Türkiye'de geride kalan 24 saatte 278 bin 108 Kovid-19 testi yapıldı, 37 bin 674 kişinin testi pozitif çıktı, 339 kişi hayatını kaybetti. Koronavirüs ile mücadelede yurt genelinde uygulanan 17 günlük 'tam kapanma' uygulaması başlarken, tam kapanma öncesi büyükşehirlerden adeta Kovid-19 göçü yaşandığına dikkat çeken uzmanlar. Bayramda ev ziyaretleri yapılması durumunda büyükşehirlerdeki virüsün yükünün Anadolu’ya yayılacağı uyarısında bulundu.
17 günlük kapanma öncesi büyükşehirlerden köy ve yazlıklarına gidenler adeta Kovid-19 göçüne neden oldular. Bilim insanları ise, özellikle bayram günlerinde köy ve kırsal kesimlerde ev ziyaretlerinin yapılması durumunda virüs yayılımını katlanacağına ve büyükşehirlerdeki virüsün yükünün Anadolu’ya yayılacağına dikkat çekiyor.
“Geçen yıl ki filmin aynısını görüyoruz” diyen Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, “İnsanlar büyükşehirlerden köy, ören ve yazlık yerlere akın ettiler. Sokağa çıkma kısıtlaması olsa da, özellikle köylerde ev ziyaretleri yapacaklar.
Her köyü, her evi denetlemek mümkün olamayacağı için Anadolu’nun farklı yerlerinde vaka sayılarının artışını göreceğiz” yorumunda bulundu. İngiliz varyantının yayılım hızının riskine de dikkat çeken Prof. Dr. Balık, “Geçen bayramda 1 kişinin 50 kişiyi enfekte ettiğine dair çokça örnekler görmüştük. Köylerde ev ziyaretlerinin olması, İngiliz varyantının dalga dalga yayılması anlamına gelir” dedi.
ANADOLU'YA YAYACAKLAR
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal da, İstanbul’daki virüs yükünün Anadolu’ya yayılımasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, “Köyüne, kasabasına, yazlığına gidenler mutlaka izole yaşamalı.
Akrabasını, ülkesini seven bayramda ev ziyareti yapmaz. Bodrum başta olmak üzere, tatil yerleri ile köylerde büyük risk söz konusu. İstanbul’da Güney Afrika ve Hindistan varyantının tespit edildiği açıklandı. Bu kadar az genomik dizilim tespit edildiği bir ülkede, Güney Afrika ve Hindistan varyantı yakalıyorsanız, gerçekte kaç kat mutant virüs olduğunu sizler düşününün.
İstanbul’da İngiliz, Hindistan ve Güney Afrika varyantları tespit edilmesi, megakentin adeta varyantların buluşma noktası olduğunu gösteriyor. Durum çok ciddi. Varyant virüsler aşıların etkisini azaltıyor ve İstanbul başta olmak üzere, büyükşehirlerden Anadolu’ya gidenler varyant virüsleri taşımış oldular. Kapanma öncesi Kovid-19 göçü yaşanması hiç iyi olmadı” ifadelerini kullandı.
'SEYAHATLER ENGELLENMELİYDİ'
İstanbul Tıp Fakültesii İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Osman Erk ise kısıtlama kararını açıklandığı günden itibaren seyahatlerin kısıtlanması gerektiğine işaret ederek, “İstanbul başta olmak üzere köyüne, yazlığına gitmesi gerekenlerin hepsi adeta kaçıp gitmiş oldu.
Maalesef İstanbul’daki virüs yükü yurt sattı mahaline yayılacaktır. Hindistan mutantı 5 kişi olarak açıklandı ancak sayı çok daha fazladır. İngiltere, Brezilya ve Güney Sfrika’dan sonra Hindistan mutantı da ülke geneline yayılma riski var” dedi.
Aşı tedarikinde sıkıntılar olduğunu belirten Prof. Dr. Erk, “İstanbul ve çevresi risk merkeziydi. Şimdi bu risk merkezi Anadolu’ya kayacak. Virüs dalga dalga yayılabilir. Başından itibaren çok fazla vaka görülen yerlerin, diğer kentlerle irtibatı kesilmeliydi” uyarısında bulundu.
BORDUM KİLİTLENDİ
Koronavirüs salgınına karşı 17 gün sürecek olan “tam kapanma” nedeniyle dün yaşanan hareketlilik yollarda yoğunluğa neden oldu. İstanbul ve diğer büyükşehirlerden Muğla’nın Bodrum ilçesine adeta akın yaşandı. İlçenin giriş çıkışında araçlar yoğunluk oluştururken, Bodrumlular, trafik sorunu ve kalabalığı nedeniyle Bodrum’u küçük İstanbul’a benzetti.
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, belediyede düzenlediği basın toplantısında “En büyük korkumuz gelenlerin bize bulaşı taşıması ve artırması. Bodrum’daki sağlık hizmetimiz sadece kendi nüfusumuza göre dizayn edilmiştir. 30 civarında yoğun bakım yatağımız, 300 civarında da hastane yatağımız var.
Eğer bu sayı artarsa, bulaş çoğalırsa buradaki sağlık sistemi yetmeyecektir” dedi. İlçeye son 3 günde, günde 8 bin aracın giriş yaptığını ancak giriş yapan araçlarla birlikte ilçeden çıkış yapan araçların da olduğunu belirten Aras, “Bunlardan belki yüzde 60’ı tedarikçidir çünkü Bodrum’da zaten ciddi bir hareketlilik ve trafik var.
