80 yaşındaki usta oyuncu, Kenter Tiyatrosu'nda sahnelenen oyun sonrası düzenlenen törende, Zeki Alasya'nın elinden aldığı ödülün mutluluğunu ne yazık ki, doyasıya yaşayamadı.
Tören sırasında oldukça üzün gözüken Kenter ödülünü aldıktan sonra diplomat olan kızı Leyla'nın kanser olduğunu açıkladı. Bu açıklamayı yaparken gözleri dolan usta tiyatrocu, "Dört saatlik bir uykuyla buraya geldim. Ailemde kafamı meşgul eden bir hastalık durumu var. Evet, kızım kanser. Atlatacak ama. Buna inanıyorum, kızım bu hastalığı yenecek" dedi.
Kızım bu hastalığı yenecek
Yıldız Kenter, 16 değişik kadını canlandırdığı "Ben Anadolu"daki performansıyla Suadiye Rotary Kulübü tarafından "Meslek Ödülü"ne layık görüldü. Kenter Tiyatrosu'nda sahnelenen oyun sonrası düzenlenen törende Zeki Alasya'nın elinden ödülü alan sanatçı, kızının kanser olduğunu ama bu hastalığı yeneceğini söyledi.
Ben Anadolu'da tek başınıza oynuyorsunuz ve inanılmaz bir enerjiniz var sahnede, bunu neye borçlusunuz?
- Ben özellikle sahne sanatlarının mistisizmine inanıyorum. Yani sahneye çıktığınız anda o sizi iyileştiriyor. Koşmak istiyorsanız koşuyorsunuz, ne yapmak istiyorsanız onu yapıyorsunuz. Ben bu gücün nereden geldiğini bilmiyorum, aşk diyorum!
Yıldız Kenter şu aralar hayatında en çok neyi özlüyor?
- Şu anda en çok kızımın sağlığını özlüyorum... Türkiye için huzur özlüyorum. Türkiye'de bir kopma, bir kırılma, bölünme noktasına gelindiğini esefle hissediyorum ve yaşıyorum. Türk kadınının özgürce, bilinciyle, onun bunun himayesine sığınmadan, aklını kullanarak karar vermesini istiyorum. Bunu görmüyor ve üzülüyorum.
Oyunda yansıttığınız kadınların hepsi güçlü kadınlar, günümüz kadınları daha mı güçsüz?
- Eskiden kadının gücü, o gücü elde etmek için komplolar kurmasını gerektirirdi. Tıpkı Nasrettin Hoca'nın karısının dediği gibi "Akıllı uslu bir kadın gider kocasının izinden, güder onu hiç sezdirmeden"... Bunda gerçek bir pay var ama neden gütsün kocasını? Kimse kimsenin önünde ya da arkasında olmamalı. Hele de karı-koca ilişkilerinde... Kadınların, garip bir şekilde "Hayır bu yetmiyor, kara çarşaf lazım" demeleri benim tuhafıma gidiyor, anlam veremiyorum. Bütün bu örtülü kadınlara bakıyorum, kaşı, gözü benim sahne makyajım gibi neredeyse. Bir şeyini göstermek istiyor bu kadın. Kafasındakini, gözlerini büyüterek aktarmak istiyor herhalde.
Ödülünüzü alırken 'Çizdiğim yolda gidemiyorum' dediniz...
- Ben çizdiğim yolda gidemiyorum. Şimdi tiyatromu emanet etmek istiyorum, satılsın istemiyorum. Ama tiyatroma kimse sahip çıkmıyor. Zaten Türkiye kendi tiyatrolarına sahip çıkmıyor. "Onu yıkacağız, konservatuvarı kapatacağız, baleye ne gerek var" gibi tatsız şeyler yaşanıyor.
Çok özel olmazsa kızınızın rahatsızlığını öğrenebilir miyim?
- Kanser (gözleri doluyor), atlatacak ama, inanıyorum, kızım bu hastalığı yenecek.
Beyaz Melek'te keyifle çalıştım
- Mahsun Kırmızıgül'ün 'Beyaz Melek' filminde rol aldınız...
Beyaz Melek'te büyük bir keyifle çalıştım. Zaman zaman koşullar kötü oldu ama onu hep iyi yapmaya çalıştılar. Çok şey öğrendiğim bir çalışma oldu. Filmin zamanlaması ve niyetler iyiydi. Ama biraz daha gayretle zehir bir film olabilirdi.