Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ceyhun Numanoğlu, “Ailesinde meme kanseri, over kanseri ve kolorektal kanser (kalın bağırsak-anüs kanseri) geçmişi olan kadınlarda over kanseri görülme oranları daha fazladır” dedi.
Doç. Dr. Ceyhun Numanoğlu, yumurtalık kanseri hakkında bilgiler verdi. Doç. Dr. Ceyhun Numanoğlu, “Tıp dilinde over olarak adlandırılan yumurtalıklar, rahmin iki yanında bulunur. Üreme sisteminin bir parçası olan yumurtalıklar, her menstruasyon döneminde yumurta üreterek regl döngüsünün oluşmasını sağlar. Ayrıca östrojen ve progesteron hormonlarının salgılanmasından da yumurtalıklar sorumludur. Yumurtalıklardan kaynaklanan pek çok hastalık vardır, bu hastalıklardan biri de yumurtalık kanseridir” dedi.
“Anormal kilo alma ya da verme varsa dikkat”
Doç. Dr. Ceyhun Numanoğlu, yumurtalık kanserinin, ağrılıklı olarak tüplerden dökülen, ya da daha azında rahim, karın zarı ya da overlerden kaynaklanan hücrelerin kontrolsüz şekilde bölünüp çoğalması nedeniyle oluştuğunu belirterek, “Over kanseri olarak da adlandırılan bu kanser türü, jinekolojik kanserler içinde üçüncü sıklıkta görülmesine karşın en öldürücü olanıdır. Hastalık başlangıçta sinsi ilerlediği için tanı koymak zordur, öte yandan diğer kanserlerde olduğu gibi yumurtalık kanserinde de erken tanı iyileşme şansını artırır. Yumurtalık kanseri belirtileri arasında en çok öne çıkanlar; karnın alt kısmında ağrı, ağırlık hissi, vajinal kanama, anormal kilo alma ya da verme, gittikçe artan sırt ağrısı, bulantı, kusma ve iştahsızlık şeklinde sıralanabilir” diye konuştu.
“40 yaşın üstündeki kadınlarda görülme sıklığı artıyor”
Doç. Dr. Ceyhun Numanoğlu hastalık ile alakalı şunları söyledi:
“Yumurtalık kanseri tüm yaşlarda görünmesine karşın 40 ve özellikle 50 yaştan sonra daha sık olarak karşımıza çıkar. Yumurtalık kanserinin ortalama görülme yaşı 63’tür. İleri yaş dışında ilk adetini erken yaşta gören ya da menopoza geç giren kadınlar için de artmış riskten söz edebiliriz. Aşırı kilolu olmanın diğer kanserlerde olduğu gibi over kanseri için de riski artırabileceği düşünülmektedir. 35 yaşından sonra ilk gebeliğini yaşayan veya hiç gebe kalmayan kadınlarda over kanseri görülme sıklığı daha fazladır. Menopozdan sonra östrojen hormonu kullanımı ile yumurtalık kanseri arasındaki ilişki net değildir. Ailesinde meme kanseri, over kanseri ve kolorektal kanser (kalın bağırsak- anüs kanseri) geçmişi olan kadınlarda over kanseri görülme oranları daha fazladır. Kalıtsal meme ve yumurtalık kanseri sendromundan BRCA1 veBRCA2 genlerindeki mutasyonlar sorumlu tutulmaktadır. Bu kişilerde yumurtalık, periton ve meme kanserine daha yüksek oranda rastlanır. Sigara kullanımı da bazı yumurtalık kanseri türleri için risk faktörleri arasındadır.
Evresi tedavi başarısını etkiliyor
Bir kanser türü tespit edildikten sonra hastalığın hangi aşamada olduğunun ve nerelere yayıldığının derecelendirilmesine evreleme denir. Over kanserlerinin 4 evresi vardır. Evre 1’de kanser sadece overler ve tüpler ile sınırlıyken evre 4’te kanser; dalak, karaciğer, akciğer, lenf düğümleri ve kemikler gibi uzak organlara yayılmıştır. Kanserin evresi tedavi başarısını etkiler.
Erken evrede cerrahi tedavi
Yumurtalık kanserlerinin tedavisini jinekolojik onkologlar ve medikal onkologlar yapar. Erken evre over kanserlerinde cerrahi tedavi yeterli olmakla beraber çoğunlukla ilave koruyucu kemoterapi verilmektedir. Yine erken evre ,çocuk isteği olan genç kadınlarda belli koşullar sağlandığında üremeyi koruyan cerrahi tedaviler de tercih edilebilir. İleri evre kanserlerde cerrahi tedavi esas olmak üzere diğer yöntemlerden kemoterapi, hormon tedavisi ve hedefli tedaviler uygulanabilmektedir. Tedavi planını, başta hastalığın evresi olmak üzere, hastanın genel sağlığı, tercihleri ve çocuk sahibi olmak isteyip istemediği belirler.
Düzenli olarak jinekolojik muayene yaptırmak önemli
Yumurtalık kanserlerinin ne yazık ki yalnızca yüzde 25’i erken teşhis edilebilir. Yumurtalık kanserinde erken teşhis için düzenli olarak jinekolojik muayene yaptırmak önemlidir. Yumurtalık kanseri için herhangi bir tarama testi olmamakla birlikte, transvajinal ultrason ve kanda CA125 düzeyinin tespiti faydalı araçlardır. En azından senede bir kere olmak üzere bu muayenelerin yapılması hastalığı erken dönemde yakalamada oldukça önem arzetmektedir. Ailevi risk taşıyan kadınlarda mümkünse BRCA gen mutasyonlarına bakılmalı ve pozitiflik durumunda, çocuk sayılarını tamamlandığında, 35 yaşından sonra koruyucu rahim ve yumurtalık çıkarılması ameliyatları önerilmelidir.
Doğum kontrol haplarının yüzde 50 azalttığı gözlendi
En sık görülen epitelyal over tümörü riskini azaltmanın birkaç yolu vardır. Yapılan çalışmalarda doğum kontrol haplarının over kanseri gelişme riskini yüzde 50 oranında azalttığı gözlenmiştir. Çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlarda tüplerin çıkarılması riski azaltmada özellikle önemlidir ve bu yaklaşım başka bir nedenle jinekolojik ameliyat olan ve çocuk isteği olmayan kadınlarda mutlaka teklif edilmelidir. Tabi ki bu tür koruyucu ameliyatların hastanın rızası olmadan yapılamayacağı da unutulmamalıdır.”
Doç. Dr. Ceyhun Numanoğlu, ailesinde over kanseri olan kadınların genetik danışma alarak kanser risklerine baktırabilecekleri bilgisini verdi.