Bu yoğunluk son birkaç günlük yoğunluk değil. Yaklaşık 1 yıldır biz bu yoğunlukla yaşıyoruz. Özellikle ikinci konutu, yazlık evi olan vatandaşlarımız ülkemizin her yerinden Bodrum’a gelerek yaşamaya başladı. Bu bir turizm yoğunluğu değil” diye konuştu.
SU SORUNU
Nüfus yoğunluğu nedeniyle yaşanabilecek olası su sorunu konusuna da değinen Aras, “Su ile ilgili sadece sıkıntı hacminin yetmemesi değil borulardaki patlaklarla ilgili ciddi bir sıkıntı var. Suyu idareli kullanmazsak, tasarruflu kullanmazsak ve patlaklarla heba edersek zaten yetmeyecek.
Herkesin bu konuda dikkat etmesi lazım” ifadelerini kullandı. Trafik konusunda açıklamalarda bulunan Aras, “Trafik analizleri yapıyoruz, düzenlemeler yapılacak ama buna rağmen Bodrum bu kalabalığı kaldırmaz” dedi.
Muğla’nın Bodrum ilçesi yanı sıra Datça, Marmaris, Fethiye ve Ortaca gibi turizm ilçelerine de akın yaşandı. Polis ekipleri, Muğla- Aydın karayolunda kontrol noktasında araçları durdurup sürücülerin evraklarını kontrol etti. Bu sırada karayolunda yaklaşık 2 kilometrelik kuyruk oluştu.
'TEK DOZDA ANTİKOR SIKINTI ÇIKARABİLİR'
Sağlık Bakanlığı’nın ikinci doz BioNTech aşısı olmayı bekleyenlerin randevularını yeniden düzenlemesini değerlendiren uzmanlar, Biontech’in tek dozunun yüzde 60 oranında koruyuculuk sağladığını belirterek, tek dozda yeterli antikor üretemeyen kişilerin, ikinci dozun ertelenmesiyle sıkıntı yaşayabileceğini söylüyor.
Kovid-19 aşılarının mutlaka iki doz halinde uygulanması gerektiğinin altını çizen Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, “Etkili bağışıklık için tek doz aşı uygun değil. Ancak tedarik sıkıntısını aşmak için sadece mRNA tekniği ile üretilen aşının doz aralığı 28 yerine 6-12 hafta arası olabilir.
Biontech aşısı mevcut aşılar arasında en güçlü bağışıklık uyarıcısı gibi duruyor. MRNA tekniği ile üretilen bu aşı 10 gün sonrasından itibaren yüzde 60 koruyuculuk sağladığı gibi ağır hastalık ve ölüm tablosunu engelliyor.
Bu parametreleri göz önüne alan İngiltere ikinci doz uygulamayı 28 gün yerine 3 ay sonraya, İspanya ve Fransa ise 45 gün sonra yapılmasına karar verdi. Eğer aşı tedarik etmede sorun olacaksa ikinci doz aşı için 6 ile 12 haftalık bekleme süresi bizde de uygulanabilir. Öteleme inaktif yani Çin menşeili aşılarda söz konusu olamaz” diye konuştu.
RİSKLİ OLABİLİR
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Viroloji ve Temel İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ali Ağaçfidan ise mRNA aşısı için ikinci doz aralığının uzatılmasına temkinli yaklaşıyor: “Bu durum bir takım riskleri ortaya çıkartabilir.
Şahsi fikrim ve kanaatim, iki doz arasını çok açmamak gerektiği yönünde. 10 gün veya 2 haftalık sarkma olabilir ancak iki aşı arasında 2-3 aylık zaman aralığı olması uzun bir süre. Kaldı ki, aşıyı üreten bilim insanları 28 gün aralığında 2 doz yapılmasını öneriyor. Aşıyı ortaya çıkartan bilim insanlarının görüşüne sadık kalmamız gerektiğine inanıyorum.
İlk doz aşı olan kişilerde 1 ya da 1.5 ay sonrası kendilerinde oluşan antikor yanıtının ne olduğuna bakmak oldukça önemli diye düşünüyorum. Eğer antikor yanıtı ilk doz aşı olmuş kişilerde güçlü bir şekilde oluşmuş ise bu süre 2 ay hatta 3 aya kadar bile gereksinim durumunda uzatılabilir.
Ancak aşı sonrası herkesin antikor yanıtı farklı olacaktır. Antikor yanıtı düşük olanlarda aşı uygulama talimatnamesine sadık kalınmasında yarar vardır. Aşılarla ilgili iddiaların bilimsel dayanağı olmadığı gibi, aşı karşıtlığı pandemiyle mücadeleye zarar veriyor.”
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr.Duran Tok da Biontech aşsının ilk dozdan sonra yüzde 60 koruma sağladığını ancak 28 günlük sürenin uzatılmasını risk yaratabileceğine dikkat çekerek; “Fakat arayı açtıkça, yüzde 40 hastalık ihtimaline yakalanma riski olan insan sayısı da artacaktır.
İki doz arasındaki sürenin fazla açılmadan 1 hafta, 10 günlük süreyi geçirmeden yapılmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Şayet birinci doz aşı yüzde 90 koruyuculuk sağlamış olsa, ikinci dozun aralığı 3 aylık süreye çekilebilirdi. Yüzde 60 seviyesindeki koruyuculukta bunu yapmak risk almak olur.
Şayet aşı gelmeyecekse, kesinlikle aşı sıkıntısı yaşanacaksa 6 haftalık süreyi geçirmeden ikinci doz yapılabilir. Ancak iki doz arasındaki süreyi 6 haftadan fazla geçirmemek gerekir” diye konuştu.