Unutulan hazine

Bir ulusu var eden, sağlık-selamet-refah içinde yaşamasına fırsat veren, zor günlerinde ayakta tutan, bağımsızlığının ve bekasının temeli tarımsal üretim ve yeterliliğe sahip olmasıdır.

Bir ulusu var eden, sağlık-selamet-refah içinde yaşamasına fırsat veren, zor günlerinde ayakta tutan, bağımsızlığının ve bekasının temeli tarımsal üretim ve yeterliliğe sahip olmasıdır.

Anadolu - Trakya coğrafyası toprak, ilkim çeşitliliği, tohum zenginliği; iyi ve kötü günlerinde karnını tok tutacak kadar zenginliğe, eko-stratejik fırsat ve güce sahiptir.

Bu vesileyle tarımsal üretimin ve hayatın her mecrasında değerli ürün ölümsüzlük ağacı ZEYTİN' in Doğu Karadeniz'deki serüvenine göz atalım.

Barış, kardeşlik, sevgi, zenginlik simgesi; beslenme, sağlık, temizlik, güzellik, süs eşyası, aydınlanma hatta kutsanma, dini sembol ve sosyal hayatın renklerinde, bedenin özelliklerinde, özlü sözlerinde kendine yer bulan ölümsüzlük ağacı, mucizevi ürün ZEYTİN...

Ksenophon'dan Strabon'a, Bizans belgelerinden Osmanlı Tahrir kayıtlarıne-Şer'iyye Sicil Defterlerinden-Vilayet Salnamelerine-Evliya Çelebi'den manastır, kilise ve vakıf kayıtlarına kadar Trabzon ve çevresinde zeytinin varlığı ne derece önemli olduğunu tescillenmiştir. Belgelere göre 16. yüzyılda en çok zeytinyağı üreten üç sekirden biriydi TRABZON .

Günümüzden yaklaşık 6000 yıl önce aşılama yöntemi ile ehilleştirildiği düşünülen ZEYTİN'in, Mikro iklim uygunluğu nedeniyle TRABZON başta AKÇAABAT'ta üretimi yapılırken şimdilerde tamamen yok olaya yüz tutmuş, yeni yetişen kuşakların varlığından haberdar olmadığı, olduğu söyleyince şaşkınlık yaşadığına şahit oluyoruz.

Osmanlı Tahrir defterindr 15. ve 16. yüzyıla ait veriler Akçaabat'ta yoğun olmak üzere Trabzon merkez , Yomra, Araklı, Sürmene, Of'ta zeytin ağaç sayısı, üretimi, alınan vergi miktarlarına kadar teferruatlı biligilere yer verilmiştir.

Özellikle eski adlarının halen kullanıldığını bildiğimiz Akçaabat'ın batısında Darıca ( Üstürkiya ), Gökçebel ( Mazara ), Salacık( Zavana ), Çatalzeytin( İspendam ), (Haldandoz), Akçakale - Mersin ( Kordil ) Pulathane merkez; Yenimahalle ( Lazlar), Çolaklı ( Granba ), Orta Mahalle, Salari, Kireçhane ( Kozakiye ), Yaylacık Söğütlü ( Kalanuma), Yıldızlı, Osmanbaba, Sera mevkii, Düzköy yolu boyunca Guduna, Helvacı , Çınarlık( Lefka ) gibi köylerde yapılan zeytincilik Trabzon genelinin yarıdan fazlasına denk geliyordu.

Akyazı( Suva ), Beşirli( Holomana ), Ayasofya, Trabzon merkez, Zeytinlik Mahallesi, Boztepe, Yalıncak ( Gomara ) yetiştiricilikten tüketimi ve satışına kadar ekonomik değeri yüksek yoğun bir zeytin sahası bulunuyordu.

Evliya Çelebi'nin Trabzon seyahatnamesinde; Trabzon zeytinin meşhur olduğunu, 7 çeşit zetin yetiştirildiğini, zeytinlerden birinin Trabzon'a özgü, ince olduğunu ve kiraza benzediğini Ayasofya etrafının cennet bahçeleri gibi zeytin ağaçları ile bezeli olduğunu ifade etmektedir.

Yomra, Araklı, Sürmene, Of'ta yer yer üretimin yapıldığı bilgilerine ulaşabilirsiniz.

Maçka Vazelon Manastırı kayıtlarında zeytinle ilgili bilgilerin yer aldığı, sahilden uzaklığı ve kışı dikkate alınıdığında oldukça ilgi çekici bir durum. Sümela, Kuştil Manastırlarının gelirlerinin karşılanmasında kilise vakıflarına gelir tahsis edilen zeytin, zeytinyağı üretimine dair kayıtlar oldukça önemli.

