TBMM İnsan Hakları Komisyonu Uludere'de, 2 günlük çalışma boyunca köylüler, devlet yetkilileri, askerler ve STK'larla bir araya gelen heyet yazılı açıklamasını yayınladı. Yazılı açıklamada, talimatın Ankara'dan geldiğine dair ifadelere atıfta bulunarak inceleme bitmeden 'açıklama ve yorum yapılması hem yanlış bilgilendirmeye yol açmakta' dendi.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu 2 gün boyunca Uludere'deydi. Hayatını kaybeden 34 kişinin yakınları ve bölgedeki devlet yetkilileriyle görüşüp izlenimleri alan heyet raporun tamamlanmasının ardından bilgileri paylaşacağını belirtti.
Uludere heyeti yazılı açıklama yaptı
Yazılı açıklama yapan Üstün, alt komisyonun 5-6 Şubat tarihlerinde Uludere'de incelemelerde bulunduğuna dikkat çekerek, 'TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, 9 Ocak 2012 tarihinde TBMM'de Grubu bulunan tüm partilerin önergeleri ve önerileri ile 'Şırnak İli Uludere İlçesi Irak Sınırında Yapılan Hava Harekatı Sonucu Meydana Gelen Ölüm Olaylarını İncelemek Üzere' bir Alt Komisyon kurmuştur. Alt Komisyon, meydana gelen olay hakkındaki ilk faaliyetini, 5-6 Şubat 2012 tarihlerinde, olayın gerçekleştiği ilde yapmıştır. Alt Komisyon, olayda hayatını kaybedenlerin yakınları ile görüştükten sonra Şırnak İli Valisi, Uludere İlçesi Kaymakamı ve ilgili askeri yetkililer ile görüşmeler yapmıştır.' dedi.
Şırnak'ta yapılan görüşmelerin, Alt Komisyonun ilk faaliyeti olduğu, çalışmaların sürdüğünü aktaran Üstün, 'Alt Komisyonun amacı, kamuoyunu doğru bilgilendirmektir. Ancak, basın yayın organlarında Alt Komisyon çalışmaları esnasında üyeler tarafından ifade edilmeyen hususların ve kamu görevlilerinin kapalı oturumda dinlenen ve tutanak altına alınan ifadelerinin de yanlış aktarılarak haber yapıldığı görülmüştür. İnceleme sonuçlanmadığı sürece yeni bilgiler edinildiğinden, elde edilen bilgilerin değeri ve olayı aydınlatma gücü değişmektedir. Bu yüzden incelemenin doğru bir şekilde sonuçlandırılabilmesi için inceleme sonuçlanmadan ve rapor yazılmadan olayın esasına yönelik açıklama ve yorum yapılması hem yanlış bilgilendirmeye yol açmakta hem de incelemenin sıhhatli bir şekilde yürütülmesini olumsuz etkilemektedir. Bu çerçevede, incelemenin sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için sürece sağlıklı katkı sağlaması ve olayın önemine binaen herkesin sorumlu davranması önem arz etmektedir. Komisyonumuz, raporun tamamlanmasının ardından tüm bilgi ve belgeleri kamuoyu ile paylaşacaktır.' ifadelerinde bulundu.
Talimat Ankara'dan iddiası
Komisyon üyeleri olayda sorumluluğu olduğu gerekçesiyle görev yeri değiştirilen Gülyazı Tugay Komutan Yardımcısı Albay Hüseyin Onur Güney ile 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral İlhan Bölük, Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Tugay Komutanı Tuğgeneral Erhan Patır, 22'nci Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tuğgeneral Hacı İlbaş, İl Jandarma Komutanı Albay Osman Aslan'ı da dinledi.
Tümgeneral İlhan Bölük'ün heyete şu bilgileri verdiği iddia edildi: 'Ankara'dan operasyon öncesi 'sınır bölgesindeki kara unsurlarınızı çekin' talimatı verildi. 1 saat önce bölge geçici olarak uçuşa yasak bölge ilan edildi . Böyle bir talimat her zaman bir bombalama yapılacağı anlamına gelmiyor . Burada yapılacak bir hava harekâtında biz devre dışıyız . Bombalama olduğunu sonradan öğrendik. O bölgedeki vatandaşlarımız askere, devlete yardımcı olan insanlar . Onların nezdinde güven kaybına uğramaktan rahatsızlık duyuyoruz.'
