Ultrasonografinin yaygın kullanımının kadın doğum alanındaki en önemli ilerlemelerden biri olduğunu belirten, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayşe Kırbaş, ayrıntılı fetal ultrasonografi hakkında yaptığı detaylı açıklamada, "Erken gebelik haftalarında gebeliğin varlığı, bebeğin canlı olup olmadığının ve gebelik haftasının tespiti, çoğul gebeliklerin tespiti değerlendirilmesi için kullanılmaktadır. Ayrıntılı ultrason bebeğin kafadan başlayarak ellere, ayaklara kadar tüm organların varlığı, sayısı ve yapısal olarak normal olup olmadığı, bebeğin su miktarı ve görünümünün normal olup olmadığı değerlendirilmektedir" dedi.
Doç. Dr. Ayşe Kırbaş, erken gebelik haftalarında yapılan ultrasonografi ile gebeliğin varlığı, gebelik kesesinin rahim içine yerleşip yerleşmediğinin, bebeğin canlı olup olmadığının ve gebelik haftasının tespiti, olası doğum zamanının tahmini, cinsiyetin belirlenmesi ve çoğul gebeliklerin tespiti için kullanıldığını açıkladı. Kırbaş, “İlerleyen haftalarda ise bebeğin dış görünüşünün ve anatomisinin yani organların yapısının değerlendirilmesi, bebeğin büyüme-gelişmesinin ve iyilik halinin değerlendirilmesi için bizlere yardımcı olan bir görüntüleme yöntemidir” dedi.
Gebelikte ultrasonografi bebeğe zarar verir mi?
Gebelik esnasında ultrasonografinin bebeğe bilinen olumsuz bir etkisi olmadığını ve güvenli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Kırbaş, “Yine de gerekli olduğu durumlarda ve uygun süre boyunca kullanılması gerekir. Vajinal ultrasonografi yapılmasının gebelikte kanamaya veya düşüğe yol açtığı doğru değildir” açıklamasında bulundu.
Ayrıntılı ultrason taramasının amacı nedir?
Rutin bir gebelikte fetal ultrason taramasının temel amacının, bebeğin anatomisinin değerlendirilmesi ve eğer varsa bebeğe ait doğuştan var olan anormalliklerin tespit edilmesi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kırbaş, "Ayrıntılı ultrason incelemeleri sırasında elde edilen bulgular sayesinde gebelik takibinin ne sıklıkla yapılması gerektiği belirlenir. Herhangi bir sağlık sorunu varlığında ise erken dönemde gerekli önlemler alınabilir. Böylece anne ve bebeğin sağlık durumu düzenli olarak takip edilebilir, erken doğum riski kontrol altına alınabilir veya doğum sırasında ya da sonrasında karşılaşılabilecek olası problemlere karşı hazırlık yapılabilir" dedi.
Ayrıntılı ultrasonografinin rutin olarak 18-22. haftalar arasında yani gebeliğin tam ortasında yapılmakta olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Kırbaş, "Bu haftaların tercih edilmesinin amacı, 18-22. hafta civarında fetal organların pek çoğunun gelişimlerini tamamlamış olması ve değerlendirme yapabilmek için yeterli büyüklüğe ulaşmış olmasıdır. Ancak doktorunuzun gerekli görmesi durumunda daha erken haftalarda da bu konuda yeterli teknik donanıma ve tecrübeye sahip kişiler tarafından ayrıntılı ultrasonografi değerlendirmesi yapılabilmektedir. Ayrıntılı ultrasonografiyi perinatologlar yani yüksek riskli gebelik uzmanları ve radyoloji uzmanları, gerekli zaman dilimini ayırarak randevulu şekilde yapmaktadır. İnceleme yaklaşık olarak 30 dakika sürmektedir. Bebeğe ait ultrasonografi bulgularının tespiti ve yorumlanması önemlidir ve tecrübe gerektirir” dedi.
Ayrıntılı ultrasonografide neler değerlendirilmektedir?
Ayrıntılı ultrasonografide bebeğin kafadan başlayarak ellere, ayaklara kadar tüm organların varlığı, sayısı ve organların yapısal olarak normal olup olmadığı, rahmin yapısı, myom veya kist varlığı, plasentanın yerleşim yeri, bebeğin su miktarı ve görünümünün normal olup olmadığının değerlendirildiğini anlatan Doç. Dr. Kırbaş, “Ayrıntılı ultrasonografi bebeklerdeki organ hasarlarıyla beraber olan hastalıkları çoğunlukla tespit edebilir ancak bütün hastalıkları tamamen tespit etmesi mümkün değildir. Örneğin otizm gibi fonksiyonel bozukluğu olup yapısal bozukluğa neden olmayan hastalıklar ultrasonografi ile tanı alamaz. Bazı hastalıkların bulguları da hafif olabilir. Örneğin 800 bebekten birinde görülen Down sendromunun ultrason bulguları bazı vakalarda çok belirsiz ve hafif olabilir. Ultrasonografi annenin karın bölgesindeki yağ miktarından yani annenin kilosundan, bebeğin anne karnındaki pozisyonundan ve su miktarından, kullanılan ultrasonografim cihazının teknolojik yeterliliğinden ve ultrasonografi yapan kişinin tecrübesinden etkilenmektedir. Kilosu fazla annelerin ve suyu az olan bebeklerde görüntü kalitesi azalıp değerlendirme süreleri uzamakta, tekrar değerlendirme gerekebilmekte ve bazen de yeterli değerlendirme mümkün olmamaktadır. Bazı ultrasonografi bulguları önemli olup ileri inceleme gerektirirken bazıları da anne ve baba adaylarında endişeye neden olsa da önemli bir probleme yol açmadan sağlıklı doğum gerçekleşmektedir. Örneğin bağırsaklarda parlaklık, kafa içinde koroid pleksus kisti veya kalpte parlaklık gibi bazı ultrason bulguları hem hasta hem de sağlıklı çocuklarda görülmektedir, bunlar çoğunlukla ilerleyen haftalarda ortadan kaybolurlar. Böyle bir bulguyla karşılaşıldığında ayrıntılı ultrasonografinin önemi artar, bu bulguların yorumlanması tecrübeli kişiler tarafından yapılmalıdır” açıklamalarında bulundu.
3 boyutlu ve 4 boyutlu ultrasonografi nedir?
3 boyutlu ve 4 boyutlu ultrasonografinin günümüzde ayrıntılı ultrasonografinin bir parçası olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kırbaş, “3 boyutlu ultrasonografide bebeğin durağan bir 3 boyutlu volümetrik bir görüntüsü elde edilirken 4 boyutlu ultrason görüntülemesi sırasında hekim ve anne adayı, bebeği 3 boyutlu ve gerçek zamanlı olarak gözlemleyebilir. Yani 4 boyutlu ultrasonografi ile bebeğin hareketleri video izler gibi izlenebilmektedir. Anne baba adaylarını mutlu eden bu görüntülerin tıbbi açıdan kafa içi yapıların, kalp, yüz ve extremitelerin daha detaylı değerlendirilmesine olanak sağladığı için ekstra değeri vardır” dedi.