AYM eski üyesi Sacit Adalı Mesut Yılmaz'ın Yüca Divan'da yargılandığı rüşvet davasında İsviçre'den gelen belge delil olarak kabul edilseydi ceza alabileceğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi eski üyesi, Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sacit Adalı, ''İsviçre'deki banka, 'Eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın bankada 14 milyon doları var' iddiasına cevap verseydi, Yüce Divan'da hakkında verilen karar daha farklı olabilirdi'' dedi.
Adalı, Yüce Divan'ın, ''Rüşvet aldığı iddia edilen eski Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı Hasan Erdoğan ile rüşvet vermekle suçlanan İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş'ın da aralarında bulunduğu 15 sanık hakkında, soruşturma evresinde elde edilen delillerden bir kısmının hukuka uygun olmaması'' nedeniyle verdiği beraat kararını'' AA muhabirine değerlendirdi.
''Bu bir takdir meselesidir'' diyen Adalı, Anayasa Mahkemesi üyelerinin görüşlerine saygı duyduğunu söyledi.
Adalı, kanun dışı delillerin, davanın seyrini değiştirebilecek durumda ise kabul edilebileceğini belirtti.
''Rüşvet alınıp verilirken kameralar çalışmamış. Tam çekemeyince ortada bir şey yok, sadece polislerin 'gördük' dediği olaylar var'' diyen Adalı, Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğunun bunu kabul etmediğini kaydetti. Adalı, bu üyelerin, ''takip etmenin hakim kararıyla olması gerekirken, adalet müfettişinin emriyle yapıldığını'' söylediklerini, karara muhalif olan üyelerin ise ''müfettişlerin resmi makam oluşları ve güvenlik güçlerinin onların emriyle takip etmesini makul karşıladıklarını belirterek, bunu delil saydıklarını'' bildirdi.
-Mesut Yılmaz hakkındaki iddia-
Adalı, ''Size göre yasa dışı elde edilen deliller kabul edilebilir mi?'' sorusuna, Mesut Yılmaz'ın 2006'da Yüce Divan'da yargılandığı davayla ilgili görüşünü açıklayarak, şu yanıtı verdi:
''Anayasa Mahkemesi, Yılmaz'ın Yüce Divan'da yargılanmasında böyle bir durumu kaale almıştı. Yasa dışı elde edilen delillerin araştırılmasını kabul etmişti. Mahkemeye yurt dışından, imzası olmayan, sahte isimle bir mektup gelmişti. Mektupta, 'Mesut Yılmaz'ın İsviçre'nin şu bankasındaki şu numaralı hesabında 14 milyon doları var' deniliyordu.
Mahkeme bunu çok tartıştı. 'İmzasız mektup asla kabul edilemez' denildi ama ortada 14 milyon dolar gibi yüksek bir rakam vardı. Ya doğruysa? Hiç değilse 'soralım' denildi ve İsviçre'deki bankaya soruldu. Banka 'ticari sırdır, mudilerimizin hesabının sırrını veremeyiz' dedi. Mahkeme ısrar etti, ikinci kez devlet adına istedi, gene vermediler. Mahkeme Mesut Yılmaz hakkında, Devlet eski Bakanı Güneş Taner'le birlikte Türkbank ihalesine fesat karıştırdıkları iddiasıyla yargılandıkları davada, davanın kesin hükme bağlanmasını Şartla Salıverilme Yasası uyarınca erteledi.''
-''Daha farklı karar çıkabilecekti''-
Adalı, ''O belge delil olsaydı belki ceza alabilirdi'' sözlerine ''Evet'' yanıtını verdi. Adalı, ''Eğer hakikaten İsviçre'den 'evet doğru bu kadar para var' cevabı gelseydi, herhalde mahkeme imzasız ve isimsiz diye onu reddetmeyecek ve kaale alacaktı, Mesut Yılmaz hakkında daha farklı bir karar çıkabilecekti'' dedi.
Bu durumda yasa dışı elde edilen delillerin kabul edilebileceğini belirten Adalı, ''Prensipte kabul edilmemesi lazım ama önemli bir bulguya ulaştıracaksa, davanın seyrine tesir edecek bir belge, şahitlik gibi bir şey ortaya koyacaksa, diğer başka deliller de onu destekliyorsa kabul edilebilir'' diye konuştu.