Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, siyasi partilerin seçimlerin her aşamasında olduğunu belirterek, "Seçimi kendileri yaptıkları halde seçim sonuçlarının nasıl şaibeli ve hileli olduğu yolunda hiçbir somut bilgi ve belge getirmeden akıllarda soru işareti bırakmaya yönelik açıklamalar doğru değildir. YSK'da görev yapan siyasi parti temsilcilerinin de çok iyi bildikleri gibi YSK hiçbir yetkisini idareye devretmemiştir" dedi.
Güven, yaptığı açıklamada, son zamanlarda yazılı ve görsel basında seçimlerin dürüstlüğüne ve şeffaflığına gölge düşürmeye, hile ve usulsüzlükler yapıldığına dair mesnetsiz algı oluşturmaya yönelik haberler çıktığını ve bu yayınlar etrafında benzer haberler oluşturulduğunu söyledi.
YSK'nın bugüne kadar konumu gereği siyasi tartışmaların tarafı olmadığını, bugünden sonra da olmayacağını belirten Güven, Kurulun 1950 yılından bugüne ülkenin en güvenilir kuruluşları arasında yer aldığını ifade etti.
Güven, "Mevzuata ilişkin tenkitler olmakla birlikte, YSK'nın seçimleri profesyonelce yönettiği ve kütüklerinin güvenilir olduğu Cumhurbaşkanı seçimini izleyen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Heyeti raporunda da belirtilmiştir. Vatandaşlarımız kesinlikle emin olmalıdır ki, seçimler güvenli ve şeffaf bir şekilde yapılmaktadır. Seçimler biz güvenli dedik diye değil, AGİT raporunda güvenli denildi diye değil gerçekten şeffaf ve denetlenebilir olduğu için güvenlidir" diye konuştu.
YSK'nın Anayasa'nın 79. maddesi gereği, seçimin düzen içinde gerçekleşmesi için yönetimi ve dürüstlüğü ile bütün işleri yaptığını, yaptırdığını ve bütün yolsuzluklarla ilgili şikayetleri, itirazları inceleyerek karara bağladığını anlatan Güven, Kurulun bu yetkisini siyasi partilerle birlikte ve onların bilgisi dahilinde kullandığını vurguladı.
Sadi Güven, "YSK'da sadece 11 yüksek mahkeme üyesi yoktur. Ülke seçmeninin yüzde 95'inden fazlasını temsil eden Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Saadet Partisi ve Halkların Demokratik Partisi, YSK'da kanun gereği temsilci bulundurmaktadır. Siyasi parti temsilcileri YSK'da üyelerin katıldığı tüm komisyonlara katıldığı gibi Kurulun karar toplantılarına da oy hakları olmaksızın katılmaktadırlar" ifadelerini kullandı.
"Aynı imkanlara sahipler"
Kuruldaki siyasi parti temsilcilerinin, YSK üyelerinin kararlardaki oy hakkı hariç üyelerle aynı imkanlara sahip olduğunu belirten Güven, siyasi parti temsilcilerinin üyelerin ulaştığı her bilgi ve belgeye ulaştıklarını, kanun gereği katılamadıkları HSYK seçimi dışındaki tüm seçimlere ilişkin hazırlık ve kararlarda bilgileri ve katkıları bulunduğunu bildirdi.
Seçimde 7 kişiden oluşan sandık kurullarının en az 5 üyesinin siyasi parti temsilcisi olduğunun altını çizen Güven, vatandaşlar oy kullanırken kimliğini kontrol eden, oy kullandıran, oy kullanma sona erdiğinde oyları tasnif eden, kimin kaç oy aldığını tutanağa bağlayan, sandıkta görev yapanların siyasi parti temsilcileri olduğunu söyledi.
Sandık kurulunun tuttuğu bu tutanağın sandık başına asıldığı gibi hazır olan siyasi parti müşahitlerine verildiğini aktaran Güven, şu bilgileri verdi:
"Tutanak, ilçe seçim kuruluna geldiğinde taranarak siyasi partilere YSK ile eş zamanlı gönderilmektedir. Taranan sandık sonuç tutanağının imzalı örneği YSK internet sitesinde isteyen herkesin erişimine açılmıştır. Bu seçimde sayım döküm cetvelinin de taranması hazırlıkları yapılmaktadır. Seçimlerin bu aşamasının sonuna kadar her işlem el ile yapılmakta olup, bilgisayar devrede değildir. Siyasi parti temsilcilerinin çoğunluğu oluşturduğu sandık sonuçları ilçe seçim kurulunda birleştirilerek sonuçlar belirlenir. İlçe birleştirme tutanakları da hem ilçe seçim kurullarında asılarak ilan edilmekte, hem de hazır olan siyasi parti temsilcilerine verilmektedir. İlçe seçim kurulunda sandık sonuçlarını birleştiren bir hakim ile o ilçede görevli en kıdemlilerden iki memur ve son milletvekili seçiminde o ilçede en çok oy almış dört parti temsilcisi bulunmaktadır. Sandık sonuçlarını birleştiren, sandık işlemlerine ilişkin itirazları karara bağlayan ilçe seçim kurulunun çoğunluğunu yine siyasi parti temsilcileri oluşturmaktadır."
