Opr. Dr. Arif Eroğlu ve Dr. Nüket Eroğlu, bel ve göbek yağlanmalarına dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulundu.
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Opr.Dr. Arif Eroğlu, “Hepimiz yılbaşı gecesi kendimizi beğendiğimiz elbise içinde daha fit daha bakımlı, çok çok daha güzel görmek isteriz. Vücudun şekilli olması bir elbisenin güzel durması için en önemli faktör. Eğer şekil bozukluğu varsa hızlıca 3D Lazer Lipoliz ile şekillenmeyi öneriyoruz. 3D lazer lipoliz vücut şekillendirmede çok etkili yöntemlerden. İnce kanüllerle cerrahiye gerek kalmadan yağların lazer ile eritilerek alınması, ardından cildin ultrason ve radyofrekans ile gerilmesi ve sıkılaştırılmasıdır. Bölgesel yağ fazlalığı olan her bölgeye uygulanabilir. Spor şekil için değil sağlık için yapılır. Hiçbir doku hiçbir yöntemle diğerine dönüşemez. Yağlar kasa dönüşmez. Bu yüzden bilinçli plates ve fitness hocaları, personel trainingler, spor eğitmenleri kaslarını göstermek için öncelikle yağlarından kurtuluyorlar. Ciddi bir profesyonel sporcu grubuna da 3D Lazer Lipoliz uyguladık. Bel bandı gitmeden karın kasları görünmüyor ne yazık ki. Erkeklerde jinekomastik yağlı bir meme, gögüs kasları sporla iyice şişirilirse daha büyük ve kadınsı görünüyor. Şekil değiştirme amaçlı spor yapıldığında alttaki kaslar şiştiğinden daha memeli ve göbekli bir görüntü oluyor. Gıdı zaten spordan hiç etkilenmiyor. Fit bir görünüm için öncelikle bel-göbek bandı ve bacak-basendeki yağ dokusundan kurtulmak gerekiyor. Aksi taktirde şekil bozukluğu varken çılgınca spor yapılarak kaslar iyice şişirilince şekilsel problem içinden çıkılmaz bir hale gelebiliyor. Diyet ile aynı şekil sadece küçülür, değişmez. İri elma daha küçük bir elma olabilir ama muza dönüşemez. Bel göbek bandı irileşmiş dümdüz bir vücuttan çay bardağına benzer bir kavis, zayıflayarak oluşturulamaz. Aksine vücuda şekil verme telaşıyla düşük kalorili diyetlere girilince cilt kaltesi geri dönüşümsüz olarak bozulur. Cilt elastikiyetini yitirir, sallanır, çatlar, vücut şekli değişmez. 3D Lazer Lipoliz ile klasik yeme alışkanlıklarından uzaklaşmadan ve çok zaman ayırmadan hedefe kolayca ulaşılabilir” dedi.
Medikal Estetik Hekimi Dr. Nüket Eroğlu, “3D Lazer lipolizde bölgesel yağ fazlalıklarına sırasıyla 3 sistem uygulanıyor. Yağ hücrelerini patlatmak için iki ayrı dalga boyuna sahip bir lazer (SMART), ardından cildi germek ve selülitleri gidermek için ultrason (VASER) ve radyofrekans uygulanıyor. Bu sayede yağlar yok olurken cilt germe etkinliği de maksimuma çıkarılıyor. Uygulama sonrası cilt daha sıkı ve pürüzsüz görünüyor. Bel, göbek, sırt, bacak içi, popo altı banana hattı, diz içleri, basen, bacak ön yüzü, kollar ve gıdıya uygulanıyor. Erkeklerde en çok bel-göbek bandına uygulanıyor. Sonrasında gıdı ve jinekomasti geliyor. Özellikle kadınlarda bacak içi, kol içi ve gıdı gibi deri sarkmasından çok korkulan bölgelerde ekstra cilt germe etkisinden dolayı son derece güvenli. Su basıncı ile yağ hücrelerini yıkayarak alan özel bir sistem sayesinde doğal yağ hücreleri memelerde, kalçalarda ve yüzde kullanılabiliyor. İri selülit çukurları da doldurulup deriye daha düz ve parlak bir görünüm veriliyor. Bu sayede belimizdeki ya da basenimizdeki istemediğimiz yağ hücreleri ile düz ve hacimsiz bir kalça, ‘Brezilya poposu’na dönüşebiliyor. Tamamen kendi yağ hücrelerimiz kullanıldığı için alerji riski de olmuyor. Yüksek oranda bir kalıcılık söz konusu. Memede doğal bir silicon alternatifi ve kalçaları dolgunlaştırmada en iyi seçenek. Klasik liposuction ucu keskin kanüllerle katı yağ dokusunun rendelenmesidir. 3D lazer lipolizde kanüller saç teli inceliğindedir, yağlar eritilerek alındığı için portakal kabuğu gibi pütürlü bir deri görüntüsü ve dalgalanma olmaz. bir yan etki sözkonusu değildir. İzler belli olmaz. Cerrahi kesi yoktur. Liposuctionun aksine deri önceki haline gore daha gergin, sıkı ve pürüzsüzdür. Çok hızlı Hemen gündelik hayatına dönülebiliyor. Uygulama bölgesi çok büyükse birkaç gün dinlenmek de tercih edilebilir” diye konuştu.
Uygulama bölgesinde görülen hafif bir morluk ve ödem dışında bir yan etkisinin olmadığını ifade eden Dr. Nüket Eroğlu, “Bunlar da tamamen geçicidir. Sonuç anında görülüyor. 2-3 ay zarfında ödemin tamamen gitmesi ve derinin sıkılaşmasıyla netleşiyor. Bir hafta korse kullanımı dışında dikkat edilmesi gereken özel bir durum yoktur. Sonrasında pansuman gerekmez. Yağ hücre sayısı azaltıldığı için yeni oluşturulan şekil kalıcı. Kilo alınırsa genel bir kalınlaşma olur fakat şekil bozulmaz. Ergenlik sonrası yapılabiliyor. Özellikle bu yaş grubunda erkeklerde jinekomasti (meme büyümesi), kızlarda basen en sık yapılan iki bölge. Bölgesel yağ fazlalığı olan her bölgeye yapılabilir. Bu yaş grubunda cinsel kimlik ve özgüven çok önemli olduğu için ergenlerin vücudunu kapatma ve sosyal olarak arka plana çekilme gibi negative tepkileri de kaybolacağından adeta bir ‘ruh sağlığı operasyonu’ olarak da değerlendirilebilir. Orta ve ileri yaşta şekli bozan yağlanmaların olduğu her bölgeye uygulanabilir” şeklinde konuştu.
Bel- göbek hattı kadınlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm’nin üzerindeyse tip II diyabet, metabolik sendrom, hipertansiyon, solunum sistemi hastalıkları için ciddi bir risk oluşturduğunu kaydeden Op.Dr. Arif Eroğlu, “Bu bölgedeki yağın alınması iç organlar üzerindeki basıyı kaldırarak çalışmalarının normale dönmesini sağlar. Ayakkabısını bile bağlamakta güçlük çeken, nefes almakta zorlanan ileri yaştaki göbekli hastalara öncelikle bu yükten kurtulmaları; sonrasında diyet ve sporla şekillerini ve sağlıklarını korumalarını tavsiye ediliyoruz. Bel göbek yağlanmasıyla ağır bir spor temposuna girmek demek kalp krizine davetiye demek” açıklamalarında bulundu.