Üstün, talimatın Ankara'dan geldiği yönündeki bilgileri reddetti ve böyle yorumlar yapmadan önce komisyon raporunu beklenmesi gerektiğini vurguladı.
Albay Güney: 'Kızımı okula almıyorlar'
Olay hakkında tek görevden alınan Albay’ın da suçsuz olduğu ortaya çıktı. 34 köylünün hayatını kaybetmesi üzerine Şırnak Valiliği kriz masası idari soruşturma başlatmıştı. Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, İçişleri Bakanlığı'na başvurarak soruşturma kapsamında Şırnak'ın Uludere İlçesi Gülyazı Köyü'nde bulunan Gülyazı Alay Komutan Vekili Jandarma Albay Hüseyin Onur Güney'in görevden uzaklaştırılmasını talep etmişti. Talep üzerine Albay Güney görevden uzaklaştırılmıştı.
T24’ten Hülya Karabağlı’nın haberine göre, Uludere olayı sonrası görevinden alınan Tugay Komutan Yardımcısı Albay Hüseyin Onur Güney, Adana’da okuyan kızının, kendisiyle ilgili gelişmeler yüzünden okula gidemediğini anlattı. Gözyaşını zorlukla tutan Albay Güney, “Olay sonrası görevden alınıp kimliğim medyaya yansıdı. Olayın birinci derecede faili oldum. Okulda kızıma ‘34 kişiyi bombalatan albayın kızı’ demişler. Ağlayarak anlattı. Kızımı dışladılar. Okula gitmiyor” dedi.
Sadece katliam değil aynı zamanda hakaret
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi, BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, bugünkü (7 Şubat Salı) grup toplantısı öncesinde Uludere'de yaptıkları incelemeyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gerek köylüler ve gerekse askeri ve mülki yetkililerin; olayın yerel olmadığını, ''Ankara'dan yönlendirilen bir hava saldırısına maruz kaldıklarını'' söylediklerini aktaran Kürkçü, ''Köylüler son derece öfkeliler. Kendilerinin sadece bir katliama uğratıldıklarını değil aynı zamanda hakarete uğradıklarını düşünüyorlar. Suçluların bir an önce ortaya çıkarılması ve cezalandırılması, değilse köyü ve ülkeyi terk etmekte haklı olduklarını düşünüyorlar'' dedi.
Kürkçü, olan bitenle yerel askeri birliklerin ilgisi olmadığını ifade ederek, ''Bu olayın kaynağının nerede olduğunu sorduğumuzda; askeri yetkililer, sınır ötesi harekat yetkisinin hükümette olduğunu hatırlatmakla yetindiler'' diye konuştu.
Kürkçü ayrıca görevinden haksız yere alındığına inanılan Albay Güney'le de ilgili olarak: 'Ben, görevden almada albayın seçiminin köylülerin en sevmediği kişi olması diye düşünüyorum.' dedi. Albayın, ‘Benim sorumluluğum varsa, kabul ederim. Ama bu olaylarda bir sorumluluğum yok. Benim görev yerim değiştirilince olayın birinci derecede faili oldum' gerekçelerini haklı bulduğunu ifade etti.
Halkın devlete olan güveni azalıyor
Heyet, önceki akşam, aralarında Baro ve Ticaret Odası başkanlarının da bulunduğu çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle de bir araya geldi . Bölgede devletin sicilinin bozuk olduğunu belirten temsilciler, 'Burada güven sorunu var . Son teknolojiye rağmen bu olay çözülmemiştir, bu da halkın devlete olan güvenini azaltıyor . Şu anda kaçak çay içiyoruz, bunun adına da kaçakçılık diyoruz, bu abesle iştigaldir'dedi.
Millet devlet bütünleşmesi
Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, olayın gerçekleştiği yerin üzerinde helikopterle 5 kez turladıklarını ve ailelerin tümünü dinlediklerini belirterek şunları ifade etmişti: 'Resmin tamamını görmeden fikir beyan etmek kamuoyunu yanıltabilir . Artık Türkiye'de hiçbir şey gizli kapaklı kalamaz . Bu olay aydınlanmalı ki vatandaşlarımızın kafalarında herhangi bir soru işareti kalmasın . Millet devlet bütünleşmesi tesis edilsin. Ankara'ya dönünce de heron görüntülerini izleyeceğiz.'