Belgelere göre Trabzon; hem şehrin hem çevre illerin zeytin, zeytinyağı ihtiyacını karşıladığını, devlete katma değer katan ürün;

* Zirai bakımın düzenli yapılmaması
* Zeytin ağaçlarını böceklerin istila etmesi, hastalıklar
* Zeytin arazilerinin sökülüp tarım ve imar alanlarına dönüştürülmesi
* 1. Dünya Savaşı'nda Rus işgali sonucu halkın muhacir olmasının yarattığı tarımsal bakımsızlıklar
* İlerleyen yıllarda hem bilinçsizlik hem üretim maliyetlerinin artması * Zeytin ağaçlarının kesilip yakacak olarak ve ev yapımında kullanılması gibi nedenlerle zeytin bahçeleri yok olurken, yerini tütün, fındık vb. ürünlere bıraktığını gözlemledik.

Bugün dikkatlice baktığımızda Akçaabat sahil boyu Yoroz'a kadar ve 200-300 metre rakıma kadar arazilerin kenarlarında, yol kıyılarında, yer yer bahçe kenarlarında, tarihi evlerin bahçelerinde zeytinin izlerini, geçmişini, hatıralarını görebilirsiniz. Akçakale - Mersin arasında halen hatırı sayılır sayıda zeytin ağacına rastlayabilirsiniz.

28-30 yıl önce ikamet ettigimiz Akçaabat Kireçhane( Gozakiye ) 'de tütün tarımı yaptığımız arazinim etrafı ve çevre bahçeler hatırı sayılır zeytin ağaçlarına sahipti.

Gönül parem anacığımın bahçe kıyılarındaki zeytin ağaçlarını hasat etmesi, sofralık zeytin, zagoda vb. türlerini işleyerek soframıza taşırdı. Kahvaltıda tütün zamanında ilaç gibi yetişirdi. Haşlanmiş patates, salatalık, domates yanında olmazsa olmazdı. Anacığım yakınlara, komşulara zeytin ikram ederdi. Komşularımız rahmetli Asiye Yamaç ninem, Fatime Yamaç teyzem, Menşure Yazıcı yengemin zeytinleri toplayıp salamura ve zagoda yaptığı halen gözlerimin önündedir. Fazlasının Akçaabat pazarlarında yeşil zeytin, zagoda zeytin satıldığını bilirim.

Akçaabat Orta Mahalle'de sevgili halalarımın oldukları mesken ve arazilerinin içerisinde zeytin ağaçlarının olduğunu, şimdiymiş gibi hatırlıyorum.

AA.' sının haberiden bir kesit: "Kendisine gülenlere inat ERZURUM'un OLTU ilçesinde AYVALI KÖYÜ'ne, Manisa'dan getirdiği 3 zeytin fidanlanı ile yola çıkan HAMİT POLAT, ağaç başına 100- 150 zeytin alarak ve çevre köylere satış yaparak köylülere yeni gelir kapısı oluşturmanın mutluluğunu yaşarken, burada yetişmez dendiği yerde bir nevi mucize imza atmış. Bugün Tarım Orman İl Müdürlüğü desteğiyle üretim daha da yaygın hale getirilmiş."

" Samsun, Kastamonu'da özellikle ARTVİN, YUSUFELİ'nde zeytin yetiştiriciliği yapılmaktadır. Mikro iklim şartlarına uygun bu alanlarda zeytini görebilmekteyiz. Özellikle Yusufeli zeytini ayrı bir değere sahiptir."

Öyleyse bu kadar kıymetli bir ürün yüzyıllardır TRABZON 'da yetiştirildiği göre bugün neden geri dönüş yapılmasın. TRABZON'da ZEYTİN; Tarım il ve İlçe müdürlükleri, Ziraat odaları, Belediyeler eliyle halkı bilinçlendirip, müsait, boş bırakılan, ihmal edilen arazilerde yeniden neden yetiştirilmesi mümkün olmasın.

Trabzon Zeytini ile neden yeniden özdeşleştirilmesin ? Niçin Trabzon kendi ve çevre illerin zeytin ihtiyacını karşılamasın ? Halka niye yeni bir kapısı açılmasın ?

Ölümsüzlük ağacıyla şehir halkını, gençlerinizi, sosyal dokuyu ve şehir ekonomisini yeniden buluşturmak temennisiyle...

Trabzon zeytinciliğinin kıymet ve önemini bilen bir vatandaş olarak yazıyı kaleme almamı rica eden arkadaşımın Biyoloji öğretmeni arkadaşım ARZU KONAK'a, Trabzon zeytinciliği konusunda değerli çalışmaları olan ve gündeme taşıyan ZEHRA TOPAL hanımefendiye hassasiyetleri için teşekkür ederim. Belki sesimizi duyan birileri çıkar temennisiyle...

Sevgi, saygı, muhabbetle, sağlıcakla kalın...

Yorum Yap
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri