirse onun etkilediği diğer ülkeler üzerinde de önemli değişikler meydana geliyor. Etrafımıza dalgalar saçıyoruz. Türkiye'nin bu kanununu uygulamasından sonra, Orta Asya, Orta Doğu bölgesi ile Doğu Avrupa blokunun da bundan ciddi etkilenmesi bekleniyor" dedi.
Türkiye'de de 20 milyon içicinin olması ve sigaraya yılda 20 milyar dolar harcanması nedeniyle kanunun çıkış ve uygulama sürecinde uluslararası dev tütün endüstrisine karşı "şiddetli savaş" verdiklerini belirten Dağlı, şunları kaydetti:
"Tüm diğer ülkelerde de bu savaş oldu ama bizde daha şiddetli olacağını biliyorduk. Türkiye, çok uzun yıllardır iştahlarını kabartan, vazgeçilemeyecek bir pazardı. Ama yasak, sigara içenleri azaltması ve gençlerin başlamasını önlemesi nedeniyle sigara endüstrisinin henüz mantığı çok gelişmemiş, bilinçlenmemiş bir ülkede uzun zaman neşe içerisinde geçireceği süreyi hızla azaltacaktı. Bunun bedelinin de ağır olacağını biliyorduk. Gerçekten de savaş ağır geçiyor, hala savaşın içindeyiz."
"SİGARA KAÇAKÇILIĞI ARKASINDA SİGARA FİRMALARININ KENDİSİ VAR"
Dağlı, Türkiye'nin konuyla ilgili atması gereken diğer adımlarda da "savaş" içinde olduklarını, örneğin sigara endüstrisinin sigara fiyat ve vergilerinin artırılmaması için kaçakçılığın artacağı savlarını öne sürdüğünü söyledi.
Dağlı, "Dünyadaki bütün ekonomik çalışmalar göstermiştir ki, kaçakçılığın birim sigara fiyatıyla hiçbir ilgisi yok ve bu sadece konteyner kaçakçılığı, arkasında da yine çok uluslu sigara firmaları olduğuna yönelik birçok ülkede dava açıldı ve kazanıldı. Bu onların eski taktiği" dedi.
Mart ayından itibaren sigara paketinin üzerinde uyarı resimlerinin yer alması konusunun ise "yazışmalardaki kelime, virgül hatasıyla uzatıldığını" ifade eden Dağlı, sigara satış noktalarındaki reklamların da bir türlü kaldırılamadığını anımsattı. TBMM'de de muhalefetin bu konuya bile muhalefet ettiğini belirten Dağlı, "doğruları seçip yanında olup, yanlışlara muhalefet etmenin daha itibarlı siyaset olacağını" söyledi.
"KANSER VAKALARI SALGINA DÖNDÜ"
Prof. Dr. Dağlı, yasaktan sonraki üç ayda sigara tüketiminin yüzde 15 düştüğünü, buna karşın ikram endüstrisinin beklediklerinin tersine yüzde 5,2 arttığını da anımsatarak, "Türkiye'de 20 milyon sigara içicisi işletmelerimize gelmeyecek diye üzülüyorlardı, buna karşın 50 milyon sigara içmeyen gelebilmeye başladı. Sigara tüketimi azalıyor" dedi.
Dağlı, yasağın yararlarıyla ilgili şunları belirtti:
"Kanunun faydalı sonuçlarını kalp rahatsızlıkları, astım, enfeksiyonlarda hemen, ama kanser vakalarında 20 yıl sonra göreceğiz. Çünkü, sigara içinler 20 yıl sonra kanser oluyorlar ve sigaraya 20 yıl önce bağlananlar şu anda kanser oluyor, gerçekten de bir salgın haline geldi. Türkiye'de her yıl 90 bin yeni kanser vakası tespit ediliyor. Şimdilik kanser vakaları giderek artacak, bunun geriye dönmesi 20 yıl sonra olacak."