İlçe birleştirmesinde hata veya milyonlarca görevlinin çalıştırıldığı seçimlerde, görevlilerden birinin yaptığı kasti bir davranış söz konusu olursa bunun, taranarak siyasi partilere de verilen sandık sonuç tutanaklarına göre itirazen düzeltildiğini belirten Güven, sandık sonuç tutanağı ve ilçe birleştirme tutanaklarının bu nedenle verildiğini kaydetti.
Bazı yerlerde yapılan bu tür hata veya yanlışlıkların seçim aşamasında düzeltildiğini ifade eden Sadi Güven, "Seçimi kendileri yaptıkları halde seçim sonuçlarının nasıl şaibeli ve hileli olduğu yolunda hiçbir somut bilgi ve belge getirmeden akıllarda soru işareti bırakmaya yönelik açıklamalar doğru değildir. YSK'da görev yapan siyasi parti temsilcilerinin de çok iyi bildikleri gibi YSK hiçbir yetkisini idareye devretmemiştir" dedi.
"Mükerrer seçmen yok"
Seçmen kütüklerinin son derece güvenli olduğunu, AGİT raporunda da bunun vurgulandığını aktaran Güven, şöyle konuştu:
"Seçmen kütükleri her seçim döneminde en az iki defa siyasi partilere veriliyor ve askıya çıkarılıyor. Adrese Dayalı Seçim Sistemi'nde adres beyan etmeyenlerin bulunmaması yasa gereği. İsmini göremeyenlerin ismini itiraz ederek yazdırması gerekir. 56 milyon seçmen içinde mükerrer seçmen yok. Her vatandaşın bir T.C. Kimlik Numarası olduğuna göre, sistemde aynı kişinin birden fazla yazılması teknik olarak mümkün değil. Ayrıca seçmen kütükleri Yüksek Seçim Kurulunca sürekli olarak bir dizi kontrole tabi tutuluyor. Varsa somut belge ile konuşulmalı. Aksi durum vatandaşın çeşitli aşamalarda güvenlik taramasına tabi tutulan sisteme şüphe ile bakmasına neden olacaktır."
Güven, ne kadar oy pusulası bastırıldığını, hangi şehre kaç oy pusulası gönderildiğini, siyasi partilerin YSK'daki temsilcilerince bilindiğini, ayrıca oy pusulalarının gönderildiği ilçe seçim kurullarında da çoğunluğu yine siyasi parti temsilcilerinin oluşturduğunu söyledi.
"Zincirin her halkasında siyasi partiler var"
Oy pusulası paketlerini seçim günü teslim alanların da yine siyasi parti temsilcileri olduğunu ve bu sayıyı tutanağa geçtiklerini ifade eden Sadi Güven, "Zincirin her halkasında siyasi partiler olup, her şey kontrollerinde ve bilgilerindeyken şüphe uyandırmak doğru değildir. SEÇSİS'e dışarıdan müdahalenin mümkün olmadığını son iki yıldır SEÇSİS ekipleriyle uyumlu çalışan siyasi partiler bilmektedirler. Buna karşın, tüm seçim sonuçlarını da almalarına rağmen nasıl müdahale edildiği açıklanmadan 'Müdahalenin önüne geçilmelidir' şeklindeki beyan doğru değildir" değerlendirmesinde bulundu.
YSK'nın, Kurulda temsilcisi bulunan siyasi parti temsilcileriyle zaman zaman toplantılar yaptığını ve tüm yöneticilerin varsa düşüncelerini gelerek belirttiklerini anlatan Güven, isteyen her yöneticiye randevu verildiğini belirtti.
MERNİS üzerinden alınan Adres Veri Tabanı'nın tüm ülkede kullanıldığını, YSK'nın da bunu bir dizi kontrolden geçtikten sonra yasalara uygun seçmen kütüğü haline getirdiğini, seçmen kütüğünün tüm partilere verildiğini ve itiraz edilebilmesi için askıya çıkarıldığını dile getiren Güven, şunları kaydetti:
"İlçe birleştirmelerinde nasıl bir yöntemle değişiklik yapıldığı somut bilgi olarak belirtilmeden şüphe uyandırmaya yönelik beyandan kaçınılmalıdır. Sandık sonuç tutanakları ile ilçe birleştirme tutanakları tüm siyasi partiler ve kamuoyu ile paylaşıldığı ve bugüne kadar bu konuda bir şikayet alınmadığı halde SEÇSİS'e dışarıdan müdahale olabilecekmiş gibi algı uyandırmaya yönelik somut veriye dayanmayan açıklamalardan kaçınılmalıdır. Yüksek Seçim Kurulu olumlu tenkitlere her zaman açık olmakla birlikte, bugünden yapılacak seçimlere yönelik vatandaşlarımızda şüphe uyandıracak beyanatlar Kuruma ve demokrasiye zarar verecektir."