Yargıtay, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda, memur olan eşe yoksulluk nafakası bağlanmasına gerek olmadığı vurgulandı. Kararda şöyle denildi:
“Toplanan delillerden davalı-karşı davacı kadının öğretmen olduğu, sürekli ve yeterli gelirinin bulunduğu, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları oluşmamıştır. Yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 2010 doğumlu ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir."
NAFAKADA FORMÜL ARAYIŞI! BİR AŞAMADA DEVLET ÜSTLENECEK
Öte yandan nafaka düzenlemesinde sona yaklaşıldı. Boşanan kadına evlilik süresi kadar nafaka ve sonra devlet desteği modeli gündemde. Ayrıca 'aile arabuluculuğu' sistemi de gelebilir.
Adalet Bakanlığı, uzun süredir çalışmaları devam eden "nafaka" düzenlemesini, 2022 yılı içinde Meclis gündemine getirmeye hazırlanıyor. Yapılan alternatifli çalışmaya göre, aile mahkemeleri boşanmış erkeğin, eski eşine evlilik süresi ya da evlilik süresinin yarısı kadar bir müddet nafaka ödemesine karar verebilecek.
Kadının nafakanın sona erdiği tarih itibarıyla gelirden yoksun olması durumunda ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı üzerinden nafaka ödemesini devlet üstlenecek.
‘MUHATAPLIK YAŞANMASIN’
Bakanlık ve AK Parti kaynakları pek çok kadının boşanma sonrası "nafaka" ile geçinmek durumunda kaldığını belirterek, "Erkekler nafakadan şikâyet edebiliyor. Ancak bizim kadının nafakasız kalmayacağı bir sistemi kurgulamamız gerekiyor. Örneğin kadın 45 yaşında, boşanmış. İşi yok, eğitimi yok. Bir anlamda eşine güvenmiş. Boşanınca bir anda ortada kalıyor. Bunun önüne geçmemiz şart. Diğer taraftan erkeğin de ilanihaye nafaka ödemesi yerine önünü görebilmesini sağlayacak bir sınırın çizilmesi gerekiyor" değerlendirmesini yapıyor.
Bakanlığın alternatifli çalışmasına göre, aile mahkemelerinin boşanmış erkeğin, eski eşine evlilik süresi ya da evlilik süresinin yarısı kadar bir müddet nafaka ödemesine karar vermesi; kadının nafakanın sona erdiği tarih itibarıyla gelirden yoksun olması durumunda ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı üzerinden nafaka ödemesini devletin üstlenmesi planlanıyor. Kaynaklar, henüz çalışmaları süren bu modelle ilgili, "Böyle bir düzenlemenin bütçeye yükü üzerinde çalışıyoruz. Konunun gecikmesinin sebebi de bu. Temel prensibimiz, kadının mağdur olmaması. Nafaka konusu, kadına yönelik şiddetin de en önemli sebeplerinden birisi. Kadın, boşandığı eşiyle bu yönde bir muhataplık yaşamasın ama nafakasını da almaya devam etsin istiyoruz" ifadelerini kullanıyor.
ÖNCE BOŞANMA, VELAYET, NAFAKA SONRA TAZMİNAT
Bakanlık aile mahkemelerinin boşanma davalarında tarafların boşanmasına, çocuk varsa velayetinin kimde olacağına ve ne kadar nafaka ödeneceğine öncelikli olarak karar vermesi; davanın çekişmeli kısımlarının ise sonraya bırakılmasını sağlayacak bir düzenlemeyi daha gündemine aldı. Bu çerçevede şiddet içermeyen dava dosyalarında “aile arabuluculuğu” sisteminin devreye sokulması da planlanıyor.