Fenerbahçe'ye yapılan saldırıda otobüsün şoförü olan Ufuk Kıran, yaşananları Telegol'e anlattı.
''Olayı yaşayan benim yani orada bana bir müdahale olsaydı biz o zaman devirirdik o arabayı... Çünkü 115 km süratle gidiyorsunuz, ıslak zemin otobüstesiniz, çocukluğumdan beri ben bu araba üstündeyim yani nerede nasıl kayacak frenine basarken dahi bir her şeyiyle hesap ederiz bunu. Yani nerede nasıl gireceğimiz, hangi viraja kaçla gireceğimiz biz bunları öğrenmişiz yani büyüklerimizden olsun hep yaşaya yaşaya yani her kilometresinden tecrübe edinmişiz yani onun için bana orada bir müdahale olsaydı diyor şimdi güvenlik şefi biz durdurduk arabayı işte şoför gaza yüklendi biz işte retardar frenini hepsini ben çürütürüm o olayların. O ikisi dediği(Fren ve reterdar freni) kolay bir anda çalışmaz zaten. Yani gaz pedalına 1 milim bassanız o reterdar frenini devreye sokamazsınız.''
''Boğulacak gibi oldum''
''Kulüp doktoru bize ilk müdahaleyi yaptı burnumdan tutu zaten arabadan inerken onun eli burnumda. Ben o sıra boğulacak gibi oldum ben nefes alamadım o anda elini hatta ittim ondan sonra affedersiniz her taraftan ağızdan burundan kan çıktı rahatladım orada ama kapatıyorum burnumu ağzımdan akıyor. Burnumun arkasında bir atar damar var o patlamış bizim saçmanın bir tanesi ona girmiş.''
Peki gözündeki bu kırmızılık geçecek değil mi?
''Geçecek, geçecek. Geçiyor yani her gün iyiye gidiyor inşallah. Hastanede Sürmene Devlet Hastanesi'nde damar yollarını açtılar aşağı yukarı 10 taneye yakın serum bağladılar öyle bir anda. O ana kadar aklımız başımızdaydı bizim ondan sonra zaten ilaç verdiler uyuttular bizi yani. Bünyemiz sağlam çıktı yani. Biz öyle bir iki dakika daha gitsek belki de kan kaybından ölebilirdik yani. Ben bir şey bekliyordum açıkçası ama içimde bir sıkıntı vardı yani bir an evvel bırakayım da döneyim hesabı yaptım her zaman. Hiç böyle Fenerbahçe'yi taşıyorum da öyle bir şey kalmadı. Çok eskiden bir kere daha taşımıştım Fenerbahçe'yi.''
Peki süratli gidin diye onlar mı söylediler?
''Eskorta uymak zorundasın orada hatta Çamburnu virajına geldik orada 125'le gidiyoruz ama daha süratli araba çünkü göstergeler sonda. Eskorta işaret ettim beni bırak dedim Allah aşkına öldüreceğiz yani katledeceğiz milleti ya. Bu otobüs devrilmeye yer arar ıslak bir yolda boş araba öyle o Çamburnu virajına ben yine bildiğim gibi girdim ağabey. Kuru havada dahi, ıslak havada da, karlı havada da 5. vitesle girerim oraya. Ondan sonra 110'a indim. O 125'ten kurtardım dedim. Böyle gidelim ağabey ya Trabzon'a kadar 2 dakika fark eder bilemedin 3 dakika fark eder. Ben Araklı'dan korktum. Ben Araklı'da dedim bize bir şey yaparlar. Araklı'nın milleti biraz daha holigandır.''
Kıyafetlerini değiştirmek zor geldi
Bu arada şoför Ufuk Kıran aracı aslında kendisinin kullanmayacağını Turgay Sak adında başka bir şoförün kullanacağını son anda kendisinin koltuğa oturduğunu da sözlerine ekledi. Turgay Sak'ın Ufuk Kıran'ı, ''Şimdi eve gidip kıyafetlerimi mi değiştireyim? Sen kullan işte'' bahanesiyle şoför koltuğuna oturttuğu bildirildi.