TGRT Haber’de “Neler Oluyur” programına konuk olan Bakan Yıldız, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Yıldız, Kobani provokasyonlarını ve yakıp yıkılan sokak olaylarını değerlendirirken, "Kobani’deki Kürt kardeşlerimizin, Kürt halkının haklarının savunulması ile orada PKK’nın haklarının savunulması ayrı şeylerdir. Biz bir gecede, 200 bin kardeşimizi sınırlarımıza kabul ettik. Niçin aldık? Oradaki halkın hukukunu korumak için bünyemize kattık. Bu işte yalnızca eli kolu değil; bünyesi, vücudu, bütün bedeni taşın altında olan biziz... Bir kısım tuzu kurular konuşuyor; biz onlar gibi olamayız. O yüzden bize herhangi bir tercihte, bu ikisinden birini tercihte bulunmamız söylenemez; bu beklenmemeli... Halkımızın kesinlikle şiddet eylemleriyle, hiçbir ilgi ve alakası yok. Biz bir kısım zorlamaların olduğu, hatta cebren sokağa çıkarmayla ilgili istihbarat alıyoruz. ’Siz de sokağa çıkacaksınız’ diye masum vatandaşlarımızı karışıklıklara sokanlar oldu. Bu karmaşadan nemalananlar kimler bir dönüp bakmak lazım! Çok açık... Biz vatandaşımızın sükûnet içerisinde, refah seviyesinin artırılması, ileriye götürülmesiyle alakalı gayret ve çaba sarf ediyoruz. ’Yeni Türkiye’ derken; eski Türkiye tablolarının getirilmesine müsaade etmeyeceğiz" uyarısında bulundu.
"ÇÖZÜM’DE DERENİN KARŞI KIYISINDAYIZ"
Yıldız, ’Çözüm Süreci’nin hangi aşamada’ olduğunu, Kobani olayları ile barış sürecinin sekteye uğrayıp uğramayacağını cevaplayarak, "Derenin karşı kıyısına daha yakın olduğumuz bu yerden, geri dönüş olamaz. Türkiye’nin yeterki ilerlememesi, gelişmemesi, büyümemesi adına çalışanlar olsa da; verilen sıkıntıların, çekilen zorlukların boyutu hiç önemli değil. Bu bir iktidar partisinin ’iktidar yarışı’ değil. Rekabetin olduğu bir hedef de değil. Bu daha öte, siyasetin üzerinde bir mevzu" dedi.
"17 ARALIK BAŞARILI OLSAYDI, BAKÜ DE DÜŞMÜŞTÜ"
Yasadışı olarak en fazla dinlenen bakan olan Yıldız, ’telekulak skandalı’ üzerine de konuştu ve "Eğer Ankara’daki, Türkiye’deki 17 Aralık başarılı olsaydı; Bakü’deki 17 Aralık, hükümsüz kalmıştı. Bu zincirin halkası tamamlanmadığı için Bakü de hükümsüz kaldı. Devlet başkanlarıyla, hükümet başkanlarıyla, mesela sayın Putin’le başbaşa görüştük. Bunun izlenmesini, bunun dinlenmesini hangi yetki ile, neye dayanarak ve kim adına yaparsınız? Edinilen istihbarat çok yakınlara servis edilen bir şey olmasa gerek; bayağı uzakların hizmetine sunuldu" diye sordu.
"DOĞALGAZDA İNDİRİM KONUSUNA BAKACAĞIZ"
Enerji Bakanı, doğalgaz zammının geri alınması ile ilgili ise "Avrupa Birliği’ndeki 28 üye ülke arasında, sanayiciler ve mesken sahipleri bakımından doğalgazı en ucuz kullanan ülke Türkiye’dir. Elektriği ise sanayi ve meskenlerde; birinde dördüncü sırada, diğerinde de ilk üçte, en ucuz kullanan ülke yine Türkiye’dir. Ben şunu da diyebilirim; ’Kusura bakmayın biz zaten ucuz satıyoruz; durum budur’ da diyebilirim. Ancak yapılacak indirimler, zararlarımızı ne kadar kaldıracak buna bakmam lazım. Onun hesabını hep beraber yapacağız. Ama vatandaşlarımız ve sanayicimiz müsterih olsun ki; varsa bir avantaj, bunu mutlaka onların lehlerine kullanacağız" müjdesi verdi.
"GÜNLÜK BİN VARİLLİK PETROL ÇIKARIYORUZ"
Bakan Yıldız, son olarak yeni enerji çalışmalarından da şöyle bahsetti: "Siyasi sınırlarımız sabit kalmak kaydıyla, enerji sınırlarımızı, ekonomik hudutlarımızı, 60 milyar Dolar’lık hacim için genişletiyoruz. Hazar’da 486 kilometrekarelik bir alanda 50 yıllığına hisse aldık. Yeni rezerv miktarlarını inşaallah ulaşıyoruz. Yeni petrol bulduk; her gün 300, 500 ve 1000 varillik çıkarıyoruz. Elbette bu Türkiye’nin ihtiyacının tamamını karşılamıyor. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ndeki liman inşaatı ve nükleer köy kurulması ile alakalı 1 milyar Dolar’lık temelleri de mart ayında atıyoruz" diye konuştu.